"Üsteğmenim müsait misiniz?"
"Buyurun asteğmenim"
Kenan üst üste attığı bacaklarını indirerek merakla kendisine verilen dosyanın başlığına baktı "Gelecek olan askerlerin listesidir komutanım"
Bu sefer, kafasını konuşan bedene çevirip anladım der gibi salladı. Hayır bunu herhangi bir askere de verebilirdi. Niye özellikle kendisi getiriyordu, onu hala anlamış değildi. Üstünde de çok fazla durmamıştı. Kendisine bariz bir hayranlık duyduğu aşikardı. Fakat Kenan, bu hayranlığı sadece disiplinli bir komutan oluşuna yormuştu günlerdir.
Göz ucuyla ibrahim'e bakarak aklındakini diline döktü.
"Keşke askere verip gönderseydin asteğmenim. Yani sürekli zahmet edip gelmen beni mahçup ediyor açıkçası!"
"Ne zahmeti üsteğmenim. Zevkle getiriyorum. Hemde sizinle iki çift hasbihal ediyoruz"
Kenan cevap vermeden, başını hafif yana eğdi ve masanın üzerinde duran elini kaldırıp boynuna götürüp kaşıdı. İbrahim'in gözleri ise Kenan'ın kızarmış boynuna kaymıştı.
Boğazını temizleyerek "Afrin'de havalar ısınınca sinek doluyor her yer. Şuan dışarda acayip bir sıcaklık var. Beş dakikadan fazla durulmuyor komutanım"
"Öyle öyle" uzatmadan geçiştirdi Kenan.
Aklına aylar önce Senar'ın İbrahim'den uzak dur lafı gelince sırtını arkasındaki deri koltuğuna yaslayıp karalarını karşı koltukta oturan çömez komutana dikti.
İçinden 'Ulan Maviş, İbrâhim'in hangi hareketinden rahatsız oldu acaba. Belki de kıskandığı için öyle demiştir' dedi
Ki İbrahim asteğmen de gayet yakışıklı bir tipti sonuçta. ama herhangi bir olağandışı birşey gördüğü de yoktu. Kendisine olan abartı derecedeki hayranlığı dışında. Neyse diyerekten, masaya koyduğu elinden destek alarak ayaklandı. Saat öğle 12 olmak üzereydi. Daha askerlere eğitim yaptırması gerekiyordu. Dosyayı kenara sürüp masada duran ve Senar'ın kendisine hediye ettiği kalemi üzerine bıraktı.
Ardından kısık gözleriyle ibrahim'in yüzüne kaçamak bir bakış attı. "Ben eğitime geçiyorum asteğmenim. Dosyayı imzaladıktan sonra binbaşına ben götürürüm"
Yüzbaşı Devran komutan artık, binbaşı rütbesine terfi olmuştu. Aylar önce Halep'in kuzeyine yapılan görevde başarılı olununca Devran komutan erkenden terfi alarak binbaşına layık görülmüştü. Kenan ise yaştan dolayı terfiye takılmış bir yıl daha üsteğmenlik yapması gerekiyordu.
Bir yılın ardından o da Devran komutan gibi terfi alacak Yüzbaşı olacaktı.
İbrâhim asteğmen "Ben gelip dosyayı alırım komutanım, siz zahmet etmeyin" dediğinde Kenan ağzı açık "İyi peki, görüşürüz" diye karşılık verdi. Oturduğu koltuğu geriye kaydırdı.
Aynı şekil İbrahim komutanda, odadan çıkmak için ayağa kalkmış Kenan'ın yanına gelmişti. "Sizinle birşey konuşmam lazım komutanım. Ne zaman müsait olursunuz tam olarak?"
Kenan şaşırıp kaşlarını bitiştirerek eliyle koltuğu gösterdi "Eğer çok önemliyse buyurun asteğmenim. Konuşabiliriz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI YÜREK
Short Story( ASKERİ KURGU ) BXB "O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...