Sey, oy ve yorum yapsanıza bir şey denicem.
-Nedense Toygar'a "sonra konuşalım mı" dediğimden beri hiçbir şekilde ona ulaşamamış ve ders bitimine kadar da hiçbir şekilde ona rastlamamıştım. Hatta okula da beraber gitme kararı almıştık ama onun için bile bana yazmamıştı. Ne okula gelmişti ne de bu süre zarfında ondan haber alabilmiştim. Tamı tamına bu olaydan üç gün geçmişti ve hâlâ durum böyleydi.
Bugünkü dersimiz piyano odasındaydı. Ama o yoktu. Gözlerim her ne kadar sınıf kapısı her açıldığında oraya doğru dönmüş olsa da yine gelmemişti. Artık aşırı merak etmeye başlamıştım onu.
Ders bitiminde buruk bir şekilde okulun kafeteryasına doğru geçtiğimde en sonki yazışmalarımızı okudum tekrar tekrar. Resmen Barış'ın bana yalan söylediğini ima etmişti, bunu anlayabilmiştim. Hatta ve hatta Barış'la, Barış'ın söylediğinin aksine, yüz yüze konuştuklarını söylemişti. Bu konu hakkında Barış'la bir daha konuşmamıştım çünkü okul çıkışı direkt hastaneye gittiğini söyleyerek çalışmalarımızı şimdilik askıya almıştık.
Benim Toygar'a karşı hiçbir güven sorunum yoktu. Tüm kalbimle ona inanabilirdim hatta. Fakat Barış, böyle hassas bir durum yaşıyorken neden Toygar hakkında yalan söylerdi ki? Anlayamıyordum.
Derin bir nefes vermemle karşımdaki sandalyeyi çeken Ayşenur'u, dalgınlığım yüzünden yeni görmem bir olurken elindeki çantasını sandalyesinin kenarına asıp oturdu.
Yüzünde keyifli bir ifade vardı. "Noldu bakalım?" Diye sordu şüpheyle. "Karadeniz'de gemilerinin olduğunu neden daha önce söylemedin kanka?"
Her ne kadar keyfim olmasa da bu söylediğine gülmeden edemedim. "Keşke olsaydı en azından daha az acı çekerdim." Aferin, Masal. Ağzından kaçırdın acı çektiğini.
Bu, tabii ki de Ayşenur'un gözünden kaçmamıştı. Yerinde heyecanla kıpırdanmaya başlarken "acı çekmek?" Diye sordu meraklı bir ifadeyle. "Neden acı çekiyormuşsun bakalım?"
Buyur, anlat Masal.
"Ee şey," dirseğimi masanın üzerine yerleştirirken çenemi de avuç içime yerleştirerek gözlerimi kıstım. "Senin teyzen oğlu var ya."
Güldü. "Var valla teyzem oğlu."
Sonra birden uykusundan uyanırmış gibi oldu ve bu, nedense irkilmeme sebep oldu. "Onun yüzünden mi acı çekiyorsun yoksa?!" Haykırışı yüzünden etraftaki birkaç kişi arkasına doğru dönüp bakarken çekincemden kamburlaştım.
"İtiraf et!" Dedi Ayşenur hırsla. "Teyzem oğluna aşıksın!"
"Ya bir sus!"
"Aşıksın!"
Derin bir nefes verdim. "Öyle değil!"
"Yuh be kızım! Kim olsa aşık olmuştu şimdi." Ters ters bakıp nıçladı. "Tercihin erkeklerden yana mı, ilk onu söyle bari."
Gözlerimi devirdim. "Ayşenur izin verirsen anlatacağım ya."
"Ay kızım ne yapacağım bayılırım ben böyle şeylere." Açık sözlülüğün bu kadarı!
Masanın üzerindeki ellerimi birbiri içine sokuştururken genzimi temizleyerek başımı indirdim. "Toygar bugün okula gelmedi."
Salak gibi yüzüme doğru baktı. "Ee yani?"
"Ee-" birden kafamı kaldırıp ona doğru baktım. "Ne demek 'ee yani?' Gelmedi işte. Üç gündür gelmiyor hatta. Neden gelmediğini merak etmiyor musun hiç? O senin teyzen oğlu değil mi?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CANSIZ YILDIZLAR | Texting
Teen FictionOnu elde etmesinin tek yolu artık kız kılığında ona yazmaya başlamasıydı. 🌟 TAMAMLANDI✔️ 02.05.2023🎼 by CHERRYBERRYMANGO.