Sabah aniden bastıran yağan kardan dolayı nöbetçi askerler dışında çoğu asker yüzbaşı Devran komutanın emriyle bugünlük dinlenmeye çekilmişlerdi.
Kenan ise, bir süre masasında canı sıkkın bir şekilde oturarak ofladı. Masanın altında küçük soba vardı. Sobanın kırmızı ışığından gelen ısı odanın havasını az da olsa kırmışken, Kenan'ın titremesini önlüyordu.
Masanın altına hafif eğilerek elini sobanın kırmızı direklerine uzattı. Elleri yeteri kadar ısınınca kapıdaki postasına seslendi.
"Mehmet"
Isınmış ellerini tekrardan birbirine sürüp belini doğrulttu ve sırtını arkasında kalan koltuğa yasladı. Oturduğu yerden stresini atmak için koltuğu sağa sola hafif hafif salladı. Postası içeri girdi ve hazır ola geçti.
"Emredin komutanım?" Kenan ılık bir tebessümle "Bana sıcak bir çay getirsene"
"Emredersiniz komutanım"
Asker, iki dakika sonra sıcak çayı komutanın masasına bırakıp tekrardan odadan çıktı.
Kenan elini montunun yakasına götürüp dik hale getirdi. Ardından ayağa kalktı ve giydiği montun fermuarını yukarıya kadar çekti. Hava soğuk olduğundan dolayı eğilip çekmecesinden beresini de eline alarak başına taktı. Az da olsa donmuş kulakları ısınmıştı. Sıcak çayını da eline aldıktan sonra ağır adımlarla pencereye yaklaştı.
Karalarını dışardaki çam ağaçlarından ayırmadan sıcak çayından bir yudum içti. Ağaçların üzerine düşen her kar tanesi, ağaca daha da yük bindiriyor, dallarını aşağıya büküyordu.
Kömür gözlerini biraz daha uzağa dikmişti. Koca tankın üzerindeki ABD askerlerini görünce ivedilikle sabır çekti. Hemen yan tarafa baktı bu sefer. Koşar adımlarla yolun diğer tarafına geçen ve ABD askerlerine korkudan yol veren sivilleri görünce gözlerini kısarak içinden en uçsuz bucaksız küfürlerini bir bir sıraladı. Keskin gözleriyle başını küfür eder gibi silkeledi.
Sıcak çayından bir yudum daha içerek birkaç dakika daha bekledi oracıkta. Milli Suriye Ordusu yazılı askeri bir araç daha gözüne değdi. O araçta, Devran komutanın dediği karargaha doğru gidiyordu. Heyecanla acaba Senar'da var mı o araçta? diye iç geçirdi. Tam adım atıp dışarı çıkacağı esnada iç sesi onu durdurdu... O gün kendisini suçlu hissettiren maviler aklına geldiğinde dışarı çıkma fikrini zar zor bastırdı. Bir dakika geçmeden pencerenin yanından adımlayacağı vakit askeri bir araç bölüğe girdi.
Gözlerini kısarak araçtan inecek olan kişiye odaklandı. Asker kemerini açtıktan sonra hızlıca komutanının kapısını açtı.
Kenan, kafası dik ve birbirine bastırdığı dudaklarıyla araçtan inen yüzbaşı Devran komutanı gördü. Devran komutan birkaç adım atarken izleniliyor hissine kapılmış ve yüzünü soluna çevirdi. Çevirir çevirmez Kenan ile göz göze geldiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI YÜREK
Historia Corta( ASKERİ KURGU ) BXB "O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...