Arkadaşlar ben geçmiş bölümler arasından bir bölümü atmayı unutmuşum hüüü🥺
Ama neyseki bölüm içinde çokta önemli bilgiler yoktu skksksks. Sorry baby.
Bugün üç bölüm atıyorum arka ARKAYA yeni ve bir geçmiş bölüm atacağım. Diğer bölüm yine akşam. İsmini yazıyorum bölümün geçmişten bakıp okumaya gidin. Azıcık +18 var ama azıcık skskks. Bölüm adı : LÜTFEN GİTME.
Bu bölüm 6 şubat gecesinde olanları anlatıyor.. Yorumlarınızı yazın ne hissettiniz?
İyi okumalar.. 🥳
***
Elimi göğsümde tuttum ve nefes almaya çalıştım, ama başaramadım. Çılgın kalp atışlarım yanaklarım da, boynumda tüm her yerimde atıyordu. Ağır ağır nefes alarak Alex'e doğru bir adım attım.
Gözyaşlarım gözlerimi yaktı. Göğsüm ve dudaklarım titriyordu. Uzanıp yanağına dokundum. Geri adım attı, ama bilinçsizce elini tuttum.
"Alex.. Neden?"
"Ben Alex değilim ismim Klaus."
Beklemeden sarıldım. Sıkı sıkı. Gücüm yettiği kadar. Bütün bunlar bir rüyaydı. Gerçek olamazdı. Hayat bu kadar acımasız olamazdı.
Alex bana bunları yapamazdı. O.. O beni seviyordu. Ağladım. Beni zorla kendinden ayırdı.
"Bildiğin ve inandığın herşey değişmek üzere Alya." dedi Klaus.
Elimi yanağına götürüp okşadım. "Bütün bunlar bir kabus olmalı. Gerçek olamayacak kadar acı çünkü."
Titriyordum. Gözyaşlarım sel olup akıyordu. Soğuk bakan gözleri donup kalmıştı. Buz gibiydim. Bir ölü kadar soğuktum.
"Bana bu kadar acı yaşatmadın değil mi? Bunlar gerçek değil. Bana gerçek olmadığını söyle."
Yanağımdaki elimi tutup indirdi ve benden uzaklaştı.
"Herşey gerçek. İntikam için hayatına girdim. Sen benim kardeşimi öldürdün. Kız kardeşimi. Bu hayatta sevdiğim tek kadını.."
Tekrar yanaklarına dokundum. "Şşşt sakın konuşma. Bunlar gerçek değil. Birazdan uyanacağım. Çünkü hiçbir insan kalbi bu kadar acımasız olamaz. Evet bütün bunlar bir kabus. "
Deliriyordum.
Beni omzumdan tuttu ve sert bir şekilde sıktı.
" Uyan artık. Bunlar gerçek. Yaşadığın ve sana yaşattığım herşey gerçek. "
Dizlerimin bağı çözüldü ve yere çöktüm. Elimi kalbime koyup vurmaya başladım.Ruhum acı çekiyordu. Derin bir boşluğa sürüklendiğimi hissettim.
"Sevgin yalan mıydı?"
"Yalan."
"Şefkatin yalan mıydı?"
"Yalan dı."
"Bunca zamandır bir yalana mı aşık oldum ben?"
"Evet." sözcüklerinin acıması yoktu. Kalbim bin parçaya bölündü. Yüzümü ellerimin arasına aldım. Çığlık atmaya başladım.
Ayağa kalkıp sandalyeyi duvara fırlattım. Donmuş bir göletin içinden çıkmış gibi titriyordum. Kırgınlık ve öfke dalgası yükselmeye başladı.
Ağlamam hıçkırığa dönüştü. Ne yapacağımı bilemiyordum. Kafamı çevirdiğim her yer ihanet doluydu. Yalan kusuyorlardı.
Karşılarında küçük bir çocuk gibi ağlıyordum. Gözlerinde üzüntü kırıntısını bile görememek çok canımı yakıyordu. Oysa hepsini de çok sevmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Siyah Tonu
Teen Fiction(Smut var.) Geçmişin den kaçmak için ülke değiştirip bir kasabaya yerleşen Alya ve onu gölgesi gibi izleyen gizemli bir adam. Güçlü, zeki, kurnaz ve herkese diz çöktürecek bir kişiliğe sahip. Tüm kadınların sahip olmak isteyeceği bir adam en ünlü m...