BU BÖLÜM CANIM ARKADAŞIM SENA'YA İTHFEN YAZILMIŞTIR. BÖLÜMLER NASIL OLUYOR UMAY’DA İTİRAF ETTİ. BEĞENİYOR MUSUNUZ HİKAYEYİ YORUMLARINIZA AÇIĞIM.
BERFU’NUN AĞZINDAN
Umay beni seviyordu. Benim imkansızım beni sevdiğini söylüyordu. Gözlerine baktım, Umay da benim gözlerime bakıyordu.
-Ölürsen bende ölürüm Umay, başkasını sevemem ki ben. Kalbim avuçlarında ve sen onu bırakana kadarda hep orada kalacak. Umay gözlerime baktı ve beni bir kez daha alnımdan öptü.
-Immmm, dedi ona baktım dudaklarını büzmüş gözlerini tavana dikmişti. Bu hali ile çok tatlıydı. Ben gülümseyince devam etti
-New York’a geldik gezmeden mi gidelim yani deyince ona baktım beraber gezmeye çıkmayı teklif ediyordu güldüm
-Bana çıkmamı teklif ediyorsun Umay dedim güldü ve sanırım evet dedi.Üzerime baktım Asel ile gittiğim depoda oluşan kirli elbiselerim ile dışarı çıkamazdım biraz bekle deyip çantama yürüdüm o da kalktığı koltuğa geri oturdu kıyafetlerimi alıp banyoya yürüdüm, üzerime coffee, tea, pancakes and you yazan bir tişört , ten rengi hırka, kot pantolon ve beyaz spor ayakkabılarımı giydim başka kıyafetim kalmadığı için alışverişe çıkmamız iyi olmuştu. Parlatıcımı tekrar sürüp, parfüm sıktım ve banyodan çıktım.
Umay gülümsedi ve ayağa kalktı tişörtüme baktı ve konuştu
-Immmm, güzel bir dörtlü oluşturmuşuz deyince güldüm. Otelden çıktık ve arabaya yöneldik. Ferrari’si gelince kapımı açtı gülümsedim ve arabaya bindim o da binmişi. Arabayı kıvrak bir manevra ile yerinden çıkardı ve ışıklı New York sokaklarında ilerlemeye başladı. Büyük bir mağazanın önünde durunca geldiğimizi anladım önce o sonra ben arabadan indim. Yanıma yaklaştı ve kolunu bana uzattı gülümsedim ve koluna girdim. İlerlerken mağazanın adını gördüm şu an dünyanın en büyük markalarının olduğu bir alış veriş merkezindeydik durdum ben durunca o da durmak zorunda kalmıştı.-Ama burası çok pahalı dedim. Gülümsedi ve biliyorum dedi.
-Buradan alış veriş yapmak istemiyorum bence bu israf deyince saçmalama dercesine bana baktı. Bende ona bakıp açıklama yaptım.
-Bence buradan alacağımız tek kıyafete normal bir mağazadan yirmi kıyafet alabiliriz
-eee, dedi Umay sanırım bu onun için önemli değildi ona sinirle baktım
-Eğer buradan bir kıyafet alırsak kendimi rahat hissetmem, normal mağazaları gezemez miyiz? deyince öffledi ve tekrar arabaya bindi o binince gülümseyerek bende bindim. Umay arabayı çalıştırıp yine marka olan kıyafetlerin satıldığı ancak daha ucuz bir alış veriş merkezinin önünde durdu
-Oldu mu kar tanesi dedi bende oldu dedim ve gülümseyerek arabadan indim. Yine kolunu uzattı bende koluna girdim. İlerleyince bende ilerledim.
Mağaza vitrinlerine bakıyordum Umay durunca durdum, bir yere bakıyordu baktığı yere bakınca bir kombin gördüm ancak Umay bana onları göstermiyordu, o son derece kapalı bir abiyeyi göstermeye çalışıyordu. Onu çektim, o abiyeyi alacağımızı zannederken ben öteki mağazaya girince şaşırdı. Hızlıca kasiyere kombini denemek istediğimi söyledim, Umay kombine baktı kollarını göğüsün de kavuşturdu sanırım izin vermiyorum demek istiyordu. Ben onu dinlemeyip kıyafeti elime aldım ve kabine girdim turkuaz, çiçek basmalı mini etek, beyaz atlet ve turkuaz cekete uygun beyaz bilekten bağlaması olan beyaz platform topuklu ayakkabılardan oluşmuş kombin ile gerçekten güzel olmuştum.
Aynada kendime baktım kombinin turkuaz rengi göz rengimi açığa çıkarmış bal rengi saçlarımla ahengi yakalamıştı. Turkuaz çiçek basmalı etek ince bacaklarımda güzel durmuştu. Zayıf bir kızdım, güzel bir fiziğe sahiptim bacaklarım da ince uzun ve düzdü bu yüzden yalnızken kısa şeyler giymemeye dikkat ederdim. Kabinden çıktım Umay’ın arkası bana dönüktü mağazada çalışanlardan başka kimse yoktu, iki kadın çalışan bana döndü önce büyülenmiş gibi baktılar sonra çok güzel olmuşsunuz dediler. Umay onların lafı ile bana döndü önce büyülenmiş gibi baktı beni baştan aşağı süzdü ve bakışları bacaklarımda durdu gözleri kocaman oldu ve gözlerine kıskançlık doldu, hızlıca yanıma gelip beni kabinlerin olduğu kısma itekledi şaşırdım bu kadar hızlı olması çok şaşırtıcıydı
-Bu ne dedi bağırmıyordu sesi oldukça soğuk ve nefret ettiğim o haline dönüşmüştü sinirlenmiştim bende buz gibi sesle konuştum
-Etek dedim Umay güldü ancak soğuk ve tatsız bir gülümsemeydi
-Etek mi? Dedi bende evet deyince biraz yaklaşıp buz gibi sesiyle konuştu
-Ben göremiyorum ama Berfu. Şimdi bunu hemen çıkarıyorsun tamam mı birtanem dedi bende buz gibi bir sesle çıkarmazsam dedim
-O zaman sana askıntılık eden herkesi döverim, gözünü bacaklarına diken herkesin gözünü çıkarırım anladın mı dedi. O, Umay Arat yine kaybetmemiş yavaşça kabine girdim normal kıyafetlerimi giydim ve kabinden çıkıp mağazanın önüne gidip beklemeye başladım ama o gelmemişti biraz daha bekleyince onu gördüm elinde bir poşet vardı yanıma gelince poşeti bana uzattı.Poşeti alıp içine baktım ve gülümsedim. O daha demin sinir olduğu kombini almıştı. Mutlu değildi ama sırf ben istediğim için bunu yapmıştı. Bana baktı ve ciddiyetle konuştu
-Eğer onu benden başka birinin yanında giyersen Berfu, vallahide billahi de o eteği yakarım anladın mı deyince kafamı salladım ve gülümsedim o da gülümsedi ve barıştık mı dedi
-Küsmedik ki zaten deyince o zaman o trip niyeydi acaba dedi güldüm ve koluna girdim beni yeni bir mağazaya soktu bu sefer birçok pantolon almaya başladı renk renk ve şekil şekil pantolonlar elinde birikince ne yapıyorsun dedim bana döndü ve ciddiyetle konuştu
-Etek, şort veya bacağını gösteren her şeyden nefret ediyorum, bu yüzden sana birçok pantolon alıyorum ki onları giyme dedi şaşırdım ama şu an Umay beni asla dinlemeyeceği için almaya devam etmesini izledim sonunda kasaya yaklaştı ve pantolonları aldı elinde bir sürü poşet birikmişti ancak o hiç şikâyetçi değildi. Başka bir mağazaya girdi ve nerede kapalı ve sade bir tişört ve kazak gördüyse onları da aldı. Bu kadar gerek yok dediğimde gözlerime öyle bir bakmıştı ki bu bakıştan sonra ne alıyorsa almasına izin vermiştim.Umay sonunda bu mağazadan da çıkınca artık elindeki poşetleri taşıyamıyordu. Ayakkabı deyince ona baktım ciddi miydi herhangi bir erkek şimdiye kadar sıkılmıştı bile. Ancak Umay elinde ki poşetlerle bir ayakkabıcıya girdi ve kendini koltuğa attı beğendiğini al dedi ve gözlerini kapattı. Bende dediğini yapıp beğendiğim her çifti aldım ayakkabıları da alınca poşetleri taşıyamayacağını anlamış bir yardımcı çağırmıştı. Otele dönünce Umay çok yorulduğundan olsa gerek hemen uyumuştu. Anlaşma günü geldiğinde Umay yine bu kadar mutlu olacak mı acaba diye merak ederek bende uyumuştum.
1 HAFTA SONRA
Bir hafta koskocaman bir hafta olmuştu. Umay anlaşma için sürekli buradaki şubeye gidiyor bende New York’u geziyordum sonunda anlaşma günü gelip çatmıştı. Umay yine soğuk duvarlarına bürünmüş, buzdan prensi oynuyordu.Onu tanımaya başlamıştım azar azar, mesela şu an saçını geriye atıyor olması bir stres belirtisiydi. Umay belli etmek istemiyordu ama çok stresli olduğunu hissediyordum. Umay anlaşma için Amerika’nın en büyük iş adamları ile buluşacak Asel’e karşı savaşacaktı, o şu an oldukça sakin ve soğuk gözükse de aslında öyle değildi
-Seninle gelmemi ister misin? deyince bana baktı gülümsedi ve zaten geliyorsun dedi üzerimi değiştirmek için banyoya gittim ve Umay’ın aldığı siyah pantolon, beyaz gömlek ve turkuaz ceketle siyah platform ayakkabıları giyinip banyodan çıktım o da siyah ceket beyaz gömlek siyah pantolon ve siyah kravatıyla siyahlara bürünmüştü. Yine çok yakışıklıydı siyah kıyafetleri turkuaz gözlerini açığa çıkarıyor onun sarı saçları ile uyumu yakalıyordu. Gülümsedi ve hadi gidelim dedi. Otelden çıkınca arabasına bindik fazla uzun olmayan yolda Umay daha da soğumuş sanki bir buz kütlesine dönüşmüştü.Ona bakınca bana baktı stresle gülümsemeye çalıştı ve önüne döndü arabayı yavaşlattı ve durdurdu. Şu an koskocaman bir arazide New York’a tepeden bakıyorduk. O an, onu gördüm tıpkı Umay gibi onunda yaraları iyileşmişti ama onun yaralarının Umay’ın ki kadar kolay kapanmayacağını biliyordum, Asel şu an eski Asel gibi değildi, sanki cehennemim şu an kor alevlerle kavruluyordu.
BÖLÜM NASIL OLMUŞ. BEĞENİYOR MUSUNUZ ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
ChickLitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...