🌊|12

2.5K 78 12
                                    

Korhan'ın evden gitmesinin üstünden 3 gün geçmişti fakat hala gelmememişti. Bunun üstüne bir de hasta olmuştum. 3 gündür yatak döşek yatıyordum. Günüm çorba içmek, uyumak, ilaç içmek ile geçiyordu.








Gülay Hanım ve Batu doktor çağırmakta ısrar etseler de kabul etmemiştim. Batu Korhan'ı arayıp haber vermek istediğinde ise kolunu ısırmıştım.









Yatağın içinde bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum. Saat gecenin 02.11'ydi, öksürürken karnım acıyordu. Biraz gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

2003 Antalya

"Kızım Antalya sıcağında da hasta olmayı nasıl başarabiliyorsun ya? Kaç defa dedim ben sana şu topun peşinde koşma diye!" Ateşimi düşürmek için alnıma sirkeli bez koyan annem sürekli söylenip duruyordu. Mahalledeki çocuklarla oynadığımız maçta çok fazla soğuk su içmememin üzerine hasta olmuştum.

"Anne şu bezi çeksene. Çok kötü kokuyor." Burnuma gelen keskin kokusu inanılmaz rahatsız ediciydi, alnımdan almaya çalışırken annem hemen elimi çekti "Şşt! O şimdi düşürecek ateşini. Hadi uyu sen, geçecek kokusu." Benim hastalığımın ona geçeceğini bilmesine rağmen yanıma uzandı ve elini karnıma koydu. Karnımı okşarken ninni söylüyordu. Ne yaparsam yapayım ninniyi söylediği ses tonuna karşı çıkamıyor, hemen uyuyakalıyordum. Yine öyle oldu ve annemin huzurla dolu koynunda uykuya daldım.

2023 İstanbul

"Anne?" Gözümden süzülen yaş ile yatakta doğruldum. Derin ve kedik nefesler aldım. Komodinin üstündeki ışığı yaktım ve sırtımı yatakbaşlığına yasladım. Annem 3 gündür üst üste rüyama giriyordu ve buna daha fazla dayanamıyordum. Gün ilerledikçe ona olan özlemim günbegün artıyordu.








Elimin tersiyle gözlerimi sildim. Derince iç çektim.








O kadar çok üşüyordum ki çenem bile titriyordu. Yataktan güçlükle kalkarak üstüme kalın bir hırka giydim. Yorganın içine sıkıca sarıldım. Annemin söylediği ninniyi mırıldanarak gözlerimi kapadım.

...

Zaten derin olmayan uykumdan yanağıma dokunan el ile uyandım. Korhan'ın parmakları saçlarımdaydı. Huzursuzlukla kıpırdandığımı fark edince fısıldadı "Pera,"









Cevap vermedim ve öksürdüm. Elini saçlarımdan çekti. "Pera, ateşin var." Boynuma kadar çektiğim yorganı üstümden almaya çalışıyordu, elimle karşı geldim "Üşüyorum." Bunu söylerken boynumdan terler akıyordu.









"Ateşin olduğu için üşüyorsun, şu yorganı kaldırmalıyım." Ona karşı gelen elimi tuttu, diğer eliyle yorganı arkama attı. Üzerimdeki hırkaya gözü çarptı "Pera sen delirdin mi? Havale geçireceksin!" Sessizce söylendi. Omuzlarımı silktim ve uyumaya devam ettim. Korhan üzerimdeki hırkayı çıkarmaya çalışıyordu.








Fermuarı açmaya çalışırken yüzüstü yattığım için ona engel oluyordum ama onu uğraştırmak hoşuma gitmişti. Kafam yastığa gömülüyken çaktırmadan sırıttım. "Pera" Bıkkınlıkla soludu.









"Uyuyacağım, gider misin?" Yarı uyanık yarı uyuyan sesimle mırıldandım.









"Tamam, madem rica ederek olmuyor biz de kendi yöntemlerimizi kullanırız." Beni belimden tutup kucağına aldığında şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Yüzünü bana çevirmeden direkt banyoya yürümeye başladı. Kafamı koyduğum göğsünden kaldırıp çenesiyle göz göze geldim. Sakaklları epey çıkmıştı ve kokusu o alışık olduğum koku değildi. Leş gibi alkol kokuyordu.









İtalyan Mafyası (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin