"KADERİN CİLVESİ"

599 51 163
                                    


ALYA'NIN GÖZÜNDEN.

Soğuk..
Yağmur...
Gök gürültüsü....
Şimşek.....
Işık patlaması......
Bunlar doğal afetti. Peki ya benim yaşadığım.. Aynısı değil miydi? Yaşanmışlıklarım vardı. Ama her yağmurdan sonra gökkuşağı çıkardı..
Benim gökkuşağım neredeydi?

Mia koluma girdi ve yürümeme yardım etti. Hastaneden çıktık. Çiseleyen yağmur rüzgar ile birleşip özenle yüzüme çarpıyordu. Belki de yaptığım günahın bedelini hatırlatıyorlardı..

Gururla karanlıkta parlayan aya baktım. Ne kadar da yalnız dı.. Karanlık evreni aydınlatmak için zorlanıyor muydu? Benim zorlandığım gibi.. Karanlığına ışık tutan Ay bile olmama izin vermedi.

Gitti..

Küçük bir kağıt parçasıyla veda edip gitti..

Hayatın acımasızlığı bir kez daha yüzüme vururken yağmur şiddetlendi. Mia arabayı götürmek için acele ettirirken siyah bir araba önümüze kırdı.

Klaus... Benim karanlığım..

Büyük adımları benim önüme gelene kadar hiddetle yürüdü. Ayakta bile duramayan cılız bedenimi süzdü. Gözleri karnımda olan ellerime takıldı.

Adımları yavaşladı. Karşı karşıya getirdi bir kez daha kaderin cilvesi.

"Güzelim."

Gök gürültüsü ile beraber ismimi söyledi. İkiside güçlüydü ve İkiside beni korkutuyordu.

Bana doğru bir iki adım attı. Sonra durdu.

İçimde kopan fırtınalar gibi durgundu.

"Neden geri döndün?" bağırdım. Gökyüzünü aydınlatan şimşek ile sesim yağmura karıştı.

Gökgürültüsü ve Şimşek. Korkutan ve ışık tutan.

İki adım daha attı. Aramızda üç metre kalmıştı.

"Ben hiç gitmedim. Hala sendeyim." dedi.

Yağmur şiddetlendi. Yüzüme değen her su taneciği Klaus'u bulanıklaştırdı. Yağmura kızmak istedim.

"Gittin. Hep gittin ve hiç olmadın." dedim bağırarak.

Ağır adımlarla yaklaştı. Aramızda iki metre kalmıştı.

"Ben seninim güzelim. Sadece senin."

Gözlerim doldu. Hayır. Hayır kendime bir söz verdim ağlamayacaktım.

"Beni hiç sevmedin. Tek düşündüğün intikam dı." dedim.

Karanlık gecede mavi gözleri siyahlaştı.

Klaus ile aramda bir metre kaldı.

"İntikam ile beslenirken, Aşkın ile yandım."

Kalbim parçalara ayrılıyordu. Dayanacak gücüm kalmamıştı.

"Yalan." dedim son gücümle.

Kokusu... Lavanta bahçesinde hissettiren kokusu.. Gururla yağan yağmura inat ciğerlerime hükmettti. Vücudunun sıcaklığını hissettim. Yüzümü soğuk avuçlarının arasına aldı.

"Bu hayattaki tek doğrum sensin."

Gözlerimiz birbirine kenetlendi. Baş parmağı yanağımı okşarken dudaklarından akan su taneleri alnıma değiyordu. Sırılsıklamdık. Ama yağmurdan değil...

Duygularım Sırılsıklamdı. Acım nehir gibi damarlarım da akıyordu. Hayal kırıklığım tüm acıyı toprak gibi emerken bir kez daha mavi gözlerine bakıyordum.

Aşkın Siyah TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin