34

5K 444 189
                                    

Günün ikinci bölümü geldiii, 33. bölümü es geçmeyelim lütfen.
-

BONUS: Toygar'dan.

Kutlamanın bitmesini bile beklemeden eve dönmüş ve babamın yaptığı o saçma duyurunun etkisinden çıkabilmek için türlü türlü çıkış yolları aramaya başlamış fakat bulamamıştım.

Odamda bir ileri bir geri yürüyor, bileğimdeki kol saatime ara ara bakıyor ve davet saatinin çoktan bitmiş olduğunu bilerek babamın bir an önce eve dönmesini bekliyordum.

Üzerimdeki ceketi çıkardım ve direkt yatağımın üzerine fırlattım. Tahammül sınırlarımı çoktan aşmıştım ve bunun ötesinde daha ne olabilir, tahmin bile edemiyordum.

Odamın bir köşesinde duran piyanoya doğru baktım ve bir anlığına yumuşamış gibi oldum. Beni bu hayatta bir an bile olsun iyi hissettiren şeyler, şimdi mutlu bile edemiyorlardı. Sadece yumuşatabilirlerdi ve bundan da öteye gidermezlerdi artık.

Kapımın çalınmasıyla bakışlarımı oraya doğru çevirdim ve içeri giren anneme doğru baktım. Bana doğru endişeyle bakıyor ve buna da orantılı bir şekilde neye canımın sıkılmış olduğunu bildiğinden çekincesi yüzünden benden bir adım bekliyordu.

Adımın gelmeyeceğini fark etmiş olacak ki "iyi misin oğlum?" Diye sordu. Buna sadece gülebilirdim ve öyle de yaptım.

"Onun derdi ne?"

Kapıyı arkasından kapattı ve bana doğru şaşkınlıkla baktı. "Kimin derdi ne?"

"Babam olacak..." son anda kendimi dizginledim ve derin bir nefes eşliğinde devam ettim. "Babam olacak o adamın derdini merak ediyorum." Kendimi dizginlemem gerekiyordu çünkü ağzımdan hiç istemediğim şeyler çıkabilirdi.

Gözlerini kocaman açıp "nasıl böyle konuşabilirsin?" Diye sordu hayretle. "O senin baban!"

Piyanoya doğru ilerledim ve koltuğunu çekip oturdum. Aklıma gelen ilk parçayı parmaklarım direkt çalmaya başlarken içimden sakin olmayı tembih ede ede kendimi çalmaya zorladım.

Her zaman böyle yapardım. Sinirlenmek istemediğim zamanlarda, hayat çok üzerime geldiği zamanlarda veya hiç tereddüt bile etmeden, bir anlaşma uğruna doğurup da terk eden öz annem benden para istediği zamanlarda... sığınağım her zaman bu piyanonun başı oluyordu.

Her notaya basışımda tekrar olanlar aklıma geliyor, babamın bugün söyledikleri daha bir sert dokunmama neden oluyordu.

Şimdi çaldığım oldukça nazik ve keyifli parça, birden yerini sert notaların bulunduğu başka bir parçaya bıraktı ve aniden ayağa kalkıp sinirle piyanonun kapağını kapattım. Bununla eş zamanlı olarak da kapım sertçe açılmış ve babamın bedeni belirivermişti.

Kapı kolunu tutan elleri ve hafiften çatılmış sinirli kaşları, ilk dikkatimi çeken nokta olurken sonrasında yüzündeki ifadeyi görmem ise imkansızdı. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi bakıyordu.

"O piyanoyu sen mi çalıyordun?" Oldukça tepkili çıkan sesi sonrası alayla güldüm. "Resital vermiyorum, gidebilirsin."

"Terbiyesizleşme!"

Ardından hızla odama doğru girdi ve kapıyı sertçe arkasından kapattı. Annem bu hareketi sonrası istemsiz irkilirken babama sert bir bakış atıp kollarımı önümde bağladım. Anneme doğru döndü ve "sen çık burdan," dedi.

Annem tam harekete geçiyordu ki onu durdurdum. "Çıkmasına gerek yok."

Annem ne yapacağını bilemez bir şekilde ikimize doğru bakarken babam bana doğru birkaç adım attı ve önümde durdu. "Senin derdin ne?!"

CANSIZ YILDIZLAR | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin