Değerin, Ederin Kadardır

1.3K 94 52
                                    

DÜN SENİ SEVDİM
BUGÜN DE SEVİYORUM
ÖBÜR GÜN BORCUM OLSUN
YAŞARSAM SÖZ, YİNE SENİ SEVECEĞİM
                                  Nazım Hikmet Ran

🌴

Saatler birbirini kovalarken, Senar'ın sıkıntı dolu bekleyişleri daha bir derinleşmeye başlamıştı. Sebebi elbette ki sevdiği adamı buradan sağ salim çıkarmak isteyişiydi.

Kenan, bir ara başını hafiften oynatınca Senar sıkıntılı halinden ayrılarak direkt kömür gözlüsünün yanına adımladı ve dizlerinin üzerine çökerek "Kenan" dedi.

Yüreği felaket ezilir gibi oldu. Buruk ses tonu ve çaresiz ifadesiyle "Kömür gözlüm, kurban olayım aç o güzel gözlerini bak Maviş'in geldi" diye fısıldadı.

Kenan ise başı önünde eğik, yine de toplayabildiği gücüyle konuşturmaya zorladı kendini. "Senden nef-nefr-et ediyo-rum"  dedi kesik kesik.

Bu cümle Senar'a şiddetli bir tokat etkisi yaratırken, aynı zamanda vücudunun buz kesilmesine ve boğazına acı bir yutkunuşa neden olmuştu. Tahmin ettiği gibiydi herşey. Kömür gözlüsü kendisini affetmeyecekti. Hatta nefret ediyordu.

Biliyordu. Allah kahretsinki bu biliş bile günlerce beyninde şiddetli bir sarsıntıya sebebiyet vermişti.

Rutubetli duvarlar arasında kendini iyice köşeye sıkışmıştı. Kömür gözlüsü onu istemeyecek, onu sevmeyecek diye ödü kopmuştu. Bir yandan da varsın benden nefret etsin diyordu. Sevdiği adam sağ salim bulundu ya, Allah'tan gayrı birşey istemiyordu artık.

Bu dakikadan sonra daha da tek kelime etmemişti. Edememişti. Kelimeler diline yapışmış dökülmek nedir bilmiyordu. Ki çok geçmeden kapı tekrardan açıldı ve Zuhair kendisine doğru aceleci adımlarla yetişmişti.

"Benım olanı, bana ne zaman vereceksen Maviş"

Üstüne birde göz kırptığında Senar derhâl ayağa kalkıp tiksinti dolu ifadesi ve sinirden karanlık bir hal alan ışığı sönük mavileriyle parmağını uzatarak salladı.

"Bana bir daha Maviş dersen, o sikik dilini keserim. Anladın mı?"

Akabinde boğazını temizleyerek kendisine bir hayli yaklaşmış olan Zuhair'in kulağına eğildi. Burnuna leş bir koku gelince buruşmuş yüzünü daha da buruşturdu.

"Akşam. Ama önce siktir git bir banyonu yap" dedi dişlerinin arasından. Maksadı zaman kazanmaktı.

Zuhair ise anlık bozulmuş bir ifadeyle kendisinden hayli uzun olan sarışın adama başını kaldırdı. Ağzının kenarıyla "Eyi o vakıt, sen ne dersen o olsun"

Ter kokusunun üzerine birde ağız kokusu eklenince Senar elini yakasına atıp kendinden uzaklaştırdı

"O dişlerini de yıka amına koyayım. Yıkamaya yıkamaya bokumun rengine dönüşmüşler" dedi tiksintiyle.

"Bokını yerem senın sarı, emrin olır"

Leş kokan ağzıyla tekrar konuşup arkasını döndü. Kapı eşiğinde kısa bir an durup başını omzunun üzerinden arkasına çevirdi.  Senar'ın hâlen iğrentiyle kendisine baktığını gördü.

YABANCI YÜREK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin