BERFU’DANUmay’ın kollarında daldığım uykudan yine onun sesi ile uyandım. Gözleri gözlerimle birleşti. Onu rahatsız ettiğimi düşündüm ve kollarından kalkmaya çalıştım ama o beni durdurdu ve tekrar sırtımı göğsüne yasladı. Bir şey söylememişti ama onun bir şey söylemesine gerek kalmamış bu hareketi ile midemdeki kasılmalara engel olamamıştım. Umay derin nefesler almaya başlamıştı sanırım uykusu gelmişti
-Biraz uyumalısın dedim onu göremiyordum ama görmeme gerek yoktu onu görmeden de hissedebiliyordum. Güzel sesi dudaklarından döküldü
- Hayır, uyumama gerek yok sen uyu kar tanesi biraz daha yolumuz var deyince gözlerim ona itaat edercesine tekrar kapanmaya başladı.
-Hadi kar tanesi uyan geldik sayılır deyince hafifçe yerimden doğruldum ve ona döndüm, düşündüğüm şey ile gülümseyince Umay neye gülüyorsun dedi. Ona sıcak bir şekilde cevap verdim
-Babaannemden başka beni uyandıran ilk kişisin Umay dedim o da gülümsemişti.
-Güzel uyuduk dedi gülerek. Kızardığımı hissettim
-Hafif belim tutulmuş dedi gerinerek. Üzerime resmen kokusu sinmişti daha çok kızardım. Yüzüme bakıp kahkaha attı.
-Utangaç kar tanesi dedi alayla. Uçak piste inince Umay uyuşmuş bacaklarını gevşetti ve ayağa kalktı bende yavaşça ayağa kalkıp bacaklarımı esnettim. Umay yavaş adımlarla uçaktan indi ve benimde inmeme yardım etti. Yanımıza gelen siyah arabanın arka koltuğun kapısını açtı önce ben sonra da o binmişti. Şoförün sürdüğü araba hızla yol almış ve bir otelde durmuştu.Tamamen lüks ve zenginliğin emsali olan otele ilk Umay sonra ben girmiştim. Umay lobiye gidince arkasından gittim gayet iyi bir İngilizcem olduğu için onları çok rahat bir şekilde anlayabiliyordum. Umay şu an kendi odasına yakın başka bir vıp odayı benim için istiyor kızda başka odaların dolduğunu sinirlenen Umay’a anlatmaya çalışıyordu. Umay 'ın bu hareketi hoşuma gitmişti, şuanda ne münasebetle aynı odada kalacaktık ki zaten. Hala çok yolumuz vardı. Oyunu rolümüze göre oynamalıydık. Umay sonunda kızla konuşmaktan vazgeçti ve odanın kartını alıp beni kolumdan tuttu. Asansör ile üst katlara çıktık Umay sanırım beni normal bir odaya gönderecekti. Ancak o düşündüğümün tam tersini yapıp beni odaya doğru sürükledi kapıyı açıp beni içeri soktu ve kapıyı kapattı
-ne yapıyorsun dedim şaşkınca
-Otelde başka oda yokmuş Berfu, bu gün ikimizde bu odada kalmak zorundayız dedi.
-Normal bir odada kalırım sorun değil dediğimde kaşını çattı.
-Olmaz dedi ciddiyetle
-Ne yani ikimiz aynı odada mı kalacağız? dedim salakça
-Oda da senden ve benden başka kimse var mı diye sordu.Odada benden ve ondan başka kimse olmadığına göre biz beraber kalacaktık. Odaya baktım Umay ceketini çıkardı ve banyo olarak düşündüğüm yere doğru yürüdü. Bende yapacak bir şey olmadığı için koskocaman yatağa doğru yürüdüm oldukça rahat ve dört kişinin sığabileceği büyüklükte ki yatak nasıl bir odada olduğumuzu tek başına bile gösteriyordu. Karşımdaki dev plazma, odanın mükemmel New York manzarası, buzdolabı ve kocaman giysi dolabıyla bu oda mükemmeldi.
Umay gerçekten zevkli bir adamdı. Banyodan çıkınca ona baktım beyaz gömleği siyah pantolonu ileyken bile yakışıklıydı. Hava kararmak üzereydi Umay bana baktı
-Acıkmışsındır aşağıda bir şeyler mi yemek istersin yoksa odaya göndermelerini mi isteyim
Deyince onunla yalnız kalıp konuşmak için odaya dedim. Umay telefondan akşam yemeği için bir şeyler söyledi. Kendisi de karşıdaki koltuğa geçip oturdu ve plazma televizyonu açtı. Kanalları geziyordu ama ben bilmediğim diziler falan olunca sıkılmış ve New York manzarasını izlemeye başlamıştım, Umay’da maç izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
ChickLitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...