Korku... Acı.. Öfke.. İntikam.. Sonra yine korku ve onu kovalayan duygusal bir çöküş.Yüzüme esen soğuk rüzgarla gözlerimi araladım. Beyaz boş tavanı bir dakika izledikten sonra sağa baktım ve camda bekleyen tanıdık yüzler gördüm. Ağlıyorlardı ve bana el sallıyorlardı.
Peki neden?
Yüzüme doğru eğilen bir kadın bana nasıl hissettiğimi sordu.
"Ben..." yutkundum. "Başım ağrıyor." diyebildim. Şefkatle yanağıma düşen ellerin sıcaklığı o an güvende hissettirdi.
"Şimdi ağrı kesici yaptım birazdan daha iyi hissedeceksin." sıcak bir şekilde gülümseyip odadan çıktı.
Bir hastanedeydim. Ama neden? En son ne olmuştu? Buraya nasıl düşmüştüm? Hatırla Alya... En son okuldaydım ve... Ve sinema salonu,, nefret çığlıkları.. Öfke nöbeti ve acı reddedilişimi hatırladım.
Anılar acı bir şekilde hücum etmişti beynime. Nefes almak da zorluk çektim. Sol kolumu güçlükle hareket ettirdim. Ben neler yaşamıştım öyle. Artık nasıl insan içine çıkacaktım. Herkesin yüzüne nasıl bakacaktım?
Babamın içeri girip bana sarılması bir oldu. Herkes kapıda durmuş ağlıyordu.
"Benim prensesim, bizi çok korkuttun."
"Baba...." gerisi boğazıma oturan yumruk hissiyle kesilmişti.
"Ölmek istiyorum.. Lütfen artık yaşamak istemiyorum."
Babamın korku dolu gözleriyle karşılaştım. İlk defa böyle şeyler duyuyordu benden. İlk defa biricik kızı ölmek istiyordu.
"Hayır kızım. Lütfen böyle konuşma." Annem sıkıca sarıldı.
Emy ve Mia yanıma gelip onlarda sarıldı. Ama kimseyi istemiyordum. Hiç kimseyi.
"Beni yalnız bırakın."
"Kızım yapma böyle."
"Defolun gidin burdan. Herkes gitsin." diye bağırdım. Hepsi tek tek çıktı. Yüzümü ellerimle kapatmak istedim ama olmadı. Ama bu nasıl olur? Ben.. Ben sağ kolumu hareket ettiremiyorum.
"Doktor istiyorum. Babaaaa." bağırışımla herkes içeri girdi. Babam korkuyla yanıma koştu.
"Ne oldu tatlım söyle?"
"Ben sağ kolumu hareket ettiremiyorum. Olmuyor yapamıyorum neden baba neden?" bağırışlarım odada yankılandı. Herkes donmuştu. Doktor hızlıca yanıma gelip kontrol etti. Dokundu bir şeyler ile hafifçe vurdu.
"Hissediyor musun?"
"Hayır."
"Peki ya böyle?"
"Hayır. Hiçbir şey hissetmiyorum." Annem babama sarılıp ağladı. Arkadaşlarım donup kalmıştı.
"Benim neyim var? Ne oldu bana ne oldu anlatın?"
"Öncelikle sakin olun?"
Omzuma dokunduğu eli ittim. "Hemen anlatın."
Doktor derin bir nefes alıp, "Bize getirdiklerin de hiç iyi görünmüyordun. Daha önce geçirdiğin kazadan dolayı beyninde oluşan hasar günden güne artmış. Üzüntün ve yaşadığın şok sinir damarlarına zarar vermiş. Bize geldiğinde iyi değildin. İki gün yoğun bakımda uyanmanı bekledik. Ama sonra kalp krizi geçirdin. Sonra da.."
Sustu. Gergin sessizlik korkutucuydu. Herkese tek tek baktım. Kimse konuşmuyordu.
" Sonra ne oldu, tanrım söyleyin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Siyah Tonu
Teen Fiction(Smut var.) Geçmişin den kaçmak için ülke değiştirip bir kasabaya yerleşen Alya ve onu gölgesi gibi izleyen gizemli bir adam. Güçlü, zeki, kurnaz ve herkese diz çöktürecek bir kişiliğe sahip. Tüm kadınların sahip olmak isteyeceği bir adam en ünlü m...