"BİLİNMEYEN DEN MESAJ"

946 54 55
                                    


Alex ile aramızda geçenlerin arasından iki gün geçti. Sınıfta onu sürekli izlerken buluyorum kendimi. Düşüncelerimi, bedenimi ele geçirmişti. Kaçamıyordum. Belki de kaçmak istemiyordum.

Boş sınıfta telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Ekranı görünce elim tıtredi. Bana sesli mesaj atmıştı.

Telefonu açıp sesi yükselttim.

"Bunu sana söyleyemem." Bu Lily'nin sesiydi. Ağlıyordu.

"Ben bilmiyorum, gerçekten." korkmuş sesi boş bir odada yankılanıyordu.

Bir tokat sesi ve yerden düşme sesi geldi.

"Alya nerede bilmiyorum. Uzun zamandır görüşmüyoruz." dıııtt. Ses burada bitti.

Gitmek için ayağa kalktığım da Emy sınıfa girdi. Korktuğumu görünce koşarak yanıma geldi. Olanları anlatıp mesajı gösterdim. Emy ve ben birbirimize baktık. Lilly o olaydan sonra bizden uzaklaştı ve ortadan kayboldu. Numarasını ve kendisine dair ne varsa silip gitmişti. Ne kadar çok arasamda onu bulamadım.

" Lilly kaçırılmış, ya başına birşey geldiyse ya öl.. "

"Emy sakin ol. Ölseydi haberimiz olurdu." sınıfa giren kızlarla konuşmamız yarıda kesildi. Emy kendi dersi için laboratuvara gitti. Bende sırama geçip oturdum. Bir şeyler yapmalıydım. Emy korkmasın diye bir şey demedim ama ödüm kopuyordu. Ya gerçekten de bir şey olduysa.

Hoca sınıfa girince dikkatim dağıldı ama sadece bir iki dakika. Daha sonra yine aklım Lilly'e kaydı. Ona birşey olmasına dayanamazdım. Kim di bize bu mesajları yollayan? Beni neden arıyor?

"Alya sana sesleniyorum." irkilerek hocaya baktım.

"Buraya gel!"

Harika bir de bununla uğraşacaktım. Tüm sınıf bana bakıyordu. Başım dik bir şekilde hocanın karşısına geçtim. Kaşlarımın altından da Alex 'e baktım. Göz göze gelince tüm cesaretim kırıldı. Nasıl beni bu kadar etkiliyordu? Bana her baktığın da tüm duygularım alt üst oluyordu.

"Dersi neden dinlemiyorsun?" diye sordu hoca.

"Açıklama yapsam da tatmin olmazsınız. O yüzden lütfen vereceğiniz cezayı söyleyin."

"Dersten sonra odama gel."

"Hayır gelemem." kim oluyorda sırf dersi dinlemediğim için odasına çağırıyordu.

"Sen ne dedin?"

"Kulaklarınızda bir sorun varsa lütfen doktora görünün." dedim. Okuldan derhal gitmek istiyordum. Arkadaşım tehlikedeydi.

Beni kolumdan tutup kapıya doğru götürdü. Sabrımı tüketti. "Bırak beni!" diye bağırdım. Sesim öyle yüksek çıktıki hoca korkudan kolumu bırakmıştı.

"Bana dokunmaya nasıl cüret edersin?Bir lise öğretmeni kendi kız öğrencisine dokunmaya nasıl cesareti olabilir."

Böyle tepki vermemi beklemiyordu. O yüzündeki korku ifadesi ona yetmişti. Sadece sustu. Susup peşinden gideceğimi bekliyordu. Ama asla.

"Bunun bedelini ödeyeceksiniz." dedim ve çantamı alıp sınıftan çıktım. Tacizci öğretmen. Bu adam hakkında çok şey söylüyorlardı. Ama delil olmadığı için bir şey yapamıyorlardı. Böylelerinin ölmesi gerekiyordu.

Dışarı çıkıp dersin bitmesini bekledim. O sırada eski sevgilim Lucas'ı aradım.

"Lilly nerede biliyor musun?"

"Uzun zamandır yoksun ve ilk sorduğun soru Lilly 'mi?"

"Lanet olsun Luc... Kardeşin nerede?"

"Bilmiyorum. Aslında sen bilirsin diye düşünüyordum."

Aşkın Siyah TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin