BU BÖLÜM PC VEYE TELEFONUNUN BAŞINDA ŞU AN BU HİKAYEYİ OKUYAN SANA İTHFEN YAZILDI. İYİ OKUMALAR.
BERFU'NUN AĞZINDAN
Umay kahvelerimizi yudumlayacağız dediğinde güldüm. Umay kalan işi babasına bırakıp arabaya bindi bende binmiştim New York'a geleli iki hafta olduğuna inanamıyordum. Onunla zaman çok hızlı geçiyordu. Otele döndük ve zaten hazır olan eşyalarımızı ve bavullarımızı büyük bir arabaya yerleştirdik araba bizden önce havaalanına gitmişti. Umay bana döndü
-Bizimkilere hediyelik eşya almayacak mıyız kar tanesi dedi gülümsedim ve tamam alalım dedim. Arabayı hediyelik eşyaların satıldığı bir mağazada durdurdu eşyalar arasında gezerken kızıla boyanmış bir denizin önünde güneşin batışını izleyen bir çocuğun resmedildiği tabloyu ona gösterip bunu alalım dedim gülümsedi neden dedi
-Akşam güneşi dedim eeee dedi güldüm ve devam ettim. Babaannemin ismi Esila, akşam güneşi demek bu yüzden dedim tamam deyip tabloyu eline aldı geçerken yine parlak bir ışığın resmedildiği tabloyu eline tutuşturdum
-Bunun anlamı ne kar tanesi dedi gülerek bende güldüm
-Lamia, parlak demektir de bu yüzden deyince haykırdı ve ilerledik iki tane kalbin birbirini tamamladığı çift bardağını alınca Umay o kime dedi sanırım kıskanmıştı
-Melek ile bana dedim tamam dedi rahatlamış bir ifadeyle, bende bakınmaya devam ettim kızlar içinde çok güzel iki tane günlük almıştım.Tamam bitti deyince beni unuttun kar tanesi dedi ne yani ona da mı hediye almam lazımdı. Güldüm elimi kalbimin üzerine koydum
-Senin için en güzel hediye bu değil mi dedim önce şaşırdı ancak daha sonra o da güldü ve evet öyle dedi. Mağazadan çıkınca ilerlemeye başladık.Bir mağazanın vitrininde pembe renkte üzerine ki I LOVE YOU yazısını iki kişi birleşince tamamlayan çift tişörtünü ona gösterdim. Asla olmaz dedi bozulmuştum ama belli etmedim azıcık ilerledik ve arabanın yanına geldik.
Umay, eşyaları arabaya koydu bana baktı ve öfff deyip tekrar o mağazanın olduğu yere gitti. Bana kıyamıyordu ve üzülmemi istemiyordu işte. Elinde poşetle geri döndü ve poşeti bana uzattı tam alacakken geri çekmişti. Ne yapıyorsun deyince bana baktı ve gülümsedi
-Karşılığı olmalı, deyince ne saçmalıyor bu diye düşündüm. Güldü ve hafif eğilip işaret parmağını iki kez yanağına vurdu. Sanırım onu öpmemi istiyordu. Utanmıştım onu ilk kez öpecektim. Hızlıca yanağından öpüp geri çekildim gülümsedi ve poşeti uzattı. Poşeti alıp arabaya bindim. Araba da aynaya bakınca yanaklarımın pembeye döndüğünü gördüm. Umay'da arabaya bindi ve havaalanına doğru sürmeye başladı.Yüzünde ilk defa gördüğüm bu gülümseme hoşuma gitmişti. BEN, BU ADAMI SEVİYORDUM. Umay arabayı durdurunca ikimizde inmiştik. Yanıma geldi üşümüş ellerimi avuçlarının arasına aldı.
UMAY ŞU AN ÜŞÜMÜŞ AVUÇLARIMI ELLERİNİN ARASINA ALMIŞTI, ANCAK BİLMİYORDU Kİ O BENİM DONMUŞ KALBİMDEKİ BUZLARI ERİTMİŞ İÇİMİN SICACIK OLMASINI SAĞLAMIŞTI.Ellerimi tutarak uçağa binmeme yardım etti. O yanımdayken rahattım ve güvendeydim ancak bana tekrar sarılmasını istediğim için gerilmiş numarası yaptım. Gülümsedi ve yine koltuklarımızı birleştirip beni kendine çekti. Göğsüne yaslandım ve kokusu ile uykuya daldım. Umay'ın sesi ile uyandım
'geldik kar tanesi' dedi onun sesi ile uyanmayı seviyordum, uçak piste inince kalkıp vücudunu gerdi bende aynısını yapmıştım. Uçaktan inince Umay'ın arabasının önünde babaannemi, annemi ve kızları gördüm, Melek'te gelmişti.Onu görünce gülümsedim ve sıra ile herkese sarılıp yanına gittim hoş geldin deyince gülümsedim ve iyi ki geldin dedim güldü ancak üzgün gibiydi bunu beynimin bir köşesine yazdım sonra soracaktım, iki araba ile bizi evimize bıraktılar Umay bana sarıldı ve yarın okula götürmek için gelip alacağını söyledi gülümsedim ve gidişini izledim. Odaya geçtim kızlar ve annem ayağa kalktı. Annem dediğim, sıcacık kadın hediyesini beğendiğini söyleyip beni içine sokmak istercesine sıkıca sarıldı ve beni sevdiğini söyledi. Bende onu sevdiğimi söyleyince kızlarda gelip veda ettiler ve onlarda öteki araba ile gitti babaannem ile hasret giderip Meleğe döndüm biraz odaya çıkalım mı deyince gülümsedi ve başını salladı konuşmaya ihtiyacı vardı. Odaya çıkınca yatağın üzerine oturduk. Bana döndü gözyaşları dökülürken onu izledim, hiç müdahale etmedim, soru sormadım kendi başlasın istiyordum
-Biz dedi devam etmesini bekledim evsiz kaldık Berfu deyince acıyla gülümsedim ve bende konuştum
-Yanlış anlamazsan sana bir şey soracağım dedim kafasını sallayınca devam ettim
-Umay bize bu evi tutunca biz de buraya yerleştik bizim ev boş duruyor oraya yerleşseniz olmaz mı deyince bana sıkıca sarıldı. Melek, ismi gibi saftı, temizdi. Onu seviyordum, birinin beni anladığını biliyordum ve bu duygular ile mutluydum.Teşekkür ediyor bir yandan da hıçkırıyordu bende ona sıkıca sarılıp saçlarını okşadım, biraz sakinleşince alt kata indik anahtarı babaannemden isteyince sorgulamadan vermişti bende Meleğe verdim şaşırsa da almıştı. Evden çıktık ve annesinin yanına gittik. Annesi genç bir kadındı ancak hayat yorgunuydu; yüzünde ki kırışıklıklar yaşının değil hayatının, acılarının çizgileriydi. Zayıf bedeninde ona bol gelen kıyafetler hayatın eseriydi. Yaşlanmış, olgun bakan gözleri gözlerime bakınca kalbimden parçaların koptuğunu hissettim ve hıçkırıklarla sarsılan zayıf bedene sıkıca sarıldım ağlamamalıydım ancak gözyaşlarım beynime ihanet edip akmaya başladı kalbim bu genç kadının acısı ile çarpıyordu. Hayatı kocaman, kanayan bir yaraydı ve bu yara her gün biraz daha kanıyor onu yavaş yavaş öldürüyor olmalıydı.
Biraz sakinleşince onları büyüdüğüm eve götürdüm isminin Şizen olduğunu öğrendiğim kadın bana nasıl teşekkür edeceğini şaşırıyor; Melek, canım arkadaşımın gözyaşları ise gözlerinden süzülüyordu onlara evi gezdirdim, zaten küçük olan evin odalarını gösterdim. Zaten eşyalı olan ev biraz tozlanmıştı, bunun haricinde ev temizdi.
TOZLANMIŞ EŞYALARA BAKTIM. ANILARIMIZ DA BÖYLE DEĞİLMİYDİ ZATEN, YAŞANDIKTAN SONRA BEYNİMİZDE BİR KÖŞEYE KALDIRILIR TOZLANMAYA BIRAKILMAZMIYDI. UMAY BENİ DEĞİŞTİRMİŞTİ İLK DEFA BU KADAR MUTLUYDUM MESELA, UMAY BENİ DEĞİŞTİRMİŞTİ KAYBETMEKTEN BÖYLESİNE KORKUYORDUM MESELA, UMAY BENİ DEĞİŞTİRMİŞTİ İLK DEFA BÖYLESİNE SEVİYORDUM MESELA VE HAYAT BENİ DEĞİŞTİRMİŞTİ İLK DEFA YAŞIYORDUM VE İLK DEFA AŞIK OLUYORDUM BEN.Onları anılarımın saklı olduğu evde bırakıp evden çıktım ve bir taksiye binip villanın adresini verdim geçerken gördüğüm evlerde dönen hayatları, çekilen acıları düşündüm. Umay'ı ve beni düşündüm geleceğimizi düşündüm. Gelince parayı ödeyip eve girdim, babaanneme Melek olayını anlattım yaptığım şeyle gurur duydu ve bana sıkıca sarıldı o da mutluydu, yorgun olduğumu söyleyip odama çıktım yine o dosyayı alıp yatağa uzandım sayfaları geçerken Umay'ın hiç sevgilisi olmaması dikkatimi çekti. Sanırım onun benim olduğu gibi, bende onun ilk sevgilisiydim. Sayfaları yavaş yavaş geçerken Umay'ın liseden mezun olurken çekilmiş birkaç fotoğrafına baktım yanında bir kız vardı ve Umay ona aşıkmış gibi bakıyordu.
Umay'ın ilk aşkı olmamın bir önemi yoktu, onun geçmişinin benim için bir önemi yoktu benim için şimdi önemliydi, biz önemliydik. Bu kıza, bana baktığı gibi bakmıyordu bunu fark ettiğim de biraz daha gülümsedim.
Umay, bana her şeyiymişim, en değerlisiymişim gibi bakıyordu. UMAY BENİ KIRMAKTAN KORKTUĞU BİR PORSELEN BEBEKMİŞİM GİBİ SEVİYORDU. Umay'ın ilk aşkı olmasam da en değerlisi olduğumu bildiğim için rahattım.Umay'ın yanında ki kıza tekrar çok dikkatle baktım.Yeşil mavi karışımı güzel gözleri, siyah saçlarına baktığımda bu kızı tanıdığımı fark ettim. Bu kız, Dalya'dan başkası değildi. Şaşırdım sadece, Dalya ne yapmıştı da Umay'ın nefretini kazanmıştı acaba.
Fotoğrafta Dalya kameraya Umay da ona bakıyordu ikisi de gülümsüyordu mutlu gibilerdi.
Umay'ın bana bu dosyayı neden verdiğini şimdi daha iyi anlamıştım. O bana kendini, doğruları ve yanlışları ile tanıtmak istemişti. Geçmişini saklamamış hatta önüme sermişti. Umay bana gerçeği vermiş hiç bir zaman yalanları yaşatmamıştı. Önümdeki bu dosya Umay Arat'ın geçmişi ve şimdisiydi. Umay şimdi Dalya'yı değil beni seviyordu önemli olan buydu ONUN DEĞERLİSİ BENDİM.KİTAPTAKİ ANLATIM VE YAZIM HATALARI İÇİN ÜZGÜNÜM BU BENİM İLK KİTABIM OLDUĞU İÇİN BU KADAR ÇOK HATA YAPIYORUM BUNUN İÇİN ÜZGÜNÜM DAHA DİKKATLİ OLMAYA ÇALIŞACAĞIM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
ChickLitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...