39

5.1K 433 321
                                    

Günün ikinci bölümü 38. Bölümü okumadan geleni yedim. Ham ham.
-

Deminki yaşanan öz anne olayından sonra pek konuşmamıştık. Ben konusunu açmamıştım, zaten o da hiç bahsetmemişti. Konuşmak istemediğini hissediyordum, bu yüzden de kurcalamamayı seçip susmuştum.

Toygar'ın bir arabasının olduğunu bilmiyordum. Evimizin az ötesine park etmişti ve binmek isteyip istemediğimi sormuştu. İki kapısı olan spor bir arabaydı bu. Şaşırmadığımı söylesem yalan olurdu çünkü okula metroyla gidip geliyordu ve böyle lüks bir arabası olduğu hâlde bunu yapmasının asıl sebebi neydi gerçekten de çok merak etmiştim.

Benden cevap beklediğini bir anlığına unutup ona doğru döndüm. Meraklı gözlerle bana doğru bakıyordu. "Bir şey mi oldu Masal?"

Arabayı işaret edip "bu gerçekten senin mi?" Diye sordum. O da arabaya doğru bir anlığına bakarken sanki cevabını verirmiş gibi arabanın anahtarıyla arabayı açtı ve tekrardan bana doğru baktı. "Sayılır."

"Sayılır?"

Ardından hemen benim oturacağım kapıyı açıp beni beklemeye koyuldu. "Senin gibi bir kadına artık hak ettiği şekilde muamele etmek istiyorum."

Direkt her yanımı sarıp sarmayalan hislerim, kalbimin hızlı hızlı atmasına sebep olurken gittim ve hâlâ kapısını tuttuğu tarafa doğru yönelmeye başladım. Toygar'la hemen yan yana geldiğimizde göz ucuyla ona doğru baktığım an, bakışlarımız kesişti. Kafasıyla arabayı işaret etti ve "binsene," dedi.

Dediğini yaptım ve arkamdan kapıyı kapattı. Sonra o da yanımdaki direksiyonda yerini alıp kapısını kapattığında içimi istemsiz bir heyecan kapladı. Onunla burada yan yanaydık. Belki de hiç bu kadar yakın ve tek kalmamıştık.

Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ellerimi kucağıma yerleştirdim. O ise bana doğru dönmüş bir şekilde öylece duruyordu. Yutkundum ve ben de ona doğru döndüm. "Emniyet kemerin," dedi tok bir sesle. "Aslında eğilip bende takardım ama filmlerdeki klasikliği yapmak istemedim." Güldü. "Biz herkesten farklı olalım Masal."

Ben de istemsiz güldüm ve gömleğinin kollarını katlayıp dirseğine kadar yukarı çıkardıktan sonra arabayı çalıştırdı ve daha şimdiden belirgin olan damarlı kolları direkt radarıma takıldı. Spor mu yapıyordu acaba? Bu gömlekle vücudu daha bir güzel duruyordu çünkü.

Aman Allahım! Sus Masal sus. Neler düşünüyorsun kızım sen böyle? İyice Wattpad kızı olduk.

Arabayı daha sürmemesi dikkatimi çekerken bana doğru döndü ve kıkırdadı. "O zaman klasikliği yapalım bari." Bana doğru yaklaşmasıyla istemsiz kendimi koltuğa yapıştırırken yüzünün yüzüme yakınlığı, burnuma dolan o güzel parfümü derken emniyet kemerimi yakaladı ve taktıktan sonra geri geçildi. "Bir türlü takmadın da Masal, ondan."

Aferin bana! Takmamı söylediği hâlde heyecandan takmayı unuttuğum için filmlerdeki o klişeliği yaşamak zorunda kalmıştık.

Peki pişman mıydım? Pek sanmıyorum. Yine yapar mıydım? Evet.

Saniyeler sonra arabayı sürmeye başladığında sessizlik hiç bu kadar belirgin olmamıştı. Üstelik radyo bile açmadığından nefes bile zor alıyordum. Anlamıyordum. Onun zaten beni sevdiğini biliyordum ama neden bu kadar heyecanlı ve tedirgindim ki?

"Madem araban vardı," sesim bir bıçak gibi saplanıp aramızdaki sessizliği ortadan kaldırdığında Toygar'a doğru göz ucuyla bakıp duraksadım. Tek kolu direksiyonda bir şekilde arabayı sürüyordu öylece. "Neden metroyu kullanıyordun?"

Sorum sonrası gülümsedi ama gözlerini asla yoldan ayırmadı. Ben ise meraklı bir şekilde cevabını bekliyordum. "Çünkü sen metroyu kullanıyordun."

CANSIZ YILDIZLAR | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin