BERFU'DANSabah uyandığımda giyinip alt kata indim. Bugün yeni evimize taşınıyorduk. Babaannem sadece tek valiz hazırlamıştı. Hızlıca onun yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum. Onu ikna etmek kolay olmamıştı. Toparlanıp evden çıktık bugün okula gitmeyeceğim için sadece pantolon ve gömlek giymiştim. Meleğe de mesaj atmış ona sabah benimle gelmesini söylemiştim.
Melek gelince evden çıktık, yaklaşık yarım saat sonra yeni evimize gelmiştik eşyalar dün gelmiş ve yerleştirilmişti. Babaanneme evi tamamen benim zevkim ile döşediğimi biliyordu.
Eve girip, misafir odasına geçtik sadece Lamia Hanım vardı. Barlas Beyin gelmeyeceğini biliyordum ama kızlar ve Umay neredeydi bilmiyordu. Lamia Hanım hemen gelip babaannemin elini benimde yüzümü öpmüştü.-Kızlar nerde deyince kapalıdan Umay'ı da sorduğumu anlamıştı. Gülümseyip cevap verdi
-Umay ve kızlar akşam gelecekler canım dedi gülümseyerek. Bizde ona gülümseyip etrafı gezmeye başlamıştık her şeyin benim zevkim ile döşenmiş olması hoşuma gitmişti. Melek de beğenmişti.Melek ile benim ve Umay'ın zevki olan siyah ve turkuaz ile döşenmiş benim odamda ki yatağın üzerine oturmuştu.
-Kaç yaşındasın dedim gülümseyerek
-23 sen dedi yirmi üç yaşında mıydı ben 18 falan zannetmiştim. Yüzü gerçekten güzeldi
-Bende. Yüzün gerçekten küçük gösteriyor. Dedim, gülümsedi ve
-hep öyle diyorlar deyip devam etti
-Gerçekten çok güzelsin Umay'ın seni seçmesine hiç şaşırmadım dedi
-Sende öylesin dedim ve gülümsedim. O da gülümsemişti. Kıyafetlerim ben okulda iken buraya taşındığı için rahattım, neredeyse e her şey halledilmişti bu yüzden Melek ile konuştuk.Anlattıklarına göre babası yoktu ve tek çocuktu annesi bir firma da temizlik işçisiydi. Küçük bir evleri ve birçok arkadaşı vardı. Hayatı ile mutlu olduğunu söylemişti. Ben mi, kendimden nasıl bahsedeceğim bile bilmiyordum. Babaanemi anlattım, anlatacak çok şey yoktu hayatımda.
Odadan çıkıp alt kata indik ev iki katlıydı bir sürü oda vardı kocaman bir mutfağı en çok hoşuma giden detayıydı. Kocaman bahçede havuz vardı, ekilmiş çiçekler ve ağaçlar evin ne kadar modern olduğunu gösteriyordu, ayrıca bahçede ki salıncak ve oturmak için ayrılmış alan çok güzeldi. Umay zevkli bir erkekti bunu giydikleri ve tercihleri de belli ediyordu zaten.
Alt kata inince annem , hala bu kelimeyi söylemek zor geliyor, ve babaannemin koyu bir sohbete daldıklarını görüp mutfağa gittik. Çalışanlarla tanıştık ve yemek hazırlamalarına yardım ettik. Çalışanlar ilk benden çok çekinmişti, daha sonra ise beni sevmiş rahat rahat ama mesafeli bir şekilde konuşmuşlardı. İyi yemek yapardım ancak Meleğin yemek yapabileceğini bilmiyordum o beni şaşırtmış ve çok başarılı bir şekilde bize yardım etmişti.
Kapı çalınca onun da geldiğini düşündüm ve istemsizce heyecanlandım. Melek ile kızların yanına gitmiştik. Onlar tanışmaya başlamış bende Umay'a merhaba demiştim, aramızda buzdan duvarlar vardı sanki, o da sadece merhaba demişti. Siyah bir takım giymişti. Parmaklarında yara bantları vardı. Ne oldu demek geçti içimden sustum, nasılsın demek istedim sustum. Gözlerine baktığım anda gözlerimi kaçırdım. Soğuk gözleri canımı yakıyordu. Gidip babaannemin elini öptü. Cevapları kısaydı, ok konuşmuyordu, sanki hep öfkeliydi. Kısa sohbetten sonra masaya geçtik. Umay sağıma kızlar soluma oturmuştu, onlar yemek boyunca hiç susmamıştı ancak ben ve Umay hiç konuşmamıştık. O sadece yemek yemiş ve diğerlerini dinlemişti, morali bozuk gibiydi. Melek saate bakınca gitmesi gerektiğini söylemiş ve evden çıkmıştı onu şoför bırakacaktı. Vedalaşmıştık ve gitmişti.
Umay ,ben, babaannem ve annem salona geçmiştik kızlar ise evi gezeceklerini söyleyip gitmişlerdi.Babaannem ve annem koyu bir sohbete dalmışlardı. Umay da benim gibi sıkılmıştı. Bana baktı
-Konuşmamız gerek Berfu dedi, ciddiydi hem de çok ciddiydi. Bu ciddiyet beni korkutmuştu gergin bir sesle
-tabi ki dedim. Anneme ve babaanneme biraz dolaşıp geleceğimizi söyleyip evden çıkmış arabaya binmişti, bende mecburiyetten onu takip ediyordum.Arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. Sormaya cesaretim yoktu, ona ne oldu bile diyemiyordum. Arabayı boş bir sokakta durdurdu ve indi. Bende inmiştim. Arabanın kaputuna yaslandı, ben ne yapacağımı şaşırmış arabanın kapısının yanından ona bakıyordum. Ne yanına gidebiliyor ne de arabaya geri dönebiliyordum. İkilemimi anlamış olacak ki konuştu
-Gelmeyecek misin dedi hafifçe yanına gidip bende kaputa yaslandım. Bana doğru döndü
-Berfu dedi kafamı sallayınca devam etmişti. Berfu ben iki haftalığına Amerika'ya gitmek zorundayım. Bir anda çok üzülmüştüm, onsuz iki hafta nasıl geçecekti bilmiyordum ama bozuntuya vermeyip
-tamam dedim. Dudağının kenarıyla gülümsedi
-Nedenini sormayacak mısın? diye sordu bana dönerek, aniden gelen cesaretle
-Hakkım var mı diye sordum. Şaşırdı ama hemen toparlandı. Elini ikimizin de görebileceği şekilde öne uzattı, yüzük parmağında nişan yüzüğümüz vardı
-Evet sanırım var dedi, ona bakmadan sokağı izledim sonunda
-Neden diye sordum, cevap vermedi
-Neden gitmek zorundasın diye tekrar ettim yine susar sandım ama ciddiyetle cevapladı-Asel Eymen, benim girdiğim bir anlaşmaya burnunu soktu ve anlaşmayı bozmaya çalışıyor. Bu anlaşma bizim için çok önemli Berfu, bu anlaşmayı onun almasına izin veremem. Gitmeliyim çünkü hakkımı asla yedirmem.
Bitirince tamamen bana döndü ve gülümsedi tam gözlerimin içine bakıyordu.Mavinin en sevdiğim tonu olan turkuaz renkli gözleri, gözlerime odaklandı. Şuan gözleri soğuk bir ırmak gibiydi sıcaktan beni koruyor rahatlamamı sağlıyordu. Şuan sanki benim Nemrut'um beni koruyabilmek için çabalıyordu. Gülümsemesi gözlerine kadar ulaşmıştı bende ona ilk defa gerçekten gülümsedim gamzelerimin ortaya çıktığını biliyordum. Umay biraz duraklamış ama hemen toparlanıp konuşmuştu
-Söz kar tanesi dedi
-Efendim dedim şaşkınca o ise ilk defa beni bu kadar mutlu edecek bir şey söylemişti
-Belki bilmiyorsun ama Asel cehennemin hayat bulmuş halidir. Sen bir kar tanesisin Berfu, seni eritme çabalarına girmiştir bile. Ancak sana söz veriyorum kar tanesi, seni korumak için tüm cehennemi dondurmam gerekse bile yapacağım, ellerimde erimemen için gerekirse ellerimin buz tutmasını sağlayacağım.
Bu onunla ilk defa bu kadar sıcak şekilde sohbetimiz olmuştu. Bende önüme döndüm ama konuşmaya başladım içimden taşıp gelen cümlelerle engel olamıyordum-Biliyor musun Umay Arat dediğimde soyadını da kullandığım için bana döndü ama ben devam ettim.
-Sen koskocaman bir okyanusa benziyorsun sana baktıkça battığımı hissediyorum ama bir şeyi anladım, sen beni o dipsiz çukuruna çekiyorsun battıkça daha da batıyorum ama sorun şu ki umurumda bile değil.
Ona doğru döndüm tam gözlerinin içine bakıyordum onun o dipsiz gözleri beni içine çekiyordu ben baştan kaybetmiştim, ben Berfu Ecmel onun seline çoktan kapılmıştım. Umutsuzdum artık bu selden kurtulmam imkansızdı. Umay benim bataklığım olmuştu çırpındıkça daha dibe batıyordum sanki. Onun mavinin en güzel tonu olan turkuaz renkli gözlerine benim turkuaz renkli gözlerimle baktım. Maskelerim, birkaç tuğladan oluşan surlarım yoktu. Bendim, sadece Berfuydum, sadece küçük bir kar tanesiydim şimdi.Ona baktım, tam gözlerinin içine yalnız ben olarak baktım ve devam ettim
-Sanırım boğuluyorum, eskiden yalnızlığım da boğulurdum şimdilerde sendeUmay gözlerini kaçırmamıştı gülümsedi öyle bir acıyla gülümsedi ki nefes bile alamadım
-Korkuyorum anlasana, seni boğmaktan korkuyorum. Masum değilim, temiz değilim. Kocaman bir karanlığım, büyük bir muammayım ben. Bende koybolursun diye korkuyorum, o parlak ışığın gözlerimi acıtıyor anlıyor musun?Bir süre ikimizde konuşmadık, sonunda o arabaya gitti, ön koltuğunun kapısını açtı durdu bana baktı ve gülümsedi
-Ama kar tanesi sana söz boğulma diye elimi uzatmaya hazırım. Kalbim, kalbim acı içinde. Işığı özlemişim, kaybolursan seni bulmak için elimden geleni yapacağımArabaya bindi, o kadar şaşkındım ki nefes almayı unutmuştum sanki. Sonunda bende şoku atlatıp arkasından arabaya bindim. Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Lamia anne arabaya geliyordu onlar şimdi gidecek ve onu iki hafta göremeyecektim. Umay tam arabaya binecekken
-Umay dedim sesim heyecandan titremişti, ses tonunu duyunca bana döndü-O anlaşmayı sakın kaybetme. Sana kaybetmek yakışmaz dedim gülümsedi
-Bize kaybetmek yakışmaz Berfu dedi ve arabaya bindi ilk defa biz demişti. Arabayı çalıştırdı ve son kez bakıp gitti. Arkasından baktım ve gülümseyerek fısıldarcasına konuştum
-Sana söz veriyorum ikimizde karanlığında boğulmayacağız.ROMANTİK BİR BÖLÜM YAZDIM. UMAY'IN BU KADAR SOĞUK OLMASININ SEBEBİNİ DE BİRAZ AÇIKLADIM. İNŞALLAH KİTABI BEĞENİYORSUNUZDUR. YAZIM YANLIŞLARI İÇİN ÜZGÜNÜM. ☺☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
ChickLitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...