BİN KİŞİ OLMUŞUZ BİLE. BU HİKAYEYİ 13-05-2015 TARİHİNDE YAZMAYA BAŞLADIM, HİÇ OKUNMAZ ZANNETMİŞTİM AMA SİZ BENİ YANILTTINIZ. BU BÖLÜM BU KİTABI OKUYAN KAR TANELERİNE İTHAFEN YAZILMIŞTIR. HERŞEY İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER İYİ OKUMALAR :-)
BERFU’DAN
Umay gittikten sonra eve girdim. Babaannem yatacağını söyleyip odasına çıktı, bende onun arkasından odama çıkmıştım. Bu oda, bana Umay’ı hatırlatıyordu. Turkuaz renge sahip çift kişilik kocaman yatağın üzerine oturdum ve karşımdaki duvarı incelemeye başladım.
Umay seni karanlığımda boğmaktan korkuyorum kar tanesi demişti. Geçmişin nasıl, neler oldu hayatında, neye battın da çıkamıyorsun ki anlamıyorum.Aklıma Umay’ın verdiği dosya geldi dosyayı dolaptan alıp tekrar yatağa oturdum sayfaları yavaş yavaş geçiyordum yine bir gazete kupürü görünce durmuştum.Haberi elime aldım okumaktan korkuyordum. Yaklaşık yarım sayfalık haberin ilk başında iki araba birbirine feci şekilde çarpmıştı. Arabalardan biri, tamamen hurdaya dönmüştü son model arabadan geriye sadece demir parçaları kalmıştı. Diğer arabada ise çok az hasar vardı. Altta ki haberi okumak istemediğim halde merak etmiştim hızlıca okumaya başladım okudukça sırtımdan aşağı akan soğuk ter damlalarını hissediyordum. İki yıl önceki bir güne ait haberde şunlar yazıyordu
‘Arat Holdingin veliahtı olan Umay Arat, geçirdiği trafik kazası sonucu ölümle pençeleşiyor. Hemofili hastası olan Arat'ın durumu kritik ve yoğun bakımda iki haftayı tamamlamak üzere. Arat ailesi ve arkadaşları tarafından yalnız bırakılmadı. Kazanın planlanmış bir kaza olduğunu düşünen emniyet güçleri araştırma yapıyor.Arat'a yapılan bu saldırının öldürmemi yoksa cinayet amacı mı taşıdığı merak konusu."
Bu gazetede yazana göre Umay’a saldırı düzenlenmişti. Ancak Umay Arat yine kazanmıştı. Asel, Umay için hiçbir şeydi Umay ölüme karşı savaşmış ve kazanmıştı. O Umay’dı, yenilemezdi Asel’e karşı kaybedemezdi. Gazetedeki habere tekrar döndüm aşağıya Lamia hanımın ve Barlas Bey’in perişan halini gösteren bir fotoğraf vardı. Yıkılmış ve makyajsız olan Lamia hanım perişan bir haldeydi. Okumaya devam ettim
‘Lamia ve Barlas Arat tek çocuklarını kaybetme düşüncesi ile yıkılmış durumda. Lamia Arat oğluna bu saldırıyı düzenleyenlerin bulunup cezalandırılması için elinden gelen her şeyi yapacağını söyledi.’
Haber burada bitiyordu. Umay’ı hastanede; beyaz örtüler arasında, onun sevdiğim turkuaz gözleri kapalı bir halde ve soluk tenine bağlı aletlerle düşündükçe gözyaşlarım hıçkırıklarıma karışıyordu. Onu kaybetmenin düşüncesinin bile bu kadar acıtacağını bilememiştim. Tanışalı kaç gün olmuştu bilmiyordum ama bir şeyi anlamıştım, bir şeyi çok iyi anlamıştım sevmek için zamana ihtiyaç yoktu severdiniz ve olurdu, bazen yıllarınızı alırdı bazen de saniyelerinizi. Benim ki mi benimki saniyeler sürmüştü, şimdi anlıyorum da ben Umay’ı o ilk gün şirkette gördüğümde kalbim beynime kan pompalamayı kesmiş ve hayatımın en büyük aptallığını yapmama sebep olmuştu. Ben işte o saniyelerde Umay'ın selinde sürüklenmeye başlamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
ChickLitKim olduğumu bilmiyorum, kim olduğunu bilmiyorum. Nerdeyiz, ne yapıyoruz bilmiyorum. Artık bunun ne kadar oyun ne kadar gerçek olduğunu bilmiyorum. "Bu oyunu oynayacağız ikimizde kârlı çıkacağız" demişti. Sahte bir nişan gerçek...