"Seni dinliyorum asteğmenim. Benimle birşey konuşacaktınız"
Dün İbrahim asteğmeni yanından kovar gibi davranınca biraz kötü hissetmişti. Bile isteye kimseyi kırmak, incitmek istemezdi lakin, İbrahim'in de hakettiğini düşünüyordu.
İbrahim asteğmen ise birazdan söyleyeceği itiraftan dolayı acayip heyecanlı acayip stresliydi. Yerinde huzursuzca kıpırdanarak derin nefesler alıp titreyen bedenini kontrol altına almakla meşgul olup gözlerini Kenan dışında her yerde gezdiriyordu.
En fazla ne kaybedebilirim ki diyordu içinden. Eğer söylersem belki de bir olurumuz olabilir diye düşünmüştü. O yüzden kalçasını koltuktan kaldırarak gergin adımlarla Kenan'ın masasına yaklaştı ve belli belirsiz bir tebessümle stresten yutkundu.
Kenan'a bakmadan titreyen elini hafif yumruk yapıp "Şey nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Aslında herşeyden eminim. Yani en azından artık kendimden..."
Kenan, kaşlarını hafif çatarak oturduğu yerden dik pozisyonunu aldı. Can kulağıyla yanında durmuş heyecanla konuşan adama bakadurdu. Yakışıklı bir o kadar da masum bir yüzü vardı ayakta duran komutanın. Söyleyeceği her ne ise yüzünün daha da çocuksu bir hal almasına neden olmuştu.
Tam ağzını açıp 'Heyecan yapmadan konuşun asteğmenim' diyecekti ki İbrahim erken davranarak
"Komutanım, birşey itiraf edeceğim size yani sizinle ilgili ama öncelikle olumlu da olsa olumsuz da olsa bunun aramızda kalacağına söz verebilir.."
Kenan, bir an yüzünü buruşturarak susması için elini kaldırdı. Kısılı gözleriyle, ağzını aralayarak "Asteğmenim, öncelikle ben laf taşımam, taşıyanı yakarım bu bir. Birde duyulmasından korktuğunuz bir sırrınız var ise, sizde kalsın. Anlatmayın bu iki"
Sesi haddinden fazla sinirli çıkınca İbrahim daha da gerilmişti. "Yok ondan değil komutanım. Estağfurullah, ne haddime sizi itham etmek"
"Ee, niye saçma sapan konuşuyorsun karşımda"
İbrahim yutkunarak, bir an vazgeçmek istedi ama vazgeçerse bir daha bu cesareti kendinde bulamayabilirdi. Bu yüzden dikkatini Kenan'ın karalarına verip bir anda deyiverdi
"B-ben sizden hoşlanıyorum yani baya oldu... Hoşlantıdan daha fazlası hemde"
Sona doğru utangaçlık bedenini esir aldığında, kafasını ellerine çevirerek titremekten yumruk halini almış ellerine bakıp, aralık kalmış dudaklarının arasından derin nefesler aldı.
Kenan ise şok bir ifadeyle yerinde kıpırdayamamıştı. Az önceki lafı beyninde oturtmaya çalıştı birkaç saniye. Yutkunup, bakışlarını pencereye çevirdi.
'Ulan Senar haklıymış' dedi iç sesi.
Tekrar, başını ayaktaki komutana kaldırdı. Kendisine bakamayan adamın yüzüne uzun uzun baktı. En elini ağzına götürüp boğazını temizledi. İçinde sevgi barındıran her duyguya mütemadiyen saygısı vardı. Ki kendisi bizzat yasak diye nitelendirilen duyguyu yaşıyordu.
O yüzden hassas davranmak zorundaydı. Oturduğu siyah deri koltuğunu sakince geriye sürüp ellerini dizine yasladı. Ayağa kalkınca heybetli bedenini kendisinden kısa olan komutana dönderdi
"Asteğmenim"
İbrahim'in yüzüne bakarak sustu. Ne diyecekti şimdi. Herif kendisinden hoşlanıyordu. Hemde şuan görevinin başında olması gerekirken, karşısına geçmiş aylardır size karşı duygular besliyorum diyordu. Kendisi saf gibi hayranlıktır deyip üstünde çok durmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI YÜREK
Krótkie Opowiadania( ASKERİ KURGU ) BXB "O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...