BERFU’ DAN
Ne yani onlara bir açıklama mı yapacağımızı söylemişti. Aptalca ona bakarken
-ne yapacağız, dedim tekrar. Büyülü gülümsemesini bana sundu ve
-açıklama dedi.
-Üzerimi değiştireyim dedim pijamalarıma bakarak. Bana ilk defa gerçekten güldü.
-DeğiştirmelisinYavaşça arkamı döndüm ve odaya çıktım ,mavi bir gömlek giydim , babaannemin bana geçen sene aldığı siyah topuklu ayakkabılarımla, yağ bilekte biten kotumu kombinleyip giydim. Yüzüme azıcık fondöten sürüp maskara ve parlatıcı ile işimi tamamladım.
Yavaşça alt kata indim babaannem ve Umay koltuğa oturmuş konuşuyorlardı Umay üzerine siyah bir gömlek altına siyah bir kot giymişti yine mükemmeldi. Bu adamın adından başka bir şey daha biliyordum artık, evet bu adam her kadının hayalindeki yakışıklı prensti, ona hayır diyemiyordunuz, o peri masalının beyaz atlı prensiydi peki ama ben neresindeydim bu masalın . Bu masaldaki kül kedisi miydim yoksa prenses mi bilmiyordum. Ya köpüklere dönüşüp kaybolacaktım ya da camdan ayakkabımı giyiyip prensime koşacaktım.
-Hazır mısın diye sorunca ona gülümsedim ve evet dedim oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. Topuklu ayakkabı giysem bile ondan kısaydım, mankenlere taş çıkaracak bir vücudu vardı. Yanıma geldi ve o an dikkatimi Umay’ ın arabasının arkasında duran son model siyah araba çekti. İçinden Barlas Bey, Lamia Hanım ve dün gelen iki kız indi. Onları Umay da görmüştü,
-sonuna deyice onları onun çağırdığını anladım. Onlarda tıpkı Umay gibi hızlıca kapıya geldiler ve çaldılar, yine kapıyı babaannem açmıştı. Hiç anlamadığım şeyler oluyordu. İçeri geldiklerin de Lamia Hanım hızlıca yanıma gelip bana sarıldı, şok olmuş gibiydim tüm vücudum uyuşmuştu
-Ah canım benim, çok korktun öyle değil mi ? deyince ona baktım masmavi gözleri korku ile açılmıştı, ondan sonra iki kızda gelip bana sarıldı, Lamia hanım hala korkuyla bakıyordu. Cevap vermediğimi anlayınca evet iyiyim dedim, Lamia hanım gülümsedi çok güzel bir kadındı. Beyaz pürüzsüz teni ve mavi gözleri vardı, saçları Umay'ın ki ile aynı renkti Umay annesine benziyordu.Umay yanımıza gelip
-hadi o zaman dedi. Yavaş adımlarla Lamia Hanım , Barlas Bey ve babaannem önde ben ve Umay arkada kapıyı açıp dışarı çıktık yaklaşık on tane gazeteci vardı , kameramanları ve fotoğrafçılarla resmen küçük bahçemizi dolduruşlardı.Bizim çıktığımızı görünce hızla karşımıza geçtiler hepsi bir ağızdan konuşuyordu, tam yüzümü buruşturacaktım ki Umay kulağıma eğildi nefesini saçlarımda hissedebiliyordum
-Rahat ol ve gülümse kar tanesi ben yanındayım güven bana tamam mı?
Ona baktım gözleri güven verircesine bakıyordu içimdeki aptal ses ona güvenmemi söylüyordu yavaşça kafamı salladım bana gülümsedi ve gazetecilere döndü. Konuşmaya başladı kameralar sürekli bizi çekiyordu çok heyecanlanmıştım yanlış bir şey yapmaktan korkuyordum. Hemen kel kafalı bir gazeteci konuştu-Umay Bey dün akşam nişanlandığınız söyleniyor doğru mu?
Umay bana dönüp gülümseyince gülümsemem gerektiğini hatırladım ve gamzelerimi ortaya çıkaracak bir gülümseme sundum onlara. Umay gülümsememle tatmin olmuştu, tekrar gazetecilere döndü
-Evet doğru, dün akşam nişanlandım.Hemen platin sarısı saçlara sahip kedi kılıklı aşırı makyajlı bir kadın konuştu
-Umay Bey, Berfu Hanım ile ne zamandır berabersiniz?
Hadi bakalım baştan kaybettik diye düşünürken Umay gayet rahat bir şekilde cevap verdi
-Çok fazla olmadı aslında sadece onu görünce çok etkilendim. Ayrıca zekası ve gülümsemesi beni büyülemişti. Dünyaya böyle güzel, ayrıca zeki bir kadının milyonda bir geleceğini anlayınca hiç kaçırır mıyım yüzüğü parmağımıza geçirdim, dedi
Konuşması boyunca gülümsemişti , konuşurken çok rahattı , sürekli bana bakıp gülümsüyordu. Bu hareketi bana güven veriyor, ayrıca beni rahatlatıyordu.Bu sefer esmer, siyah saçlı bir kadın konuşmuştu
-Peki Berfu Hanım kaç yaşındasınız, kimsiniz kısacası?
Onlara tekrar gülümsedim ve konuşmaya başladım
-23 yaşındayım
Tam o anda Lamia Hanım sözümü kesmişti
-O bizim saf ve temiz eşi benzeri bulunmaz kar tanemiz. Diye soruyu geçiştirdiŞaşırmıştım böyle bir cevap beklemiyordum. Lamia Hanıma gerçek bir gülümseme gönderdim, şu an bu mankenlere taş çıkartacak kadar güzel kadınla çok iyi anlaşacağımızı anlamıştım, benim gülümsememe karşı oda güzel bir gülümseme göndermişti.
Ancak keltoş, esmer, top sakalı ve siyah gözlükleri olan bir gazetecinin sorusu sinirimi bozmaya yetmişti, bazen şu gazeteciler nerde duracaklarını bilmiyordu gerçekten.
Soru aynen şuydu
-Umay Bey, sizin Dalya Hanım ile nişanlanacağınızı düşünüyorduk neden ters köşe yaptınız.
Kasıldığımı hissediyordum o an Umay’ ın kahkahası ile ona döndüm, şu an bu kadar gerilmiş olmasam belki ne kadar yakışıklı oluğunu düşünürdüm. O ise azıcık kahkaha atmış sonra ise kahkahayı kesmiş ve büyük bir ciddiyetle cevap vermişti-İnsan kime aşık olacağını kendisi seçmez. Ters köşe falan yapmadım zaten ne zaman Dalya ile nişanlanacağımız gibi bir şey söylemiştim ki.
Tam başka bir gazeteci soru soracaktı ki Barlas Bey gazetecinin sözünü kesti
-Evet Beyler, Bayanlar bu kadar soru yeterli sanırım.
Gazeteciler Barlas Bey ‘in keskin bakışlarından ekilenmiş olacaklar ki hemen bahçeyi boşaltmaya başladılar. Bizde yavaşça içeri geçtik, neden bu kadar gazeteci geldiğini merak etmiştim.İçeri geçince ikiz kızlar hemen ayağa kalktı, benden küçük gösteriyorlardı, çok üzgün görünüyorlardı sanırım fotoğrafları internete onlar düşürmüştü. Nasıl özür dileyeceklerini bilemiyorlar gibiydi onları daha fazla kıvrandırmak içimden gelmedi
-Önemli değil kızlar deyince ikisi de parlayan gözlerle bana bakıp gülümsediler ve
-gerçekten mi diye sordular kafamı sallayınca hemen gelip bana sarıldılar sanırım bu sarılmalara alışmalıydım çünkü bende karıncalanma hissi yapıyordu. İki kızda çok güzeldi birbirlerine benzeselerde konuşmaları ve giyim tarzları farklıydı.Lamia Hanım yanımıza geldi gülümsemesi gözlerine kadar yayılıyordu
-Biz artık gidelim. Berfucum, sen kendine dikkat et olur mu? Eğer bir şey olursa hemen ara numaralarımızı babaannene verdim tamam mı ?
Deyince bende ona gülümsedim ve başımı salladım. Hadi kızlar deyip hızlıca bana sarıldı ve kızlarla beraber evden çıktılar. Barlas Beyle de kısa bir vedalaşma yapmıştık. Onlar evden çıkınca odada sadece ben, babaannem ve Umay kalmıştık. Babaannem bizi yalnız bırakması gerektiğini düşünmüş olacak ki Umay ve beni odada yalnız bırakıp çıktı.O an onun turkuaz renkli gözleri ile gözlerim buluştu, tam ona teşekkür edeceğim anda, onun gözlerinin artık dışardaki gibi sıcak ve güven verircesine bakmadığını anlayıp sustum. Ne söyleyeceğini beklemeye başladım. Beni anlamış gibi tam o anda konuştu
-Hadi seninle anlaşmamızda geçen maddeleri ayarlayalım diyerek tüm büyüyü bozdu.
-Anlamadım dediğimde
-Anlaşmamızı yasal hale getirelim, artık bu işin dönüşü yok üzgünüm Berfu
-Ben... Sen gerçekten samimi değil miydin diye sormak istedim, nasıl böyle oynayabildin demek istedim ama sustum
-Evet sen dediğinde
-Evet haklısın yasal hale getirelim diye cevapladım. Başını sallayıp gitmek üzere arkasına döndü
-Bu sadece oyun diye kendime fısıldadım. Duymuş olacak ki bana döndü
-Artık sadece oyun değil dedi ciddiyetle. Tanrım resmen batıyordum, sanırım dışarda söyledikleri gerçek düşünceleri değildi, belki de o sandığım kadar kibar değildi.İNŞALLAH BEĞENMİŞSİNİZDİR :-D YAZIM YANLIŞLARI VE ANLATIM HATALARI İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
Chick-LitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...