57-Dünyadan ayrılış & Eve dönüş

29 5 16
                                    

    

     Tianming geride kalmış akşamın karanlığı üstlerine çökmüştü. Ilık bahar günü olmasına rağmen hava soğuktu. Ya da ayrılığın yükü onları üşütüyordu. Gün geceye dönerken on bir kişi odalarına çekildi. Gecenin sessizliğini acı bir çığlık böldü. Yine ne vardı?

     "Wei duydun mu? Kim bağırdı öyle?"

     Wei sırıtarak cevap verdi.

     "Bizim masum kedicikler, başka kim olabilir. Xingchen'nin gözleri parladı bugün görmedin mi? Benim aklıma gelen, kesin onun da aklına geldi. Ben bilerek sessiz kaldım."

     "Wei aşkım bilmece gibi konuşuyorsun. Ben hiç bir şey anlayamadım."

     Wangji içten içe gülüyordu, Wei'ye takıldığını belli etmemeliydi.

     "Bebeğim, masum sevgilim. Gerçekten senin o güzel beynin hiç hinliğe çalışmıyor. Nasıl anlamazsın şaşkınım?"

     "Ben mi masumum, aşkım emin misin? Sen daha utangaç hallerindeyken, ben seni bir kere öpmek için ölüyordum. Ve hiç masum düşüncelerim olmadı. Belki bir iki kere anlayamadım ama o anlarda bile fena yükseliyordum. Söz ettiğin konu. Artık acıyı hissetmeyeceğimiz, yani çarpılsak bile acı olmayacak düşüncesi ise. Yanılanların çığlığını az evvel duyduk."

     "Wangji beni şok ettin şu an. Meğer koynumda kurnaz tilki varmış. Acı çekmeye devam edeceğimizi nasıl anladın peki?"

     "Wei bunu sen mi soruyorsun? Gözlemci, şüpheci, tetikte olan sen? Aslında çoktan çözdün, biliyorsun. Benim bilip bilmediğimi kontrol ediyorsun. Tamam anlatayım. Yaralarımızın hemen iyileşmesi, acı hissetmeyeceğimiz doğru olabilir ama bu savaş anı için uyarlanmış bir uygulama. Tanrıların bizi tanımadığını düşünmek aptallık olur. O aptallığı da bizim kedicikler yaptı. Böyle bir şeyin bu durum için de geçerli olduğunu düşünseydin, sevişmemizi çoktan ileriye taşımaya çalışırdın. Nasıl doğru analiz ettim mi? "

     "Wangji'm önünde saygıyla eğiliyorum. Giderek birbirimize daha çok benziyoruz. Sana çok aşığım diyordum ya yanılmışım. Çoktan daha fazla aşığım."

     "Yakışıklı prensim, bebeğim, bizim ruhlarımız bedenlerimiz çoktan bir olduğu için birbirimize benzememiz doğal. Kediciklerimiz de birbirine benziyorlar aslında. Savaş, eğitim sırasında ne kadar kurnaz ve ciddilerse, aşk konusunda o kadar masumlar. Bunları boş verelim artık aşkım. Benim damarlarım cidden yanıyor bu kez sen beni söndürmelisin."

     "Ama aşkım bir şey d...

     "Hişşş, dudaklarını bana uzat ben onlarla konuşurum sen hiç yorulma sevgilim."

                    ~~~~~~

     "Çocuklar, uyanın alt kata gelin çabuk. Oyalanmayın sakın, acil bu."

     Wangji ve Wei şaşırdı. Acil olacak ne vardı ki. Giyinip merakla alt kata indiler. Etrafta kimseler yoktu. Salon bomboştu, Mutfağa baktılar orası da aynıydı.

     "Wei biz çağırdıklarını duyduk değil mi? Şimdi neden kimse yok?"

     "Wangji bahçede olabilirler mi? Hadi çıkıp bakalım."

     İkisi kapıdan çıkarak bahçeye doğru yürümeye başladılar.

     "İyi ki doğdun Wei 🎶 iyi ki doğdun Wangji 🎶 Mutlu yıllar 🎶 mutlu yıllar 🎶 mutlu yıllar sizeeee 🎶🎶🎶"

     Bir anda konfetiler ve alkışlarla karşılandılar. Doğum günleri olduğunu unutmuşlar tamamen. Tanrı Zhenshen de dahil herkes oradaydı. Bu gerçek bir sürpriz olmuştu. Bahçe süslenmiş, pasta mumlarla hazırlanmış onları bekliyordu. İkisi de bir anda ağlamaya başladılar. Anneleri Lu Yinan ve Yu Meyin koşup onlara sarıldılar.

Two Universes~İki Evren~Wangxian~YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin