( ASKERİ KURGU )
BXB
"O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"KOĞUŞ KALK"
Kenan Üsteğmenin emriyle sabahın erken saatlerinde koğuşta uyuyan erleri acil bir şekilde kaldıran bölük çavuşu avazı çıktığı kadar bağırıp tekrardan hızlı adımlarla Kenan komutanının odasına doğru gitmek için yorgun omuzlarıylaadımladı.
Kapıyı sert olmayacak şekilde tıklayıp 'Gel' komutunu bekledi.
"Gel!" komutu alır almaz kapıyı açarak içeri girdi.
"Komutanım emrettiğiniz gibi askerleri uyandırdım. Birazdan bahçede hazır olurlar"
Kenan elindeki kalemi masaya indirip karşısında hazır olda bekleyen çavuşa kafasını hafifçe kaldırdı. "Tamamdır çavuşum, çıkabilirsin!"
"Emredersiniz komutanım!"
Çavuş odadan çıkar çıkmaz Kenan koltuğunu geriye sürüp ayağa kalktı ve masada duran dosyaya elini uzattı. Kendinden emin bir şekilde omuzlarını dik tuta tuta kapıya doğru yürüdü ve elini kapının koluna atarak açtı.
Kapısında bekleyen postasına göz ucuyla bakarak hızlı adımlarla Ahmet yüzbaşının odasına doğru yürüdü. Kapıda hazır olda bekleyen askere göz ucuyla bakarak kalın ses tonuyla
"Yüzbaşı içerde mi oğlum?" diye sordu. Asker ise kafasını dik tutarak yanıt verdi
"İçeride komutanım"
Elini askerin omzuna götürüp babacan bir tavırla iki kez vurdu. "Kolay gelsin" dedi ve kapıyı tıkladı.
Yüzbaşı Ahmet komutun gelmesi için komut verirken kapıyı yarım açtı. İçeri girmeden tebessüm etti.
"Komutanım müsait misiniz?"
"Buyrun üsteğmenim"
İçeri girdiği gibi önce kafasıyla selam verdi. Sonra da dosyayı imzalatması için yüzbaşı Ahmet komutanın önüne bıraktı. Tekrardan arkasını döndü ve koltuğa adımlayıp yavaş bir şekilde oturduktan sonra dirseklerini dizine yaslayarak öne eğildi.
Yüzbaşı, Kenan'a bakmadan dosyalara göz gezdirince dudağının kenarını ısıra ısıra sayfaları tek tek çevirdi. Kısaca sayfalara göz gezdirdi. Tekrardan ikinci sayfadaya döndü ve bir dakika kadar okuyup kafasını kaldırmadan çatık kaşlarıyla arkadaşına baktı.
Kenan'ın buradan gideceğinden haberi vardı elbette. Kenan'la göz göze gelince sıkıntılı bir nefes bıraktı.
"Afrin'de görev yapacakmışsın demek! Hemde 2 yıl" dudak büküp kafasını memnuniyetsiz bir şekilde iki yana salladı. Onun bu sıkıntı dolu haline nazaran Kenan tebessüm edip sorgulamaya kapalı bir şekilde dudaklarını araladı.
