Cinayet

1.9K 157 60
                                    

Bu şarkıyı eklemek istedim. Zira mükemmel bir ses. Mutlaka YouTube'a gidip dinleyin. Mükemmel bir ses...
Sizde duyun istedim. ✨

🌴

20 günlük iznini en iyi şekilde değerlendirmek isteyen Kenan, ilk biletini elbette İstanbul'a almıştı. Dün yine haklı olmasına rağmen Gizem ile çok basit bir konu için tartışmışlardı. İstanbul'a gidecek, ona sürpriz yapmak ve nişan tarihini belirlemek istiyordu. Kaderim demişti küçükken.

Şimdi de kaderine kavuşmak için heyecanla küçük valizin fermuarını açmış içine, üç tane pantolon, hava soğuk olduğundan dolayı üç tane kazak ve bir tane de mont sıkıştırdı.

Bir an önce havalimanına gitmek istiyordu. Zaten aktarma gidecekti. Üç dört gün kaldıktan sonra da Urfa'ya, mahallesine dönüp ailesine söyleyecekti. Akabinde nişan için hazırlık yapmaktı niyeti.

Ayrıca nişan tarihini en erkene ayarlamak istiyordu. Çünkü mesleğinden dolayı sürekli izin almak gibi bir ayrıcalığı yoktu. Hızlıca komidinde sakladığı siyah çoraplarından üç tane valize sıkıştırdıktan sonra ağzını kapattı. Sonra üzerindeki üniformalardan kurtularak ceket ve gömleğini askılığa astı. Atleti ve pantolonunu da katlayarak elbise dolabına bir güzel yerleştirdi

Son kez alt dudağını ağzına alıp eksik birşey kaldı mı diye bir düşündü. Herşeyden emin olunca, elindeki telefonu yatağın üzerine fırlatarak çıplak bir şekilde banyoya girdi ve kendini sıcak suyun kollarına bıraktı. Sıcak suyu hep sevmişti. Yazın bile herkes soğuk suyla duş alırken Kenan sıcacık suyla bedenini yıkardı. Sebebi su sıcak olunca, kendini daha paklanmış hissediyordu.

Avucuna ceviz büyüklüğünde şampuan döküp, tam saçlarına yedirecekti ki, içerden telefonu çalmaya başladı. Belki önemlidir diye, avucundaki şampuanı hızlıca saçlarına sürüp son sürat köpürtmeye başladı. Aksi gibi telefonu susmak bilmiyordu. Köpüğün yarısı gidince, mecburen kabinden çıkıp, havlu ile ıslak yüzünü kuruttu. Hiçbir şey giymeden çıplak bir şekilde ıslak ıslak yatak odasına doğru hızlı adımlarla yürüyüp, yatağın üzerindeki telefonu eline aldı

<<<MAVİŞ'ten gelen
görüntülü arama...📞>>>

Yazısını görünce genişçe sırıttı. Çıplak ıslak kalçalarını yatak başlığına yaslatarak yanıt vermek için telefonu parmağıyla kaydırdı ve telefonu ıslak yüzüne götürdü. Fakat ekranda kimse görünmüyordu

"Maviş" dedikten birkaç saniye sonra Senar, gülen yüzüyle ekranda belirdi.

Hafif uzun, kahverengiye çalan sarı saçları hala çok göz kamaştırıyordu. Ama maviş'ten ses gelmeyince 'Acaba ses karşıya gitmiyor mu' diyerekten telefonu ağzına yaklaştırdı ve hoparlöre doğru gür sesle konuştu.

"Lan Maviş niye konuşmuyorsun oğlum!!"

Senar kahkaha atarak "Ne yapıyorsun kömür gözlüm, izin koparabildin mi?" diye heyecanla konuştu.

Kömür gözlü diyordu kendisine. Çünkü Kenan ne kadar kendi gözlerine hayransa, Senar'da tıpkı onun gibi kara gözlerine hayranlık duyup hayaller kuruyordu kendi kendine. En önemlisi ise ekrandaki yakışıklı komutan, kömür gözleriyle dudaklarını çizgi haline getirmiş kendisine bakınca karnındaki kelebekler özgürlüğe karışıyordu.

Aşıktı ve aşık olduğu adam, bundan bi haber olarak yıllardır kendisine bakarak Maviş diyordu. Çoğu zaman bu duygularını kendinden bile kamufle etmişti. Etmek zorundaydı. Çünkü korkuyordu. 'Eğer Kenan birgün olurda duygularımdan haberi olursa yine aynı şekil bana yaklaşır mı?' korkusu taşıyordu. Ya da tıpkı Türkiye'ye ilk geldiği günler gibi, hayatı ona zehir eder miydi? Bilemiyordu...

YABANCI YÜREK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin