Ölmek İstiyorum

1.3K 98 27
                                    

İKİ HAFTA SONRA

🌴

Senar'ın annesi Azize hanım, yıllardır komşu oldukları ve oğlu kadar sevdiği Kenan'ı ziyarete gelmişti. Bu ilk ziyareti değildi elbet. Sadece her geldiğinde, Kenan kimseyi görmek istemediğini kesin bir dille red ettiği için ve kimseyi odasına yaklaştıramadığından görememişti.

Azize hanım eskiden kimseye pek birşey sormaz, sesini çıkarmaz, sadece dinlerdi. Ama şimdi onun için de durum farklıydı. Çünkü en az Kenan kadar oğlu da evde perişan bir haldeydi. Bu yüzden artık dinlemekle kalmıyor, birşeyleri öğrenmek istiyordu.

Hiç düşünmeden evden çıkarak merakını tahrik eden şeylerin peşine düşmüş aşağı mahalleye adımlamıştı. Halbuki Kenan'ın bugüne kadar kendilerine en ufak bir saygısızlığı olmamış, onların Kenan'a bir zararı dokunmamıştı. Onlar iç savaştan kaçıp geldiklerinde, ellerinden ilk tutan Seydi bey ve Gülsüm hanım olmamış mıydı?

En önemlisi de, o kadar yokluğun içinde ekmeklerini Kenan'la bölüştürmekten gocunmamışlardı. Hem oğullarını en çok koruyup kollayan kişi  hemen yan tarafında yatağına uzanmış yüzü kaskatı kesilmiş delikanlıdan başkası değildi.

Kenan ise gözünü ana haber kanallarına dikmiş son dakika haberlerini izliyordu. Yüzünde mimik oynamıyor, taştan daha sert yüzüne sinek değse anında ölecek gibiydi. Günlerdir yeğeni dışında kimse ona bulaşmaya cesaret edememişti.

Azize hanımda, başını çevirerek Kenan'ın baktığı ana haber kanalına baktı. Ne söyleyeceğini, ne soracağını unutmuş gibi alt dudağını hafif dişlemişti.

"Kenan, oğlum nasılsın kurban olduğum?"

Boynunu bükerek konuşunca, Kenan dikbaşlılığından ödün vermeden uzandığı yatakta gerildi ama bunu annesi kadar sevdiği kadına belli ettirmedi, cevapta vermemişti.

Azize hanım ciddiye alınmadığını düşünerek, bakışını direkt Kenan'a çevirdi bu sefer. Ellerinden tutup dudaklarına götürerek öpüp bıraktı.

"Kenan'ım, sende benim oğlum sayılırsın biliyorsun değil mi oğlum?"

Merdivenlerden ses duyunca, Kenan'ın bacağınından kayan örtüyü düzelterek tekrar koltuğuna geçti. Gülsüm hanım kapıyı açıp elindeki tepsiyle içeri girdiğinde, üzgün gözleri direkt olarak arkadaşı ve komşusu Azize'yi bulmuştu.

Azize hanım, içine yarım bir nefes çekip verdi. Gülsüm hanımın gözündeki acıya gözlerini dikip 'Konuşmadı' der gibi başını hafif iki yana salladı. Bu tepkiyle Gülsüm hanımın yorgun omuzları tekrar çöküverdi.

Eve geldiklerinden beri Kenan'ın ağzını bıçak açmıyordu. Haliyle bu durum bütün ev ahalisini yormuştu. O yüzden Ömer olabildiğince eşini çocuklarıyla birlikte annesinin evine getirip götürüyordu. Kenan'ın yaşam belirtisi gösterdiği tek kişi yeğeniydi çünkü.

"Kenan'ım, oğlum Senar seni çok özle.."

Kenan'ın anında sertleşen bakışı, Azize hanımın lafının yarım kalmasına, söyleyeceği her ne ise geri yuttumasına neden olmuştu.

Azize hanım en son dayanamayıp bezgin bir nefes verdi ve ayağa kalkarak elini Gülsüm hanımın omzuna yaslattı. "Haydi bana alasmarladık Gülsüm'üm" dedi ve tekrar yataktaki uzanan Kenan'a döndü.

YABANCI YÜREK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin