3-Duygular

183 24 33
                                    


Sabah Yibo okula gittiğinde, Wang Juan ve Wang Lu Jin, birbirlerine bakıyorlardı.

"Sence bu çocuk, o olabilir mi?"

"Bilmiyoruz, Lu Jin. Eğer o ise geçmişteki yüzü ile olacağından eminim. Yibo öyle çünkü. Onu görünce anlayacağız zaten."

"Juan, ben o olduğuna neredeyse eminim. Yibo'nun söyledikleri ve davranışları bunu gösteriyor. Yibo şimdiye kadar kimse hakkında konuşmadı, hiç bir zaman kimseyle yakınlık kurmadı. Bu durumda, ikisinin bir araya gelmesi tehlikeli değil mi?"

"Şu an tehlike yok ama yirmi yaşını doldurdukları gün açığa çıkacaklar. Güçlerinde patlama olacağı kesin. Tabi birbirlerine yakın olurlarsa çok kötü. Biz ne yapıp edip onları ayrı tutmak zorundayız."

"Ama şimdi tehlike yok diyorsun da, onlar, birbirlerine çekilmeye başladı bile. Hele Yibo, asla ondan ayrılmaz, aşık olduğunu hissediyor. Bunu yakında o da hissedecek işte o gün onları ayıramayacağız. Yibo delirebilir bu kez. Zaten son zamanlarda çok soru soruyor. Özellikle bir kaç ay önce, kendine ne olduğunu bilmek istiyor."

"O gün hazırlıklıydık, onu çabuk sakladık yoksa onlar birbirlerini hissedip çekileceklerdi. Hem de çok yakınımızdalarmış. Bu hepimizi de tehlikeye atacaktı. Şimdiye kadar bizi bulmamaları, onları koruyup, sakladığımızdan kaynaklanıyor. Tanrılar, dört yıl daha sabretmemiz gerekiyor. Yirmi üç yaşına girdikleri gün, iki evren bile onlara engel olamayacak. Bir araya geldiklerinden bir yıl sonra nihayet geri dönebileceğiz. "

"Hala ne yapacağımızı bilmiyoruz ama. Yibo'yu çok soyutladık aşırı kıskanç biri haline geldi. Bu huyu, Yirmi yaşını doldurduğunda kaybolacak, kişiliği biraz daha değişecek diye düşünüyorum. Ailelerinde böyle olmuştu çünkü. Ama bunu şimdi ona açıklayamıyoruz. O nedenle psikiyatrist görüşmesi ayarlamalıyız. Bence o'nunla görüşelim önce. Yibo'nun anlattığına göre, çok mantıklı bir genç. Eğer gerçekten o ise ondan uzak durmasını nasıl isteyeceğiz, ne yapacağız? İkinci güç patlamasına iki yılları var, gidişe mi bıraksak acaba? İki yıl dolmadan, Yibo'yu buradan götürürüz. Geriye iki yıl daha kalıyor sonra engel olmayacağız zaten. Aksine onları bir araya getireceğiz ve her şeyi o zaman açıklayacağız. Bizi anlayacaklarını zannediyorum. Bu arada o'nun ailesi ile de görüşmeliyiz, onlar da bizi görünce anlayacak zaten. Acaba gerçek aileleri olmadığımızı öğrendiklerinde, tepkileri ne olacak?"

"Gerçekleri öğrendiklerinde, bizi anlayacaklarına eminim."

"Umarım anlarlar. Bakalım Yibo, o gencin gelmesini sağlayabilecek mi? Gelmezse, bizim gitmemiz gerekecek."

Yibo okula girdiğinde, Zhan'ı göreceği için, heyecanına engel olamıyordu. Onunla konuşmalı, annesi ile tanıştırmak için gelmeye ikna etmeliydi. Onu gördü ileride. Birileri ile konuşuyordu. Şimdiden arkadaş edinmişti bile. Yibo, içinde öfkenin büyüdüğünü hissetti. O gülüyordu işte, başkaları ile konuşup, onlara gülüyordu. Kıskançlık canavarı, Yibo'yu ele geçirmek üzereydi. Hemen kendini toparladı. Zhan, onun bu halini fark ederse, evlerine gelmeye ikna olmazdı. Hem söz vermişti, kıskanmayacaktı, zor da olsa yapmalıydı. Zhan sanki onu hissetti, gözleri Yibo'ya çevrildiğinde birden mutlulukla doldu ona gülümsedi. Zhan da ona gülüyordu. İçi ısındı, demek mutluluk böyle bir histi. Sevmek dedikleri buydu demek. Kalbinin hızı giderek yükselirken, Zhan ona doğru yürüdü.

Two Universes~İki Evren~Wangxian~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin