*NİŞAN*

12.4K 510 19
                                    

UMAY’ DAN

Berfu  akşam  beni  aradı  ve  uzunca bir süre  konuştuk. Nişan  ne  kadar  erken  olursa  o  kadar  iyi  olacaktı. Hem  yarıyıl  tatili  de  girmek  üzereydi.
-Haftaya senin  okulun  tatile  girdiğinde  uygun  mu?  Dediğimde
-Hemen  mi?
-Üzgünüm  Berfu,  daha  fazla  bekleyemem bu  nişanın  hemen  olması  lazım
-Peki,  siz  nasıl  isterseniz dedi  derin  bir  nefes  alarak. Bir  hafta  boyunca  neredeyse  hiç  konuşmadık,  ne  watsaap  da fotografı  vardı,  ne  instagramı  ne  de  facebook. Dediğim gibi  bilinmezdi,  asosyaldi,  kendi  halindeydi. Son  gün  gelince  onu  aradım
-Berfu  yarın  için  babaannen  ile  konuştun  mu?
-Ben...
-Yoksa  vaz  mı  geçtin?  Dedim  korkuyla
-Hayır  hayır  ben,  ben  sadece  korkuyorum
-Korkacak  bir  şey  yok,  bu  ikimizin  bir  oyun. Senin  kadar  bende  endişeleniyorum,  oluruna  bıraksak  olmaz  mı? Bende  korkuyorum  diyemedim. Beni  tanımıyorsun,  seni  tanımıyorum,  ne  yapıyoruz,  kimiz? Ah  küçük  kar  tanesi,  kimsin  sen?
-anlıyorum,  lütfen  yanlış  anlamayın  yarın  görüşürüz  o  zaman  dediğinde  gülümsedim.  

Yaklaşık  bir  haftadır  annemle  tartışma  içerisindeydik,  babamsa  korkusundan  bana  karışmayı  uzun  süre  önce  bırakmıştı. Annem  o  kadar  çok  sinirlendi  ki, 3  gün  benimle  hiç  konuşmadı. İstediği  kişi  olmadığı  için  sinirliydi,  Berfu'yu  hiç tanımadığımız  için  sinirliydi,  bu  nişanın  saçmalığı  için  sinirliydi. Sonunda  babamın  da  yardımıyla  annem  ikna  oldu. Bir  hafta  boyunca  Dalya'dan  uzak  durdum. Eski  sevgililerinin  aradığı  telefonları  açmadım. Resmen  plan  yapıyordum,   hayatı  boyunca  planlı  biri  olarak  nişanımdaki  rolümü  yazıyordum. Neredeyse  kimseyi  gerçekten  sevmemiştim,  seven  adam  ne  yapardı  peki? Nişanda ona  nasıl  davranmalıydım, ellerimi  nereye  koymalıydım,  yüzükler  nasıl  olmalıydı,  ne  giyecektim. Her  şeyi  bir  senaryo  misali  yazdım.

Nişandan  bir  gün önce   alış
veriş  yapmak  için  evden  çıktım. Köşedeki mücevher  mağazası  dikkatimi çekmişti. Vitrinde bakınırken kar tanesi şeklinde  kolye  için  içeri  girip bana küçük çaplı  bir servete mal olan kolyeyi  satın  aldım. İki tane de  alyans alıp  oradan  çıktım  ve  çiçekciden  içinde  yaklaşık 100  gül olan  bir  buket  sipariş  ettim. Arabamı  otoparktan  alıp  eve   gittiğimde kabuslarımla  karşılaştım. Kuzenlerim. Nişanım  olacağını  duyunca  gelmişlerdi  muhtemelen. Annem  son  kozunu  da  oynuyordu. Kuzenlerim in  yaşları  küçük  olasada  akılları  fazlaca  büyüktü. Yıllarca yurt  dışında  yanlarında  kimse  olmadan  sadece  ikisi  birlikte  okumuşlardı. Benimle  uğraşmayı  severlerdi,  onlar  akrabalar  arasında  en  sevdiğim  kişilerdi,  dinlediğim,  fikirlerini  kayda  aldığım  sayılı  kişilerden. İşte şimdi faka basmıştım. Yıllarca  dillerinden, nişanlımın çirkin olduğu ile ilgili dedikodularından,  saçma  sapan  dalga  geçmelerinden  kurtulamazdım ve en kötüsü  ise  onlar  bu  işten  beni  vazgeçirmek  için  gelmişlerdi. Bu  nişanı  onlarda  onaylamıyordu  ama  benim  kadar  onlar  da  Dalya'yı  sevmiyordu.
 
-Yakışıklı  abim  de  gelmiş
-Sizde  hoş  geldiniz  kızlar  dedim  onlara  sarılırken. Ne  olursa  olsun gelmeleri  beni  mutlu  etmişti. Hep  birlikte  salona  oturduk,   beni  vazgeçirmek  için  son  kozlarını  da  oynuyorlardı.
-Umay  bak  ailemiz  için  daha uygun...
-Anne  lütfen  yapma. Uygun  dediğin  kişi  Dalya'mı. O  kadınla  asla  evlenmeyeceğim  anladın  mı?
-Lamia  oğlumuz  kendi  kararlarını  verebilecek  bir  yaşa  geldi,  daha  fazla  tartışmayalım  lütfen
-İstemiyorum  işte, onu  tanımıyoruz bile,   neden  o  kız  Umay?
-Umay  abi  teyzeme  katılıyorum  bende,  kim  ki  bu  kız
-Evet  Umay  abi  kim  bu  kız  da  hemen  karar  verdin  nişanlanmaya  dedi  ikizini  destekleyerek. Onlara  döndüm,  senaryoyu  oynamaya  başlama  zamanı  gelmişti. Oyun  başlasın.

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin