Eroin

156 15 10
                                    

***

Kalın kemerini çözdüğünü hissettim, deri pantolonu onlarla birlikte düşüyordu. V-kesiminde bir yıldız dövmesi vardı ve gömleğini çıkardığında düzinelercesini daha gördüm. Ondan hoşlandım ama cinsel olarak değil.
Onu içimde istemiyordum ve bunu benim mücadeleme dayanarak biliyordu. Kadınsı bir yapısı vardı.
Kaslı hatları vardı ama ben istemiyordum. Gömleğimin yakasını tuttu ve ikiye yırttı, korunaklı göğüslerimi ortaya çıkardı.

"Sadece direnme, belki nazik olurum." Sözleri beynimde yankılanıyor ve beni hasta ediyordu.

"HAYIR!" ağladım. "İstemiyorum!"

Bir kere yüzüme tokat attı.

"Umurumda değil," dedi donmuş bedenimi yukarı kaldırırken, sütyenimi açarken.

Hala ağlayarak onu geri ittim.

"Lütfen! HAYIR!" dedim sütyenimi yerinde tutarak.

Omuzlarıma bastırdı, bir elini kaldırıp bilinçsizce bana vurdu. Hala hissedebiliyor ve duyabiliyordum,
Hareket edemiyordum. Sütyenimi çıkardıktan sonra göğüslerimde soğuk ısırığı hissettim ve çıplak bacaklarımda maruz kaldığımı hissettim. İç çamaşırımı aşağı kaydırdı ve boxerının yere düştüğünü duydum. Bacaklarımı ayırdı ve girişime yaklaştı.

"Eğer uslu dursaydın, bunlar olmayacaktı." Kızarmış yüzüme tokat attı.

Göğüslerimi tuttu ve içeri itti. O kadar çok acıyordu ki kusmak istedim.
Çığlık atmak istedim, ona vurmak istedim, ağlamak istedim ama hareket edemedim. Her girişinde daha da acı veriyordu. Midem çalkalanıyordu ve tekrar dudaklarıma çarptığını hissettim.

"Kahretsin." diye inledi. Kendimi çok iğrenç ve kirli hissettiriyordu.

"Çok darsın.. seni küçük bakire sürtük." Elini karnımda gezdirdi, muhtemelen bir iz bırakmıştı.

Uzun bir inilti çıkardı ve sonsuza dek acıya ve tiksintiye katlanmak gibi gelen bir süreden sonra, hissettim, sonunda bitirdi. Başını çenemin ve boynumun birleştiği yere koydu ve emdi.

"Tadın çok güzel, Angie." derin bir nefes verdi. "Ve kendini daha da iyi hissediyorsun. Bir dahaki sefere uyanık olmanı sağlayacağım." Dışarı çekerek dikkat çekti.

Zihinsel olarak kustum. Onu öldürmek istedim. Hayır.. Kendimi öldürmek istedim. İlk deneyimim tecavüze uğramaktı, tutku değil. Beni sadece 5 günde neredeyse deliliğe çeviren adam tarafından tecavüze uğradım.

Aradan biraz zaman geçiyor ve ben gözlerimi açabiliyorum. Kaşığı çıkarıp birşey ısıttığını gördüm. Ekşi kokuyordu ve bir şırıngaya koydu. Şırıngayı kolundaki bir damara dayadı ve rahatlayarak bir inilti çıkardı. Bana tecavüz ettikten sonra kendine.. EROİN* Mİ ENJEKTE ETTİ? Benden gerçekten tiksindi.

(*:Bir çeşit kimyasal uyuşturucu)

Pantolon giyiyordu ve hala çıplak olduğumu fark ettim. Hala gözlerimde yaşlar, çarşafı üzerime çekerek yuvarlandım. Alkol çıkardı, ne tür olduğu hakkında hiçbir fikrim yok ve arkasını döndü.

"Hey Angel." Mutlulukla gülümsedi.

Bana doğru geldi ve yanıma oturdu. ters yöne gittim.

"Bana öyle seslenme. Beni tiksindiriyorsun." dedim sinerek.

Kaşlarını çattı.

"Eğer o küçük aptal ağzını düzeltecekse, tekrar yapabilirim." Bana daha da yaklaşarak hırladı.

konuşmayı bıraktım. Sadece aşağı baktım, hissettiğim ve duyduğum her şeyi tekrarladım. bana nasıl vurduğunu, vücudumla oynadığını, çıkardığı sesleri, istemediğimi bile bile bunun onu daha da tahrik ettiğini hatırlamak.

"Neden bunu yapasın ki?" dedim sessizce yanağımdan bir gözyaşının süzülmesine izin vererek.

"Çünkü benim işim bu. Masum kızlara tecavüz ediyorum, eğlenmek için insanları öldürüyorum." Hafifçe güldü ve bu beni ürküttü.

Kolunu yavaşça bana doladı.

"Sana söylediğim gibi, sadece uslu bir küçük kız ol ve bu bir daha olmayacak." Sesindeki yalanı duyabiliyordum.

Hala üzerimde onun kokusunu alabiliyor, içimde hissedebiliyordum, ne kadar canımı yaktığını, neredeyse öğürme refleksimi nasıl tetiklediğini hatırlayabiliyordum. Eğilip saçlarımı kokladı. Aşağı indi, omzumu öptü. Hâlâ hareket etmiyorum ve bir daha yapmaması için dua ediyorum.

"Gevşek vücudun çok iyi hissettirdi." Kulağıma fısıldadı. Bu benim kırılma noktamdı.

İşte o zaman onun bir canavar olduğunu ve asla durmayacağını anladım. Benden tiksiniyordu ve gitmeme izin vermeyeceğini biliyordum. Ayağa kalktım ve cildimin açığa çıkmadığından emin olarak çarşafa dalarak odadan çıktım. Uyandığım deri koltuğa oturdum ve ağladım. Yanımda oturan Katie'nin hafifliğini hissettim, ağlıyordu.

"Çok üzgünüm Angie, sana gerçekten yardım etmeye çalıştım." bir hıçkırık bıraktı.

"Sorun değil, daha kötüsünü yaşadın." Yavaşça cevap verdim.

Orada oturdu, kadife parmaklarıyla avucumu ovuşturdu.

"Ne yaptı?" diye sordu.

Gerildim ve sessizce hıçkırarak ağladım.

"Zaten biliyorsun."

Nefesi kesildi. "Daha önce hiç..."

"Bu benim ilkimdi."
Omzuna yaslanarak hıçkıra hıçkıra ağladım.

"Çok üzgünüm." Altın gözyaşlarını alnımda hissettim.

"Sen benden isteyene kadar yanından gitmeyeceğim." Yavaşça şarkı söyledi.

Orada oturduk, bir çeşit rahatlık hissetmek için nefesimizi senkronize ettik. Birbirimizin elini tuttuk, saniyelerin dönüşünü dakikalara, saatlerin rahat sessizliğine kadar saydık. Beni sakinleştirmeyi veya güvende hissetmeyi asla bırakmaz.
Onun varlığı için ne kadar müteşekkir olduğumu bilemezsin. O olmadan ne yapabilirim bilmiyorum. Uzay gibiydi. O olmasaydı, yıldızsız gecelerden başka bir şeyim olmazdı.

***

Satan reincarnate (TR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin