Dilimi ısırdım ve şirin bir şekilde gülümseyerek Uraz'a baktım. Dışarıdan maymuna benziyordum sanırım ama Uraz korkusundan bana bakmıyordu bile. Elini gür saçlarının arasından geçirdi.
"Bunu şimdi mi söylüyorsun yani?"
Omuzlarımı kaldırıp indirdim.
"Sormadın ki." Dedim şirin çıkarmaya çabaladığım sesimle.
Uraz birkaç saniye duraksadıktan sonra bana baktı. Nefes alıp verdikten sonra gözlerini devirdi.
"Arabama her gün bir kaçak binmiyor. Üstelik binen de mafya kızı olmuyor. Kusura bakma nasıl akıl edemedim bunu ben!"
Sırıttım.
"Bu şerefe herkes sahip olamıyor işte kendinle gurur duy."
Gözlerini irice açtı ve ciddi misin bakışlarından sonra kafasını sağa sola salladı.
"Kapıyı açtığımda alnıma silah namlusu dayanacağı konusunda endişem varken o şeref lütfen başkasına kalsın."
Dudaklarımı büzdüm. Zaten şirin birisi değildim. Bir de üstelik dağınık saçlarım, muhtemelen gözlerimde kalan makyaj izleri ve üzerimdeki bol kıyafetlerle şirinden öte şeytana benziyordum. Şirin olma çabalarını es geçip tek elimi salladım.
"Aman kim benim burada olduğumu biliyor ki"
Daha elimi indiremeden zil çaldı ve Uraz irice açılan gözleriyle bana baktı. Dudağını yaladı ve derin bir nefes verdikten sonra ciyakladı. Evet resmen ciyakladı.
"Yok daha mafya!"
Derince bir nefes verip kalktı. Havaya baktı. Korkmuştu. Ben de korkuyorum. Bu kadar çabuk olamazdı. Olmamalıydı.
Kapıya giderken ben de arkasından onu takip ettim. Delikten baktıktan sonra bana doğru döndü.
"Aşağıdan."
Dudağımı ısırdım ve her korktuğumda yaptığım gibi parmaklarımı kütlettim.
"Ölü taklidi yapsak?"
Bana ters bakışlar attıktan sonra kapının otomatına bastı ve yeniden bana döndü.
''Sen odaya geç.''
Onu bırakmamalıydım ama burada açık hedef olarak da dikilmemeliydim. Kafamı onaylarcasına sallayıp hala dudağımı dişlerken odaya geçtim ve kendimi tekli koltuğa attım. Beni bulmuş olamazlardı herhalde değil mi? Tırnaklarım ağzıma gittiği an elimi geri çektim. Uzun süre manikür yaptıramayacakken tırnaklarımı yiyip bozamazdım. Korku filmi fonu mırıldanırken kapı birden açıldı ve ben sıçrayıp el şeklinde ki koltukla birlikte arkaya devrildim. Gözlerim direk kapıyı bulurken ters bir şekilde kapıya baktım ve Uraz'ı görünce hafif bir rahatlama hissettim. Bir yabancının yanında , babamın beni bulma fikrinden daha rahat ve güvenli olduğumu hissedince kaşlarımı çattım. Uraz odayı tarayıp beni ararken sonradan bakışlarını yere çevirdi ve göz göze geldik. Gözlerini yine irice açmıştı. Bu onu tatlı yapıyordu. Şaşkın şaşkın baktıktan sonra işaret parmağıyla beni işaret etti.
"Bu senin kendini savunma şeklin mi?"
Ofladım ve yerimden kalkmaya çalıştım. Çabam boşa çıkarken asıl atladığım soru aklıma geldi.
"Babamlar değil, değil mi?"
"Hala tek parça olduğuma göre?"
Tek kaşını kaldırdı ve ben gözlerinden sonra bu kez de kaşlarına hayran kaldım. Ben niye tek kaşımı kaldıramıyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIK GELİN (Devam ediyor)
Humor"Arabamda ne yapıyorsun? " "Düğünümden kaçıyorum ve sen yakışıklı beni kaçıran beyaz Bmwli prens oluyorsun." İşte bu hikaye böyle başladı. ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ Kovayı yere koyduktan sonra bir kovaya birde temizlik malzemesine bakmaya baş...