2004 Antalya
Yine, mahalledeki çocuklarla oynuyorduk. Ben kızlar ile oynamayı sevmediğim için erkekler ile futbol oynuyorduk.
Kalede canla başla topu kurtarmaya çalışıyordum.
"Erkan, vursana oğlum, vur şu topa!" İki kere yediği sarı karttan dolayı köşeden Erkan'a bağıran Murat'a göz ucuyla baktım.
Erkan'nın ayağından kayıp giden top, cebimizdeki 1 liraya mal olacaktı. Top karşı takımdaki Poyraz'a geçti ve pembe kedili tişörtümü sıyırdı.
Kurtarmak için topa atladığım sırada yanağıma gelen taş ile acıdan güçlü bir çığlık attım.
"Lan, Murat, aptal Murat ne yaptın sen geri zekalı!" Erkan'nın öfke dolu sesi tüm sokağı inletti. Yere kendimi attım ve ağlamamaya çalıştım fakat çenemde hissettiğim acı gözümden akan yaşa sebep oldu.
"Pera, iyi misin kardeşim?" Koşarak yanıma gelen Tayfun'a baktım ve sırıtmaya çalıştım.
"Birazcık iyiyim, annem buz koysun geçer." Ağladığımı görmesinler diye koşarak sokaktan kaçtım. Yokuşun altında olan mavi nazarboncuklu evimize girdim.
Ağlayarak 1. kattaki evimize çıkıyordum.
Ağlama seslerimi duyan annem kapıyı büyük bir gürültüyle açtı. Ayağındaki pembe pofuduk terlik, altındaki uzun kot pantolon ile telaşla karşımdaydı.
"Pera, ne oldu annem!?" Burnumdan akan kanlar ağzıma gelince kolumla silmeye çalıştım.
"Dur kızım dur." Beni hemen eve aldı ve enseme buz koydu. Burnumdaki kanları sildi ve alnıma minik bir öpücük kondurdu. Önüme gelen siyah saçlarımı eliyle geriye doğru attı.
"Ağlama anneciğim, karşına ne zorluk gelirse gelsin yanında hep ben varım. Asla ağlamayacaksın çünkü ağlarsan senin güçsüz olduğunu düşünüp daha çok üzmeye çalışırlar."
Günümüz İstanbul
Olmuyor işte anne, karşıma bir sürü zorluk çıktı. Neredesin hani, ağlamak istiyorum anne ama senin dizinde. Sen yokken ağlamak bile bomboş.
Gel anne lütfen bir yerden çık gel, tüm yaşadıklarım bir rüya olsun. Yeter artık dayanamıyorum sensizliğe.
Ben düşüncelerimle cebelleşirken karşımdaki angutun sigara içtiğini gördüm. Başımın ağrısının biraz da olsa hafiflemesi için kenarda duran paketten bir dal aldım.
Beni gören Korhan ilk şaşırsa da zipposunu uzattı. Siyah zippoyu elime aldım ve sigarayı yaktım.
Camı açıp içime çektiğim dumanı dışarı üfledim.
Ben kayıp giden ağaçları izlerken bir telefon melodisi arabayı doldurdu.
Siyah pantolonunun cebinden telefonu çıkarıp aramayı yanıtladı.
"Sì" İtalyanca olduğunu düşündüğüm bir şey söyledi ve karşı tarafı dinledi.
"Sì con me. ora stiamo andando a casa nessun errore" Konuşurken sesi oldukça kaba ve sert çıkıyordu. "Sig" dedi ve kapattı.
Bir şeyler sormak istiyordum. Mesela eniştemin beni neden bu adama verdiği ya da imzamın nasıl bulunduğu. Daha soracağım çok fazla soru vardı, sormamı engelleyen şey ise belindeki silahtı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtalyan Mafyası (+18)
RomanceÜnlü İtalyan mafyası Korhan Kumludağ, yıllardır aradığı aşkını rüyasında görür. Rüyasındaki kızı yıllarca arar ve sonunda bulur; Pera Adıgüzel. Hayatını sefalet içinde sürdüren Pera'ya kafayı takan Korhan onu elde edebilmek için çabalar ve bir yol...