"Dönüşün kurtlarım ve şunları yok edin. Çok konuştular. Dillerini kopardığınız da konuşabilecekler mi bakalım?"
İki taraftan ses aynı anda yükseldi.
Saldırın....
~~~~~~
İlk savaş böylece başladı. Kurt kral geriye çekildi. Adamlarının bu zavallı yaratıkları öldürmesini keyifle izleyecekti. Demek ki bu kadar kalmışlardı. İşleri kolaydı.
Naixin, Jiankang ve Huashen fazla güç kullanmadan onların dikkatini çekme çabasındaydı. Onları ne kadar sersemletirlerse lycanlar görünmeden saldırabilecekti. Xue ve Xing özellikle korkuyor gibi küçük saldırılar yapıyordu. Bu rakibin öz güvenini yükseltecek, hata yapmalarını sağlayacaktı. Kendine çok güvenen canavarlar savunma yapmayı bıraktı ve karşısındakileri küçümseyerek onlarla oynamaya başladı.
Zaman geçtikçe sinirler de gerilmişti. Canavarlar karşılarındaki kişileri yaralıyorlardı ama nedense hiç yıkamıyorlardı. Yaraları hemen iyileşen bu saldırı grubu, canavarların giderek canını sıkmaya başlamıştı. Qing görevini başarıyla yerine getiriyor lycanları gözetiyordu.
Diğerlerinin ihtiyacı yoktu. Tanrı olanların çok büyük avantajı vardı ve bunu beş safkan bilmiyordu. Xue ve Xing hızla iyileşse bile ölümcül darbe alırlarsa işleri zorlaşırdı diye düşünüyordu Qing. Xue ve Xing'in özel çocuklar olduğunu bir kaç aydır eğitimde olduklarını biliyordu sadece.
Beş safkanın sinirlerinin yükselmesi, ilk hatayı da yapmalarını sağladı. Sinirle saldırırken, lycanlar görünmeden ve hızlıca onları ısırarak zehiri verdiler ve görünür hale geldiler. Canavarlar bunu anlayınca öfkeleri daha da büyüdü. Ölecekleri kesindi artık. Ama ölmeden bunları öldürmeyi de ihmal etmeyeceklerdi.
Artık ipleri koparmışlar, delirmişçesine saldırıyorlardı. O iri yapılarına rağmen çok çeviktiler. Kurt doğası, bu konuda onların yanındaydı. Diğerlerinin de hızları olmasa kesin daha derin yaralar alırlardı. Wen Mao bir anlığına duraksadı. Darren de gaflete düştü. Ona son hızla saldırmaya çalışan kurdun pençelerinden nasıl kurtulduğunu anlayamadı. Donmuştu. Öleceğini düşünmüştü. Önünde duran iki kişiyi sonra fark etti. Naixin ve Xing Darren'e siper olarak onu korumuştu. Herkesin yüreği ağzına geldi. O pençe darbeleri Darren'e inseydi ölecekti. Naixin ve Xing ağır yara almıştı. Kurdun pençeleri sırtlarını kemiğe kadar yırtmıştı. Kopan çığlık onlardan değildi. Xue bağırıyordu.
"Xiiinnggg, Naixiiinn."
"Bağırma Xue, iyiyiz bak kapandı bile yaralarımız. Hiç acı da yoktu. Zhenshen lycanları çekin bölgeden biz hallederiz gerisini."
Lycanlar gidince, kalanlar savaşa devam etti. Bir saat oyalamaları gerekecekti. Mao ise şaşkındı iyice. Hatta hepsi şaşırmıştı. Bu kadar derin ve öldürücü darbe onları etkilememişti bile.
Kurt kral henüz onları izliyordu. O da anladı adamlarının acı çığlıklarından. Yaşanan son olayı da gördü. Karşısında büyücü bükücülerden daha güçlü birileri vardı. Adamlarının yapacak bir şeyi yoktu artık. Sadece iç güdüsel saldırıyorlardı. Tabi kendisi kadar güçlü değillerdi işte. Kendilerine güvenerek de hata etmişlerdi.
Kurt kral babasını düşündü. O da hata etmiş, canıyla ödemişti. Lycanlar kendi sonunu getirebilir miydi acaba? Ama onlar yoktu artık, savaştan çekmişlerdi onları. Zhenshen her kimse, onun da Tanrısal güçleri vardı demek ki. Yani onlara Tanrılar yardım ediyordu. Bir an kaçmayı düşündü. Hatta kaçsa iyi olacaktı. Bu savaşı kaybetmişti belliydi. Ölümsüz olduğunu söylemişti o Tanrı ama öldürülebileceğini de eklemişti. Onun güçlerine denk biri olursa sonu gelecekti. Kehanetin çocukları bunun için yaratılmıştı. Şimdi Tanrılar da karışmıştı Savaşa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Universes~İki Evren~Wangxian~Yizhan
FanfictionYibo, Zhan'a doğru adımladı, bunları hiç bilmiyordu, her cümle de kalbine bir hançer inmişti. Zhan, kendinden daha fazla acı çekmişti. Ona sarılıp teselli etmek istedi. Onun sarılma niyetini anlayan Zhan ise geri geri gitti ve öfkeyle konuştu. ...