"Hahaa, Zhan, sanki engel olabileceksin. Size elektrik şoku bile, zor engel oldu. Yibo bayılıp ayıldı...."
"Zhaooo"
"Dayııı."
"Yibo bayıldı mı? Nasıl oldu bu?"
"Dayı kutlarım seni, biz odamıza çıkacağız, yemek hazır olunca seslenirsiniz. Dayım da size detaylı anlatır."
"Yiboo, neyse hadi gidip biraz dinlenin, bugün çok fazla bilgi öğrendiniz kafanız epey doludur şimdi. Zhao sen de şöyle gel bakalım, Biraz seninle konuşalım."
"Ah, ben de çok yorgunum, başım da ağrıyor, dinlenmem gerekir, yemekte görüşürüz."
"Bu da yeni çıktı. Tanrıların başı mı ağırmış. Pöh hep bahane."
"Lu, inanmıyorsun ama oğullarınız bizim başımızı çok ağrıttı. Biz bile şaşırdık. Akşam Zhao telaşlanıp korkmuştu. Sizinkiler yine denemeye kalkmışlar. Yibo artık ne kadar ileriye gitmeye çalıştı ise, bayılacak denli çarpılmış. Olay bu. Zhao ona bağlanamayınca korkmuş, zaten araları iyi değildi kesin kavga ettiler de bu ondan oldu diye bağırdı Zhan'a. Açıklamayı da duymamıştı. Sonra öğrenince pamuk gibi oldu. O bugün iki haber birden aldı. Biraz takılıp dağıtmak istedi, eminim. İçin için yanıyor şu an. Onu anlamaya çalışalım."
"Çok haklısın Hao, tamam hadi Yue, biz yemek hazırlayalım. Siz beyler de dinlenin biraz."
"Zhan, ne düşünüyorsun?"
"Ne hakkında? Öyle çok konu var ki, ne düşüneceğimi şaşırdım. Ama gelecek günleri heyecanla bekliyorum. Özellikle doğum günümüzü. Bu kez neler olacak acaba? Olaysız bitecek mi? Yine Tianshang'ı mı gideceğiz? Aklımda soru çok yani."
"Ben de merak ediyorum hepsini ama en çok merak ettiğim bebekler konusu. Karnımız şişmeyecekmiş. Bir de, şu ruh eşleri konusu var. Neredeyse iki ay var sayalım. Çünkü doğum günümüzden üç gün evvel, nereye gideceğimizi, ya da ne yapacağımızı öğreneceğiz. Bu sefer de yine bir haftamız uykuda mı geçecek onu da bilmiyoruz. Ardından Tianming evrenine gireceğiz. Onlar kim? Yani işte anladın. Anlaşabilecek miyiz? Nasıl kişiler? Cinsiyetleri ne?"
"Yibo'm Juan babamız söyledi ya yani anne, babası dediğine göre biri kadın diğeri erkek. Ama babam orada bir güldü şöyle. Sanki bir şeyin yanlış söylendiğini ima eder gibi. Orada kafam karıştı."
"Senin gözünden kaçmayacağından emindim. Ben de fark ettim. Neden öyle güldü daha da meraklandım."
"Ailemiz sır konusunda çok sıkı ağızlılar. Bekleyeceğiz, yapacak bir şey yok. Acaba kız mı erkek mi olacaklar? Ben bunu çok merak ediyorum."
"Biri kız biri erkek olsun, ikimize benzesinler."
"Tanrım konuştuğumuz konuya bak, ne kadar da rahatız."
"Eğer istersek birer tane daha yapabiliriz. Bu bize bağlıymış."
"Waaa, ilkleri doğurduk ikincileri düşünüyoruz, vay halimize. Hiç düşündün mü? Ya ikizler doğurursak, acaba babam buna mı gülüyordu?"
"Olsun, ikiz olsun, daha kalabalık bir aile oluruz ne güzel."
"Yibo, iyi misin? Birincileri bile nasıl büyüteceğimizi düşünüyorum ben, hiç bir deneyimimiz yok."
"Zhan, bence bize fırsat kalmaz, dört anne, dört baba var bizde. Onlar bize yol da gösterir, yardımcı da olur."
"Bebeklerimizi paylaşmak zorunda kalmak beni şimdiden üzüyor ama. Ah ya bizim ilk doğumuzda ki gibi olurlarsa. Ruh eşleri ve aileleri ile yaşamak zorunda kalacağız. Kendimize zaman kalacak mı acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Universes~İki Evren~Wangxian~Yizhan
FanfictionYibo, Zhan'a doğru adımladı, bunları hiç bilmiyordu, her cümle de kalbine bir hançer inmişti. Zhan, kendinden daha fazla acı çekmişti. Ona sarılıp teselli etmek istedi. Onun sarılma niyetini anlayan Zhan ise geri geri gitti ve öfkeyle konuştu. ...