MULTİMEDYA : EMY
Okulların açılmasına iki gün kaldı ama ben şimdiden sıkılmaya başladım. Bilirsiniz okulun ilk günü ve yeni bir kız gelmiştir. Tüm gözler onda. Tamam alışığım her zaman tüm gözlerin üstümde olmasına ama şu aralar ilgi odağı olmayı hiç istemiyorum.
Sıkıcı düşüncelerimle yatağı tekmelerken telefonum çaldı.
"Alya yarım saat sonra durakta olacağım."
Saate bakarak, "Tamam hemen çıkıyorum."
Ben taşınma kararı aldıktan sonra Emy de benimle gelmek istedi. O kıvırcığa asla yok diyemezdim. Ailesini ikna etmek zor olmadı. Hatta seve seve kabul ettiler.
Emy'nin babası bizim şirkette genel müdürdü. Annesi de zaten varlıklı bir ailenin tek kızıydı. Emy ve ben o olaydan sonra hiç ayrılmadık. Buraya bizim yanımıza taşınıyor du. Lise son sınıfı da beraber okuyacaktık.
Hazırlandıktan sonra dışarı çıktım. Anneannem den arabanın anahtarını alıp Emy için tren istasyonuna gittim. Yarım saat demişti beş dakika daha vardı.
Emy'nin trenden indiğini görünce ona doğru koştum. Hiç bu kadar uzun süre ayrı kalmamıştık. Gözyaşlarını ilk bırakan o oldu.
"Bir daha asla ayrılmayalım." dedi. Ağlak kıvırcık.
"Daha yeni makyaj yaptım Emy, biliyorsun ağlayınca çok çirkin oluyorum."
Koluma çimdik atınca ikimiz de güldük. Yarım saatlik yol sessizlik ile geçti. Bu kız hiç susmazdıki. Susması için yalvarırdım yine susmazdı.
"Emy neyin var?"
"Ben.. Şey düşünüyordum. Hep hayalimizdi beraber taşınıp son sınıfı dördümüz birlikte okumak biliyorsun. Ev tutacaktık muhteşem sevgililer yapacaktık. Ama.. İkimiz kaldık."
Arabayı kenara çekip durdurdum.
"Emy bana bak!"
Gözyaşlarını silip bana baktı. O gözlerindeki özlem ve acı kalbimi delip geçmişti.
"Çok zor zamanlar geçirdik biliyorum, ama tanrı bize bir şans daha verdi. Sıfırdan yeni bir hayat. Olanlar oldu geriye dönebilme şansımız olsa düzeltirdim ama yok. O yüzden sende artık geçmişi unut. Geleceğe, bugüne ve yarına odaklan. Ben her zaman yanındayım. "
" Eğer sen olmasaydın ben asla toparlanamazdım. O yüzden haklısın ben kendimi düzelticem. "
Yanaklarını sıkarak," Aferim kıvırcığıma, şimdi eve gitmeden önce seni buranın en meşhur waffle cafesine götüreceğim. "
" Beni kalbimden vurdun. "dedi masum masum gülümseyerek.
Sonra kaşlarını çatıp," Hem sen ne ara Tanrıya bu kadar düşkün oldun? Çok şaşırdım. "
Sırıtarak," Bende nelerin değiştiğini görsen, hayata yeniden gelmek isterdin. "dedim.
İkimizde güldük. Böyle olmalıydı. Hep unuttuk yaptığımız şeyleri. Bunun üstünde durmanın da anlamı yoktu.
Akşam eve geçtiğimiz de Emy ve Anneannem güzel sohbet ettiler. Benim ise aklım Emy'nin bugün söylediklerinde kalmıştı. Keşke onlar da yanımızda olsaydı Jessi ve Lilly. Grubumun diğer iki kız üyesi.
"Alya tatlım hadi siz de uyuyun artık saat geç oldu." Anneannem paytak paytak yürüyerek odasına gitti bizde yukarı çıktık. Emy hemen benim karşımdaki odada kalacaktı. Herşeyi hazırdı.
Odalarımıza girerken Emy kolumdan tutup durdurdu ve masum bir şekilde bana baktı.
" Ah Tanrım sana ne zaman hayır diyebildimki. Gel buraya şapşal ama sadece bu gece tamammı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Siyah Tonu
Teen Fiction(Smut var.) Geçmişin den kaçmak için ülke değiştirip bir kasabaya yerleşen Alya ve onu gölgesi gibi izleyen gizemli bir adam. Güçlü, zeki, kurnaz ve herkese diz çöktürecek bir kişiliğe sahip. Tüm kadınların sahip olmak isteyeceği bir adam en ünlü m...