Komodin üzerinde duran telefonumun titreyen sesine, okkalı bir küfür savurup başımı diğer tarafa çevirdim. Kesin yine babam arıyor diye bakmak istememiştim.
Fabrikaya gitmemi ve abime yardımcı olmamı istiyordu sürekli. Belki haklıydı ama ben küçükken bile o fabrikada izole bir kariyer inşa etmeyeceğimi hep söylemiş, hep de red etmiştim zaten
Çok geçmeden, ikinci bir bildirim sesi kulağıma ilişti. Ayağımla yorganı üzerimden hızla savurup, dirseğimi yastığa yaslayarak, telefonu elime aldım.
"Hay sikeyim fabrikanızı, bir rahat uyutmadınız adam akıll.."
Gördüğüm bildirimle, gözlerimi yumup, derin bir nefes vererek sabır çektim
İbrâhim Asteğmen: Kenan komutanım nasıl oldunuz? Daha iyi misiniz?. Dün aramalarıma geri dönmeyince merak ettim.
İçimden 'İlla kendini altıma alıp düzdürtecen dimi sikik' dedim ve telefonu alıp eski yerine fırlattım. Üç aydır düzenli ya arıyor, yada mesaj atıyordu durumumla ilgili.
Sanki ondan bunu isteyen var mış gibi başıma bela olmuştu.
Artık mecburen cevap verme durumunda kaldım. Hem cevap vereyim hem uyarımı yapayım zırt pırt beni sikmekten beter etmesindi.
Tekrar telefonu elime aldım. Aceleyle ekrana basarak, başımı yatağın başlığına yasladım ve mesajı yolladım.
Ben: Tazı gibiyim Asteğmenim. Müsait olamadığım için aramalarınıza geri dönemiyorum. Çünkü benim de her ne kadar yarak kürek de olsa, bir hayatım var. Kusura bakma dönemediğim için.
Saate baktığımda 8.45 yazıyordu. Sinirle İbrahim'e bir küfür daha savurup telefonun ekranı kapatarak, yastığımın üzerine yavaşça fırlattım ve ayaklarımı yataktan sarkıttım.
Aylardır tek başıma yaşam belirtisi gösterdiğim evim, Urfa kalesine yakın bir konumdaydı. Eski evimiz depremden dolayı orta hasar damgası yediğinden, babam hazırda olan arsamıza depreme dayanıklı üç katlı bir ev dikmişti.
İkinci katta abimler kalıyordu. Üçüncü kat boş olmak üzere, zemin katta ise babam, annem kız kardeşim Semra ve Maviş'imin kardeşi ve artık benim de kardeşim olan Ğezal oturuyordu.
Tekrardan bir bildirim daha geldiğinde, başımı hafif yana eğerek telefonun ekranına baktım, mesaj yarım gözüktüğü için, elime alarak telefon şifresini girdim. Diğer boşta kalan elimi de yumruk yapıp gözlerimi ovuşturduğumda yarım ağız esnedim.
İbrâhim Asteğmen: Kenan üsteğmenim kusuruma bakmayın... Tayinim Urfa'ya çıktı. Önümüzdeki hafta tugaya yakın bir yerde bir ev ayarlayabilir misiniz?
Gözlerimi saniyelik olarak karanlığa gömüldü. "Tam dayaklıksın yeminle"
sonra cevap dahi vermeden, ellerimle tişörtün eteklerinden tuttuğum gibi ayağa kalktım. Bir çırpıda kollarımdan sıyırdım. Ardından elimi bana bol gelen eşofmanımın her iki kenarına atarak boxerla beraber hızlıca indirip çıplak bedenimle banyoya doğru yürüdüm.
Kısa bir duşun ardından belime bağladığım havluyla yatak odasına gelip dolaptan çıkardığım havluyla saçlarımdaki nemi biraz aldıktan sonra, olduğu gibi elimde top haline getirip sinirle yatağa fırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI YÜREK
Short Story( ASKERİ KURGU ) BXB "O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...