"İTAAT"

902 60 74
                                    

Sevgili okurlarım. Önce nasılsınız? Hayatınız nasıl gidiyor? Unutmayın sizler benim ailemsiniz. Her zaman sizi dinlemeye ve yanınızda olmaya çalışıyorum. Yorumlarınıza cevap veriyorum.

Bir çok yazar bunu yapmaz. Ama size verdiğim değer den bile fazlasını hak ediyorsunuz. Siz varsanız ben varım. Arada bir ben yok. :)

Okunma sayısını görmek elbette hoşuma gidiyor ama oy vermediğiniz müddetçe kitabım sıralamaya bile giremez. Sizden küçük destekler istiyorum. Okuduğunuz bölümleri hem oylayıp hemde yorum yapmanız. Lütfen bu ricamı kırmayın.. 🥲

Sizin isteklerinizi yerine getirip günde iki bölüm paylaşıyorum. Sizcede daha fazlasını hak etmiyor muyum? Lütfen her anımda yanımda olun. Hayal dünyamın inci taneleri... Sizleri çok seviyorum.

Not. (Bu bölüm ateş ölçerleriniz yanınızda olsun. 😊)

***

Bugün içimde bir sıkıntı vardı. Anlamsız bir boşluk. Bir yığın ne olduğu belirsiz düşünceler.

Aynadaki yansımama bakarak iç çektim. Bugün acıları bir kenara bırakıp okula gitmek zorunda olduğum için kendimden nefret ettim. Ama gitmeden önce görmem gereken biri vardı.

Hazırlanıp evden ayrıldım. Cama değen yağmur taneleri ben ilerledikçe şiddetlendi. Sanki bir şeyler anlatmak istiyor gibi acımasızca vuruyordu camlara.

Arabayı park edip şemsiyeyi arka koltuktan aldıktan sonra yürüdüm. Bir kaç yeri geçtikten sonra durdum. Karşımda durana baktım. Islak zemini umursamadan diz çöktüm.

Soğuk esen rüzgar yağmur damlalarını üzerime vururken umursamadım. Titreyen ellerimle onu tuttum.

Bir avuç toprak.

Değer verdiğin birinin ismini anlamsız bir taş parçasında görmek yıkardı insanı değil mi?

Titreyen elimi kalbime koydum. Islak topraktan kirlenmişti.

"Özür dilerim Julia. Benim yüzümden yarım kalan hayatın için özür dilerim. Senin yerinde ben olmalıydım. Burada yatan ben olmalıydım."

Çaresizce omuzlarımı düşürdüm. Yağmurla karışık akan gözyaşlarımı sol elimle sildim. Sağ elimi hala kullanamıyordum.

"Keşke böyle olmasaydı. Denedim Julia seni kurtarmayı çok denedim. Ama o izin vermedi. Bana kızdığını biliyorum. Haklısın ama sana söz veriyorum intikamını alacağım."

Bilinmeyen ellerimde can verecekti. Beni kaçırdığı ve baloya götürdüğü günü hatırladım. Bana dokunuşunu.. Ellerimle sanki dokunuşlarını atabilirmişim gibi üstümü silkeledim

" Ondan nefret ediyorum. Ondan nefret ediyorum. "

Çığlığım yankılandı. Aniden başıma katlanılmaz bir ağrı girdi. Onu her düşündüğüm de bu oluyordu.

Acıyla iki büklüm oldum. Başımı ellerimin arasına alıp yere uzandım. Geçmesini diledim, umdum ama olmadı. Dayanılmaz hale gelmişti.

" Aghhhhh yeter dur artık."

Saçlarımı yolmak istedim. Hatta belkide acı geçsin diye ölmek. Yerde yatarken gökyüzünden düşen yağmur damlaları beni ıslattı. Ağlayarak gökyüzüne baktım. Her bir yağmur damlası sanki günahlarım gibi acı veriyordu.

Burnumda bir sıcaklık hissedince elimi attım ve parmaklarımda kan gördüm.

"Alya."

Birinin bağırışını duydum. Beni yerden aldı ve kollarının arasında havaya kaldırdı. Zorlada olsa kim olduğuna bakmak için başımı kaldırdım.

Aşkın Siyah TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin