Bölüm 41"Her haliyle"

4.5K 284 12
                                    


 Yolda tıngır mıngır ilerliyorduk. Sonunda bana işkence olan yerden uzaklaşıyorduk. Bir evin içinde Mediha Teyze gibi hayat dolu ve sevecen bir kadının olması o evi gerçekten güzelleştiriyordu. Bu yüzden en başta babasının asık suratı ve karşısında vatan haini varmış gibi bakan sert gözleri, Ceylin'in arada yaptığı huysuzluklarını Mediha Teyze kesinlikle kapatmıştı. Çok misafirperver birisiydi. Onun yanında günlerce kalsanız rahatsız olmaz tekrar tekrar gitmek isterdiniz. Beni gerçekten kızı olarak kabullenmişti. Söylediğimiz yalana rağmen. Her anne gibi başta yanlış yaptığımızı dile getirmişti. Tabii çoğu kişiden farklı olarak tatlı bir dille ve yalnızca bakışları ile bunu anlatmıştı. Çocuklarına bu kadar düşkün olan bir anne olarak beni terk eden bir kadını ilk başta sevemeyeceğini direk söylemişti ancak sonra babamı öğrenince hiç tanımadığı bir insan için bile merhamet etmiş ve gözleri dolu dolu bakmıştı. Mediha Teyze kesinlikle özel bir kadındı. Uraz böyle bir annesi olduğu için bense öyle bir annenin yetiştirdiği çocuğu bulduğum için çok şanslıydım. Tabii en başta Uraz bana param karşılığı yardım etmişti ama olsundu. O kadar kusur kadı kızında da olurdu canım.

 İnsanların içinde gün geçtikçe insan sevgisi azalıyordu. Etki-tepkiye o kadar alışmış durumdaydık ki eğer kayınvalidemiz bize kötü davranırsa biz aksini yapıp iyi davranmıyorduk. Oysaki zamanında zorluğunu çekmiş biri olarak karşımızdaki insanı çok daha iyi anlamalıydık. Yapmıyor, yapmak istemiyorduk. Ancak Mediha Teyze öyle yapmamıştı. Benim yemek konusundaki beceriksizliğimi yakından görmüştü. Bana öğren değil oğluna yardım et diyordu. Büyük kaynana ise ah o konu apayrı bir olaydı. İzin verse o kadının çocukluğuna kadar inmek isterdim. Kaynanası tarafından oluşmuş ezikliği böyle kapatmaya çalışmıştı. Kendi oğlu liseden itibaren askeri lisede, evden uzakta okumuştu. Kendisine uzaktı. Mediha Teyze ile de üniversitenin son zamanlarında çarşı izninde karşılaşmışlar. Ortak tanıdıkları varmış. Evden 8 yıla yakın bir süre uzak olması ev sıcaklığında yapılmış bir keke vurulmasına bu da keki yapan kişi yani Mediha Teyze'den etkilenmesine neden olmuş. Her şey yine büyük kaynanın bilgisi dışında gerçekleşiyor ve en son okulun bitmesi ile biz evleneceğiz diye karşısına çıkıyor. Münevver Hanım Teyze'nin nazı araları uzun zamandır görüşmeme ile açılan oğluna pek geçmiyor. Bir de sürekli tayinleri çıkınca kaynanasından uzakta yaşıyorlar. Sonra Ankara'ya dönüyorlar. Mediha Teyze çocuğuna çok düşkün olduğu için ortaokul zamanları bile evde tek başına bırakamıyor. Bu yüzden Uraz sık sık babaannesine gidiyor. Oğlu ile uzak olan babaanne torunu ile arayı kapatıyor bu yüzden de ona nazı geçeceğini düşünerek kaynanasından gördüğü kaynanalığı bana yapmaya çalışıyor. 

 Sonuca bakarsak gerçekten de Uraz'a nazı geçtiğini anlıyoruz. 

"Küs müyüz sakarım?"

 Baygınca baktım. 

"Yaşlı kadın hayatım o. Seni istemedi diye ben vaz mı geçtim sanki. Ben seni yapamadığın temizlik ile karabiber yerine tarçın koyduğun köfte ile sevdim. Ben seni, senin içinde ki kırgın ve ağlayınca o kırıklar kanayacakmış gibi korku dolu hisseden küçük çocukla sevdim. Deli dolu oluşunu beğenmesen dahi her daim parlayan aslında benden güzel olan gözlerini sevdim. Yemek istesem aşçı ile evlenirdim."

Elimi tutup öptü. Bu adam güzeldi. Çok güzeldi hem de. Gözlerim dolmuş izin versem korktuğum yaşları akıtacaktı. Burukça gülümsedim. 

"Ben senin cesaretini sevdim bal ırmağım. Bedeni küçük kalbi cesurlukla dolu olan kaçık kızı sevdim. Kendisi, hayatı ve hayalleri için savaşan kızı sevdim çünkü biliyorum ki sen benim için, bizim için de her şeye karşı savaşırsın." 

Bir kaç damla yanağımdan aktığında arabayı müsait bir yerde sağa çekti ve durdurdu. Kemerini çözdükten sonra bana doğru döndü. Kemerimi çözdükten sonra kucağına çekti ve sarıldı. 

"Ağla bal ırmağım. Yaşadıkların, yaşayamadıkların için ağla. Benim yanımda beceriksiz olmaktan, hata yapmaktan, düşmekten en önemlisi ağlamaktan korkma. Ben seni desteklerim, senin hatanı düzeltirim, düştüğünde kaldırırım, ağladığında yaşlarını silerim. Sensizliği biliyorum. Sensiz olmak bunları yapamamandan çok daha kötü emin ol."

Hıçkırıklarım ağzımdan kaçarken boynuna sıkıca sarıldım. O sırtımı sıvazlarken ben ağladım. Çocukluğum için, eksik kaldıklarım için, öksüz kalan masum bebekliğim için, en güvendiğim insandan kaçtığım an için, hem annem hem de Uraz ile kaybettiğim yıllar için, güçlü olana kadar yaşadığım yıkıntılar için, kırgınlıklarım ve kızgınlıklarım için, aynı Uraz'ın dediği gibi ağlayınca kanayacak kırıklarım yüzünden içimde tuttuğum yaşlar için doya doya ağladım. O da söz verdiği gibi yaşlarımı sildi. 

 Günün sonunda kimse kalmazdı. Yalnızca siz ikiniz kalırdınız işte. Babaanesi böyleymiş, annesi şöyleymiş, babası kötüymüş falan değildi. Önemli olan hayat eşindi. En sonunda hayatı onunla paylaşacaktın. Bu yüzden başkalarını bırakın. Onlar kapının dışında kalacak. Siz hayatınıza sokmazsanız da onlar giremeyecekler. O yüzden bırakın insanlar size engel olamasın. Bırakın aranıza kimse giremesin. Ben yalnız kaldığımda şunu anladım, kendine zehir ettiğin her an geçip gidiyor ve telafisi olmuyor. O yüzden her anı kendiniz için yaşayın. 

Ben güzel gözümü bir bütün olarak seviyorum. Gözüyle, burnuyla, iyi ve en önemlisi kötü huylarıyla. Eminim ki o da beni öyle seviyor. Çünkü sevmek budur, sevmek özellik ayırt etmez. Nasıl ki bir çocuk, ne kadar çirkin olursa olsun annesi için dünyanın en güzeliyse aşık olduğun insan da senin gözünde öyle. En güzeli, en iyisi. Bu yüzden kötü cadı kaynanayı bıraktım gitti. Onun yeri bizim aramız değil çünkü.

KAÇIK GELİN (Devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin