MULTİMEDYA : ALEX
Gözlerimi açmak istemiyordum. Bu kadar acımasız olmak zorundamıydı. Oysa ben Alex'e iyilik yapmıştım. O ise ödeştik diyordu. İyiliğime karşılık kötülük vermişti.
Mavi gözlerinin bakışından korktum. Buz gibiydi. Hissiz ve soğuk. Yüzüne saatlerce baksam bile duygularını göremez ve anlayamazdım.
Kararlılıkla gözlerime bakmaya devam etti. Bakışlarından neredeyse kendimi çırılçıplak hissettim. Gözlerimi kaçırmak istedim ama yapamadım.
Birisi elini omzuma koyunca irkildim. Gözlerimi açıp karşımdaki kişiye baktım. Bu Sofia'nın eziyet ettiği o şişman kızdı.
"Kalkmana yardım edelim." kız kollarımın altından tutup beni ayağa kaldırdı. Bir gün içerisinde iki kez şok olmuştum. Ezik bir kız diğer bir eziğe yardım ediyordu. Öfkeyle kaşlarımı çattım. Ben bu durumlara düşücek biri değildim. Kendimden nefret ediyorum.
Kolumu çekerek," Yardımına ihtiyacım yok." diyerek tersledim.
"Bizim gibiler birbirine yardım etmeli" dedi gülümseyerek. O gülümsemesini silmek için herşeyi yapmak istedim o an. Ben asla onun gibi değildim. Ezik olarak doğdu ve ezik olarak ölecekti.
"Ben sizin gibi ezik değilim." dedim.
Kız beni baştan aşağı süzüp, "Hmm ama neden bize benziyorsun?Benim gibi itip kaktı seni. Rezil oldun. Sana gülüp dalga geçtiler. Sen ise hiçbir şey yapamadın. Aynı benim gibi."
Kaşlarımı çatıp dişlerimi sıktım. Bu kız ne saçmalıyordu böyle. Ben ve ezik olmak. Albert Einstein bunu duysa mezarında ters dönerdi.
" Ben senin gibi asla ezik biri olmadım."Dizlerime bakmak için eğildiğim de üstümün kirlendiğini, dizlerimin kan içinde kaldığını ve ellerimin çöplerden dolayı koktuğunu farkettim. O an aklım başıma geldi. Ben bunları hak etmiyordum.
Şişman kızla göz göze geldim. Gözlerinde kendimi görüyordum. O bad Quenn yoktu artık. Onun yerini Ezik Alya almıştı.
"Evet ben Eziğim." dedim.
Şişman kızda, "Evet eziksin" dedi.
"Evet Eziğim." Dedim ve aptal gibi ikimiz de güldük. Bu şişman kızı sevmiştim.
Sofia kahkaha atmaya başlayınca ikimizde sustuk.
"Şunlara bakın iki ezik arkadaş oldular." herkes gülüp dalga geçiyordu. Ama kimse umrumda değildi. Kendime gülmekten doğru düzgün tepki veremedim.
"Sofia o sürtük gülüşünü al ve defol git." Lanet olsun şişman kız Sofia'ya ne demişti öyle. Bunu beklemiyordum. Sofia öfkeden kuduruyordu.
"Senin o şişman ağzını.." Sofia kıza vurmak için elini kaldırdığın da elini havada yakaladım. Bana ne yaparsa kabul ama bu kız başının derde gireceğini bilse de beni korumaya çalıştı. Onu ödüllendirecektim.
"Sakın" dedim.
Elini kurtarmak için çabalasada boşaydı.
"Bu ne cüret! Seni parçalara ayırmadan önce bırak elimi."
"Elini bırakmamı istiyorsun öyle mi?" kızın elini burnuna doğru fırlattım. Sofia acıyla geri çekilip yere düştü. Burnundan kan akmaya başladı. Dehşetle eline bakıp bağırdı.
"Lanet olsun burnumu kırdı. Bu sürtük burnumu kırdı." iki aptal kız arkadaşı onu yerden kaldırmaya çalıştılar. Müdür tam bana bir şey söyleyecekken ona öyle bir bakış attım ki tek kelime edemedi. Ben ne istersem onu yapacaktı. Şuan kimsenin ne düşündüğü umrumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Siyah Tonu
Teen Fiction(Smut var.) Geçmişin den kaçmak için ülke değiştirip bir kasabaya yerleşen Alya ve onu gölgesi gibi izleyen gizemli bir adam. Güçlü, zeki, kurnaz ve herkese diz çöktürecek bir kişiliğe sahip. Tüm kadınların sahip olmak isteyeceği bir adam en ünlü m...