43

3.8K 418 204
                                    

Selamm. Duygu karmaşası yaşayan bir Mango. İlk kitabı kaldırıp başka bir şekilde yayımlayacağım dedim, sonra bundan vazgeçtim. Final verdikten sonra bunu düşüneceğim. Okuyan böyle okudu bozmak bize yakışmazdı.

İyi okumalarrr.

🌟Sınır: 60 oy.🌟
-

Toygar'ın lokantaya olan sürpriz ziyareti beni bir taraftan mutlu etmiş, bir taraftan da üzmüştü. Çünkü o an Barış'la gerçekleştirdiğimiz çalışma pek onun hoşuna gitmiş gibi değildi.

Okula bugün tek gelmiştim. Barış işi olduğunu söyleyip önden çıkmıştı. Oysa ki Toygar'a, işimizin daha uzun süreceğini ve daha yeni başladığımızı söyleyerek bir nevi gitmesine sebep olmuştu. Zaten Barış gibi biriyle okula gelecek değildim ama bu hareketi sinirimi bozmuştu.

Dersimizin başlamasına yarım saatten az kalmıştı ve bu nedenle kafeteryaya uğramaya karar vermiştim. Ders başlamadan önce bir kahve içsem kesinlikle bana iyi gelecekti. Hele de Barış'ın o saçma tavırlarından sonra.

Kahve siparişimi verip çok geçmeden de siparişimi aldıktan sonra masaların tekinde oturan Ayşenur'u görmemle duraksadım. Onu uzun zamandır görmüyordum ve haliyle yanına gitmeden edememiştim.

"Ayşenur?" Dalgın gibiydi. Kafasını ancak birkaç saniye sonra kaldırıp bana doğru bakabilmişti. Yüz ifadesinde tuhaf bir şeyler vardı, bir şey canını sıkıyor gibiydi.

Hemen karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum. "Bir şey mi oldu?" Çünkü bunu sormamam imkansızdı. Bir şey olduğu o kadar belliydi ki!

Derin bir nefes eşliğinde önüme koyduğum kahvemi aldı ve koca bir yudum aldı. Bu hareketi bana o kadar ani gelmişti ki, şaşıramadan edememiştim.

En sonunda kahvemi geri önüme bıraktı ve "özür dilerim," dedi hemencecik. "İçmem lazımdı."

"İç iç." Deyip tekrardan ona doğru uzattım. "Biraz kendine gelirsin."

Yüzünde yersiz bir gülümseme belirdi ve kafasını olumsuzca salladı. "Kendime bir süre gelebileceğimi sanmıyorum."

Şaşkınlıkla sordum, "nasıl yani?"

"Melih." Dedi ve gözlerini devirip dağılmış saçlarını kulaklarının arkasına yerleştirmeye çalıştı. "Benden ayrıldı."

"Ne?!"

Kafasını salladı. "Artık eskisi gibi değilmişiz." Güldü. "Gel de delirme, bahaneye bakar mısın?"

Bu olayın Ayşenur'u etkilediği o kadar belliydi ki. Ağladı ağlayacak bile diyebilirdim. "Bahane olduğunu mu düşünüyorsun?"

Bana doğru neredeyse geldiğimden beri ilk kez net bir şekilde baktı ve söyledi, "tabii ki bahane Masal. Bunun bahane olduğunu babaannem de anlar."

Bu hâlde bile beni güldürebiliyor olmasıyla ben de hakkını verip güldüm.

"Üstelik abimle bile tanıştırmıştım onu. Artık o bile aramızdaki ilişkiyi biliyordu."

Şaşırmadan edemedim, "abin mi vardı senin Ayşenur?"

Kafasını salladı. "İsmi Utku. Çekilmezin teki." Nedense içim bir kötü olmuştu bu ismi duyar duymaz. O beni takip eden iğrenç sapıkla aynı isme sahipti.

"Herneyse işte. Buna rağmen benden ayrılabiliyor ya, bravo doğrusu. Oysa ben onu abimle bile tanıştırmıştım Masal. Düşünebiliyor musun? Abim benim neredeyse tüm çevremi tanır ama sevgilimi bilmezdi. Ben bunu Melih'le kırmıştım."

Sanırım söylenecek tek bir şey vardı. "Kendi kaybetti."

Ayşenur, durdu durdu ve bu söylediğimle yersiz bir kahkaha attı. "Allah razı olsun Masal." Ben de güldüm ve nihayetinde kahvemden bir yudum aldım.

CANSIZ YILDIZLAR | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin