BERFU'DANBuz gibi bakışlarını üzerime dikince bende ona baktım.
-İyi gğnler geleceğin Berfu Arat'ı dedi. Geleceğin Berfu Arat'ı ha, iyi bulmuştu gerçekten. İnsanları neresinden vuracağını iyi biliyordu. Asel Eymen'e, nişanlımın biricik düşmanına, baktım. Onun benimle oynamak istediği gibi bende, tıpkı bir kedinin fare ile oynaması gibi, onunla oynayabilirdim.
Alayla kıvrılmış dudaklarımla ona baktım-İyi günler Asel Eymen, sonra görüşürüz, inşallah demek isterdim ama yeniden görüşeceğimiz kesin zaten. deyip ona alayla göz kırpıp kapıya döndüm. Onunla alay edercesine konuşmak bile zordu, bakışları tamamen ifadesizdi, boş ama zeki olduğunu belli eden bir türdeydi.
Düşünceler beynimde uçuşmaya başladı acı ile gülümsedim. Asel Eymen biliyor musun o beğenmediğin Umay Arat ile o kadar çok benziyorsun ki. Siz ikiniz bir mıknatısın iki zıt kutbu gibisiniz, evet belki birbirinizden ölesiye uzaksınız ama siz ikiniz birbirinizi yine aynı itimsel kuvvetle çekiyorsunuz. İkinizin de yıkılmaz duvarları var, her ikinizde erken büyümek zorunda kalmışsınız be. İkinizde genç yaşta yaşlanmışsınız sanki.
Onun arkamda olduğunu nefes alış verişinden anlıyordum, hala neden gitmemişti acaba. Nefesini kulağımda hissettiğimde omuriliğimden aşağı süzülen ürperti bir anda tüm duvarlarımı yıkmıştı. Ona arkamı dönük olmam benim için şu an bir avantajdı, gözlerimdeki korkuyu görsün istemezdim. Evet, korkuyordum ve korkmakta haklıydım, ben cehenneme meydan okumuş bir kar tanesiydim. Asel fısıldarcasına konuşunca nefesi boynumu okşamıştı
-Evet Berfucum, emin ol artık beni her zaman göreceksin. Dikkatli ol etrafına iyi bak olur mu?
Bu açık uçlu tehdit beni uyarmıştı. Umay'ın da dediği gibi kim olursa olsa olsun ezilmeyecektim. Umay akıma gelince onun için savaşmaya karar verdim, evet nişanlımın biricik düşmanına ezilmeyecektim. Dudaklarımdan alaylı bir haykırış döküldü, ama çok kısa sürmüştü konuşmaya başladığımda sesimin buz kadar keskin ve soğuk çıkmasına özen gösterdim-Evet, haklısın Aselciğim. Sen benim etrafımda olacaksın eminim, ama unutma ışığın etrafında dönen pervanelerin sonu her zaman ölümdür.
Bu lafımla şok olduğunu anlayınca fırsattan istifade hızlıca sınıfa girdim. Tüm sınıf bana dönmüştü. Herkes 'bu o' diye fısıldıyor, dedukodumu yapıyordu. Utanmıştım ama arkaya ilerleyip iki kişilik boş sırada cam kenarına oturdum ve camı açtım.
Hoca gelip derse başladı, ders bitti dediğinde kimseye yüz vermeden dışarı attım kendimi. Hızlıca alt kattaki kocaman kantine indim. Kendime bir masa seçtim ve gidip oturdum.Umay verdiği sözleri tutmuştu. Hatta daha fazlasını da yapmıştı. Bana bir kredi kartı vermişti. Kredi kartı cebimde duruyordu, daha düne kadar hayatımda hiç limitsiz kredi kartı görmemiştim ama şimdi avuçlarımın arasındaydı.
Kantine göz gezdirdim ve hızla dolmaya başladığını gördüm, bana bakıyor ve fısıldaşıyorlardı. Bunu görünce hızla ayağa kalktım ve kantinden çıktım.Tekrar sınıfa çıktığımda bu sefer kaçıncı olduğunu hatırlayamadığım hayal kırıklığını tekrar yaşadım. Evet, yanımdaki sıra ona aitti. Kendini sırada hafif kaydırarak oturmuş, kızlar ise ona hayranlıkla bakıyor ve fısıldaşıyordu. O, ne derse yapacaklarmış gibiydi. Asel Eymen sıra arkadaşımdı ve beni görünce alayla güldü. Biliyordu demek, o zaman asla yenilmemeliydim ve dik durmalıydım, aynı alayla yanına gittim.
Cam kenarına oturmamıştı, benim diğer tarafa geçmem için kalkması gerekiyordu. Alayla baktı ve hafifçe ayağa kalktı bana hafifçe omuz atmış ve sıradan çıkmıştı. Kapalı uçlu tehdidi anlamış ve sessizce geçip oturmuştum. Başımın bundan sonra çok büyük belalara gireceğini hissetmiştim. O da oturdu ve bana baktı bu sefer gözleri buz kadar soğuktu karşıdaki kızları işaret parmağı ile göstererek konuştu
-Bak. Dedi gülümsedi ama mizahtan uzak soğuk bir gülümsemeydi.
-Onlar ateşin etrafında dönen pervaneler ama umurumda değil biliyor musun? Bana yaklaşmış ve tekrar konuşmuştu. Çünkü ben eritmek için kendime bir kar tanesini seçtim. Bana iyice yaklaştı.
-Dikkat et kar tanem olur mu çünkü seni yok edebilmek için elimden geleni arkama koymam.
Saniyeler içinde yıkılan surlarımı görmemesi için yine saniyeler içinde toparlandım. Ondan korkuyordum evet haklıydı beni alevi ile yakacaktı ama bende ona karşı kolayca erimeyecektim. Ona doğru döndüm ve konuştum-Evet, haklısın ışığın etrafında dönen pervanelere benziyorlar. Sesim öyle alaylı çıkmıştı ki böyle bir ses tonum olduğunu bile bilmiyordum alayla gülümseyip devam etti.
-Evet, haklısın Asel Eymen ama biliyor musun sen sadece uzaktaki bir ışıksın benim için, benim ateşim Umay Arat. Sen beni istediğin kadar yak ama bilmediğin bir şey var, ben senin yakmanla sadece acırken ama onun tek bir dokunuşuyla bile eriyorum .O an ne olduğunu anlamamıştım. Bu kadar sinirleneceğini tahmin edememiştim. Öyle bir sinirle sınıftakilere dönmüş ve defolun diye bağırmıştı onun bağırması ile kızlar hemen sınıfı terk etmişti. Sıraları yere atmaya başladı sanki öfkesi onu ele geçirmiş gibiydi. Tüm surları yıkılmış, gözlerimin önünde paramparça olmuştu. O, Asel Eymen, zayıftı. Evet belki güçlü surları vardı ama deneyimi yoktu, ben hayatla oynamaya alışkındım ama o değildi. Asel Eymen' in zayıflığı deneyimsizliğiydi, hayattan yeterince çekmemişti, o benim kadar acı çekmemişti.
Sonunda azıcık sakinleşmiş ve kesik kesik nefes alıyordu. Onun öfke krizi sırasında yerimden hiç kalkmamış ona bakmamaya dikkat etmiştim sonunda ona döndüm ve alayla baktım sakinleşmiş gibiydi
-Evet Asel Eymen, Eymen şirketler zincirini biricik veliahtı ,şımarık bir zengin çocuğu gibi davranıyorsun.
Bana ciddiyetle baktı o kadar ciddiydi ki ona dikkat kesilmek zorunda kaldım ve onu dinlemeye başladım.
-Evet, Berfu çünkü öyleyim; ailesinin, şirketinin, kızların biriciğiyim anladın mı? Dudakları alayla kıvrıldı ve devam etti.
-Ama sen kendine bak Berfu. Yalnızsın anladı mı? Ben Asel Eymen'im; Eymen şirketler zincirinin veliahdıyım; peki ya sen kimsin ,kendini ne zannediyorsun? Ben sana kim olduğunu söyleyeyim mi sen kimsin biliyor musun? Sen Umay Arat'ın sıkılınca bir köşeye atacağı oyuncak bebeklerden birisin sadece anladın mı? Beni iyi anladığına eminim canım unutma çok dikkatli ol olur mu çünkü seni arkanı döndüğün an bıçaklayacak çok kişi var.
Hızlıca arkasına döndü ve kapıyı çarparak çıktı, beni sınıfta yalnız bıraktı. Yıkılmaması için uğraştığım surlarım öyle bir parçalanmıştı ki kalbimi kesen cam parçalarına dönüşmüşlerdi.
Evet ben cehennemimi azıcık soğutmaya çalışmıştım, ama karşılığı benimkinin kat be kat fazlası olan bir sıcaklıkla karşılık vermişti. O acıtmaya başlamıştı benden ve Umay'dan kendince intikamını alıyordu. Ağlayacağımı anlamıştım ama gözyaşlarımı eve sakladım.Ben küçük oyuncak bez bebek, erimeye hazır bir kar tanesiydim. Umay Arat'ın oyuncaklarından biriydim sadece evet ama onun bilmediği bir şey vardı. Ben Berfu' ydum, benimde fikirlerim vardı, duygularım vardı. Dışardan yıkılmaz görünen surlarım sadece birkaç tuğladan ibaretti. Hayatın bana yaşattıkları beni yeterince acıtmıştı zaten ama hayat beni hala acıtmaya devam ediyordu. Haklıydı yalnızdım, sadece yaşlı babaannem vardı arkadaşlarım, annem, babam yoktu ama bilmiyordu ki ben yalnızken mutluydum.
Evet, belki param yoktu annem ve babam yoktu ama ben babaannemin sıcacık sevgisi ile büyümüştüm. Evet, belki o Asel Eymen'di ama bende Berfu Ecmel'dim beni acıtanı hep acıtmıştım. Ne olurdu sanki Asel de tuğlalarıma birkaç tekme atsa. Sadece biraz daha yıkılırdım ama ayakta dururdum.BÖLÜM BERFU VE ASEL AĞIRLIKLI OLDU. DİĞER BÖLÜM UMAY VE BERFU AĞIRLIKLI OLACAK. İNŞALLAH BEĞENMİŞSİNİZDİR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
ChickLitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...