"Zhushen, Wangji'nin üçüncü gözü henüz açılmadı, burada başarılı olması buna bağlı. Çok zorlanacak. Ona yardım etmemiz gerekmez mi?"
"Wei onun için endişelenme. Siz tek beden, tek ruhunuz. Onun da üçüncü gözü açık. Sadece kullanmadı daha, o yüzden yok sanıyor. Burada fark edecek. Merak etme onu, başaracaktır."
"Zhushen, Wangji, benden bile çok iyi her konuda, daha çabuk çözecektir."
"Wei, sen de kendini hafife alma. O da seninle aynı zamanı kullanacaktır diyeyim o zaman. Senden biraz erken çıkarsa, ejderhası ile konuşmak için ayıracağı zamanı kullanmamak olacaktır bu. Her şeyi benden duymak isteyecektir. O içeri girdiğinde seni de tekrar buraya alacağım, beraber bekleyeceğiz."
"Anladım yenmem garantiymiş sanki. Ya yenemeseydim sorusuna cevap vermediniz."
"Wei ben daha önce dediğim gibi müdahale etmem, her şeyi belirleyen siz olacaksınız. Eminim ki bu savaşın sonun da onu yine de yenecektin. Ama sen tam beklediğim gibi çok zeki olduğun için, kısa sürede bitirdin bu güç alışını. Bir şey daha var onu da Wangji ejderhasını aldığın da açıklayacağım sadece dördünüze. Yetmiş yıl sonunda, herkes sizi görünce şok geçirecek."
"Bir saniye daha, kafam iyice karıştı. Ya Xue ve Xing ne olacak. Onlar da ejderha almayacak mı?"
"Düşün Wei. Onlar da özel çocuklar. Sence ne olabilir."
"Bulduum, onların zaten ejderhası var ama onlar da bilmiyor. Çekimsiz odaya girmeden söyleyeceksiniz onlara."
'Benim ruh ikizim gerçekten çok zeki. Onların da ejderhası var ama bizim kadar güçlü değiller. En güçlüleri ben ve o.'
"Huolong, o, o deyip duruyorsun, kim olduğunu, adını biliyorum ben zaten."
'Kurnazsın sevdim. Ama beni kandıramazsın, onaylamamı bekliyorsun. Yavaşça Wangji'ye söylemeyi planlıyorsun. Gerçi bunu yapamayacaksın. Zhushen bizi götürüp onunla geri gelecek, kısacası siz görüşemeyeceksiniz. Hem sen söylersen o asla üçüncü gücünü alamaz. Yani zihin bağlantısını da düşünme. Şimdi yola çıkalım. Daha sonra geri geleceğiz zaten.'
Wei'nin planı buydu ama diğer yönünü düşünmemişti. Üçüncü gücü olmayan, Wangji'nin hayatı tehlikeye düşebilirdi.
*Wangji umarım sen de kısa sürede çıkarsın. Sana güveniyorum.*
"Zhushen, bir şey sormalıyım gitmeden. Acaba sadece küçük bir uyarı verebilir misin Wangji'ye?"
"Nasıl bir uyarıdan söz ediyorsun?"
"Dedin ya, ücüncü gözünün henüz açıldığını bilmiyor. Ona üçüncü gözünü kullan gibi bir uyarı."
"Wei, endişeni anlıyorum ama merak etme, mağaraya girdiğinde anlayacak. Hadi artık çok oyalanamayız. Sizi götürüp onu getireceğim."
"Sana güveniyorum Zhushen. O girince tekrar yanına geleceğiz zaten neden geri götürdüğünü anlayamıyorum?"
"Bir sebebi yok aslında, sadece onun yakınında olursan o seni hissedecek ve telaşlanıp merak edecek, tek sebep bu."
"Peki gidelim o zaman."
Zhushen, saniyeler içinde Wei'yi bırakıp Wangji ile dönmüştü. Aynı açıklamaları ona da yaptı. Tek bir farkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Universes~İki Evren~Wangxian~Yizhan
FanfictionYibo, Zhan'a doğru adımladı, bunları hiç bilmiyordu, her cümle de kalbine bir hançer inmişti. Zhan, kendinden daha fazla acı çekmişti. Ona sarılıp teselli etmek istedi. Onun sarılma niyetini anlayan Zhan ise geri geri gitti ve öfkeyle konuştu. ...