22-Naixin & Yibo karşılaşma

68 10 31
                                    

    

     Yibo gözünün önünde beliren figürle şaşkına döndü, tüm duyguları uyuşmuş vaziyetteyken, bu da kimdi? Yoksa onu bu hale getiren karşısında duran kişi miydi? Düşman mıydı?

     "Merhaba Yibo, beni Baş Tanrı gönderdi. Seninle ilgilenmeye geldim. Adım Naixin, Sabır Tanrısıyım."

     "Annee, babaa, bu da kim, neler oluyor? Heey beni bu hale sen mi getirdin yoksa? Neden hareket edemiyorum? Ne yaptıysan bırak beni. Ne oldu seni döveceğimden mi korktun?"

     "Yinan, Muyun, bu benden daha kötü, gücüne çok güveniyor. Sürekli birilerini dövmekten söz ediyor, bunu nasıl yetiştirdiniz böyle? Sen benim elimde olacaktın var ya, sabah akşam canını çıkarırdım senin. Sabır Tanrısı değil, cidden sabırsızlık Tanrısıyım. Bununla yirmi altı ay nasıl geçecek?"

     "Yibo, aslında çok iyi bir çocuktur, yaşadığı olaylar yüzünden bu hale geldi Tanrı Naixin."

     "Tıpkı annesine benziyor, soğuk ama alevli. Suskun ama çenesi kuvvetli."

     "Anne, ne diyorsunuz siz? Söyleyin çözsün şu büyüyü."

     "Oğlum, sana büyü yapmadı Tanrı Naixin. Hatta büyü de değil bu. Çiçek Tanrısı biraz uyuşturdu o kadar. Çok öfkelisin. Hala da durmuyorsun, sakin olmazsan ortalık iyice karışacak. Önce sabırla dinle, her zaman ne diyorum sana?

     "Prens Wang Ji, eskisi kadar hırçınsın. Burada da bu huyun değişmedi. Bu evrende ki okulda senden korkmayan yoktu ama burası okul değil. Karşında da güçsüz okul öğrencileri yok. Sen daha benim öfkemle tanışmadın, seni nefes alamayacak hale getiririm."

     "Hah, çok mu güçlüsün? Şu haline, aynaya bak, beni alt edemezsin sen."

"Prens W... yok bu çok uzun oluyor, hem burada ki ismine de alışmalıyım. Yibo, her şey kaba kuvvet değildir. Benim kendi yöntemlerim var, zaten yakında da öğreneceksin. Çalışırken ne kadar acımasızım, seni ne hale sokacağım hayal bile edemezsin. Artık sakinleş de, normal şekilde konuşalım."

     "Anne ciddi misiniz siz, bu oyun değil mi? Yani bu kişi gerçek ve gerçek sabır Tanrısı öyle mi? Aghhh bittim ben."

     "Yibo, sana hep sakin ol, dinle diye boşuna mı söylüyoruz, evet karşında Tanrı Naixin var. Tabi sen bu evrende büyüdüğün ve sana gerçekleri anlatamadığımız için bunları bilemiyorsun. Tianshang, Tanrıların olduğu yerin adı. Göksel yerüstü diyebiliriz. Naixin, bu Tanrılardan bir tanesi. Ve anladığım kadarı ile buraya bize, sana yardım için gelmiş. Bu çok büyük bir armağan. Sana anlatmıştık, Tanrılar bir kere yeryüzüne inmişler, o da Tentai evreninin yaratılmış halini görmek için. Sizin çok uzak atalarınızdan bir kaçına nasip olmuş bu. Şimdi de bize. Tanrı Naixin hoş geldiniz, Yibo'nun kabalığını bağışlayın lütfen, o bizim bir kukla yarattığımızı sandı. Değil mi oğlum?"

     "Ha, haaa evet cidden öyle sandım, o nedenle bu kadar agresiftim yani. Zaten son zamanlarda hep agresifim. Hala inanamıyorum. Bir Tanrı bana yardım etmeye mi geldi? Size nasıl hitap etmeliyim? Tanrı Naixin, olmaz çok dikkat çekici, gege desem benden büyüksünüzdür sanırım, her ne kadar göstermiyorsanız da...

     "Bak bunu sevdim, güzeldi."

     "Ne, gege mi? Öyle mi hitap edeyim istiyorsunuz?"

     "Asla, bana sakın gege deme, yaşımı göstermediğimi söylediğin kısmı sevdim, ondan söz ettim ben. Bana Zhao diye seslen ve bu evrende ki gibi samimi olsun, iki arkadaş gibi yani. Çünkü epey uzun bir zamanı birlikte geçireceğiz."

Two Universes~İki Evren~Wangxian~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin