5 saat önce
Korhan'ın ağzından
Ben Gerardo ya da Korhan. İki farklı isim ve iki farklı hayat. Biri acımasız ve yıkılmazken, diğeri en çok acıyı alan ve yıkılan.
Korhan, annesinin baş tacı, sevdiklerine karşı bağışlayıcı, yumuşak ve sevgi dolu. İsminin anlamı gibi değil, yakmaz.
Gerardo, babasının hunharca eğittiği, sevdikleri ya da sevmedikleri farketmeksizin sevgisiz, tıpkı ismi gibi güçlü bir mızrak. Saplandığı yerden çekip söküldüğünde bile iz bırakan.
Kolumu Pera'ya sarmak için yan dönüp o tarafa koyduğumda boşluğa düşmesiyle şaşırdım.
Gözümü ovuşturarak yatakta sırt üstü yattım. Yavaşça kirpiklerimi araladım ve balkona gözlerimi çevirdim. Pera'nın yine aç karnına sigara içtiğini görünce sinirlendim.
Tam yataktan kalkıp yanına gideceğim sırada sikik telefonumun sesini duydum.
Ağzımın içinden söverken açtım telefonu, arayan aşağıdaki korumalardan biri olan Kenan'dı.
"Söyle." dedim her zamanki gibi.
"Korhan bey, Rana hanım geldi." Yatağın kenarına oturdum. Rana'nın bu saatte ne işi vardı?
Kaşlarımı çattım "Ne yapacakmış?" diye sorduğum sırada arkamda Pera'nın nefesini ve süt kokusunu işittim.
"Efendim, size bir dosya getirmiş. Kendi elleri ile teslim etmek istiyormuş. Eve gelmesini söyleyeyim mi?" Pera arkama oturdu ve baş döndürücü kokusunu daha çok işittim.
"Ta-" Parmaklarını sırtımda gezdirdiğinde huylandım ve belim bir yay gibi gerildi "Tamam, gelsin." Karşıdakini daha fazla dinlemek istemiyordum.
Yüzümü Pera'ya döndürerek elini tuttum ve yeşil harelerine baktım.
"Söylüyorum efendim." Sigara kokusu bile süt kokusunu bastıramıyordu ve beni deli ediyordu. Aklımı kaçırtıyordu.
"Söyle, söyle." diyerek telefonumu kapattım ve yatağa attım.
Gözlerinden gözlerimi çekmeden konuştum "Ne yapıyorsun bakalım?"
Omuzlarını silkerek "Taş mı diye bakmıştım da gerçekmiş." diyerek gülümsememe neden oldu. Onun böyle cümleler kurması beni delirtiyordu.
"Taş olsa beton yetmez." dedim sırıtarak.
Yüzünü ekşitti ve "Pisleşme." dedi.
Onunla bu şekilde konuşmak ne kadar yol ilerlediğimizi ortaya koyuyordu.
Fakat o Çağ denen piç kurusu bütün işi bozuyordu. Öldürecektim, hiç kimsenin ruhu bile duymacaktı. Benim kadınıma sadece ben sahip olabilirdim. O sadece benimdi ve beni ebediyen sevecekti. Bugün ilk önce benim kadınıma aşkını itiraf ettiği dilini koparacak, mesaj yazdığı parmaklarını kıracaktım sonra da onu öldürecektim. Ve ortada hiçbir sorun kalmayacaktı, Pera'yla evlenebilmem için.
Yıllardır hayalini kurduğum evlenme teklifini edecektim bugün ay yüzlüme. Tüm herkes bunu konuşacaktı. İşler tıkırında ilerliyordu, ona sahip olacaktım.
Plandığım şekilde ilerleyen her şey için çok heyecanlıydım. Güçlü ve istediğim her şeyin benim olduğunu hatırlayınca parlayan gözlerimle Pera'ya baktım "Hazır mısın bugün için?" diye sordum.
Hiç düşünmeden "Kesinlikle evet. Meraktan çatlayacağım yoksa." dedi.
Alt dudağımı dişleyerek "O zaman çok iyi." dedim ve ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtalyan Mafyası (+18)
RomansaÜnlü İtalyan mafyası Korhan Kumludağ, yıllardır aradığı aşkını rüyasında görür. Rüyasındaki kızı yıllarca arar ve sonunda bulur; Pera Adıgüzel. Hayatını sefalet içinde sürdüren Pera'ya kafayı takan Korhan onu elde edebilmek için çabalar ve bir yol...