Oy ve yorum yapanlari Allah ne muradi varsa versin amin. (Amin der misiniz daha guclu olsun)
-Dolu dolu gelen trene binmemizle zor zor ilerleyerek sonunda sıvışabileceğimiz bir yere geçtiğimizde, kafamı kaldırıp oldukça uzak olan tavandaki tutunma aparatına doğru baktım bön bön.
Uzanabilecek bir boya sahip değildim fakat büyük bir uğraşıyla tam elimi uzatıyordum ki hemen yanımdaki bir amcanın benden hızlı davranıp tutmasıyla en bombastik bakışımdan atarak geri topuklarıma bıraktım kendimi.
Toygar, hemen arkamdaydı ve o da tavandaki aparatlardan birine tutunmuştu. Benim ise artık hiçbir tutunma şansım kalmamıştı çünkü trenin doluluğu, tutunacak bir yerin olmamasıyla aynı orantıdaydı.
Neredeyse zor nefes alacak gibi hissediyordum. Oturan insanlara doğru imrene imrene bakarken Toygar'ın o güzel parfümünün kokusu süsledi burnumu.
Böyle ter kokan bir ortamda, bu nasıl bir parfümdür be mübarek? (Link için Instagram: hainmango)
Tren, ilerleye ilerleye nihayetinde bir sonraki istasyonda dururken kendi bulunduğum yerde dengemi korumak adına büyük bir uğraş veriyordum. Bunu fark eden Toygar ise sağ eliyle hafiften belimi kavramıştı.
Ee doğal olarak nefesim kesik kesik atarken kalbimin atışları da bana ikinci bir mağlubiyet uyguluyordu. Yutkundum ve trenin artık durmuş olduğunu hissedince hafiften arkamı dönüp ona doğru baktım. O da aynı taraftan bana doğru bakarken yüzüme doğru eğildiğini fark ettim. "Neyse ki benim çok akrabam yok," neredeyse nefesi yüzüme vururken sesi fısıltı gibi çıkmıştı. "Sorun olmayacaksa bana tutunabilirsin."
"Rahatsız etmey-" ve trenin tekrardan hareket etmesiyle neredeyse önümdeki oturan yolcuların üzerine doğru düşüyordum.
Toygar'ın kıkırtısını tam arkamdan hissederken tekrardan ona doğru döndüm ve yine yüzüme doğru eğildi. "Tutun kız, yapışmam eline."
Bunu söylemesinin ardından tavandaki tutunma aparatını tutan kollarına doğru çarptı bakışlarım. Kolunu yarıya doğru sıyırdığı için ortaya çıkan damarlara hayran hayran bakmadan edemedim. Vallahi vampir olsaydım kaçırmazdım bu fırsatı. Ayrıca Toygar'a iğne vuracak bir hemşirenin damar yolu açmasına da gerek yok. Adres belli anasını satayım.
Ben bu saçma sapan düşüncelerimin arasında dolanadurayım, Toygar ise gülümseyerek beni seyretmekteydi. En sonunda bakışlarına denk geldiğimde "Masal," Diye seslendi.
Masal, deme bak.
"Toygar." Dedim ben de.
"Ne düşünüyordun?"
"Hiç."
"Hım."
Ve işte yine trenin birden durmasıyla ani bir refleksle Toygar'ın kolunu tuttum. Bu temas bile beni deli etmeye yeterken kızarmış olduğuma yemin edebilirdim.
Bir dakika? Ben hayatımda hiç kızarmam ki! Bu bir ilk mi?
Aslında durakların yerlerini, hatta trenin istasyonlara yanaşmadan önce yaptığı ikazı duyabiliyordum da pek dikkat etmiyordum. Nedendir bilinmez, gereksiz triplere girmiştim.
Birkaç durak, aynen bu şekil gittikten sonra nihayet bu oksijen sömüren trenden indik ve istasyonun çıkışına doğru yürümeye başladık.
Neden birden benimle okula gidip gelmek istediğini anlayamamıştım. Aslında bir tahminim vardı ve bu kadar ince düşünceli bir insan olduğuna inanamıyordum. Henüz kanıtlayamadığım sapığım yüzünden miydi yoksa?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANSIZ YILDIZLAR | Texting
Teen FictionOnu elde etmesinin tek yolu artık kız kılığında ona yazmaya başlamasıydı. 🌟 TAMAMLANDI✔️ 02.05.2023🎼 by CHERRYBERRYMANGO.