Ben olsam kulaklık takar bu şarkıyla okurdum. 🙈
Zaten sonda neden bu şarkıyla okuyun dediğimi anlarsınız...Keyifli okumalar ❤️
***
Üzerime kazağımı geçirdiğim gibi, telefonumu ve kontağı cebime iliştirerek kapıya doğru yürüyüp ayakkabımı giydim ve montumu giyme gereğinde dahi bulunmadan, kapıyı açtım ve çıkıp kapıyı ardımda kapattım.
Ardından kesik bir soluk aldığım gibi sırtımı saniyeler önce kapattığım kapıya dayayarak gözlerimi yumarak yutkundum
Zemin ayağımın altında kayar gibi olunca, hızla toparlanarak merdivenlerden yavaş adımlarla birer birer indim. Son basamakta ise titreyen bacaklarım, bedenimi daha fazla taşıyamayınca olduğu gibi duvara tutunarak kendimi yere bırakmak zorunda kaldım.
Genzimden çıkan hırıltılı hıçkırıkları geri yerine yollayıp sadece gözümden akan yaşlara izin verdim bir müddet.
Zaman benim için artık ilerlemiyor gibi dakikalar korkunç bir hal almaya başlamış, uzadıkça uzuyordu.
Çok geçmeden merdivenlerden adım sesleri geldiğinde dönüp bakmadım. Taki
son merdivende yanıma ulaşan ve son basamağı da inen, üzerinde siyah uzun paltosu olan İbrahim'i görene kadar.Tam dışarı çıkacaktı ki, çivi gibi yerinde mıhlanarak, depremden dolayı çok hafif yırtılan duvara elini götürüp yumruk haline getirdi.
Bedenini döndürmeden başını bana çevirip, kızarmış gözleriyle "Ko-komutanım ben gidiyorum. Herşey için çok sağolun" gözünden bir damla yaş akıp dudağına doğru yol aldığında, yerimde küçüldükçe küçüldüm.
Dudaklarımı zar zor konuşmaya ikna ederek "Özür diler.." diyeceğim vakit, lafımı şimşek hızında ağzımda tıkayarak başını yana salladı "Dilemeyin, özür falan dilemeyin" dudaklarından ufak belli belirsiz bir hıçkırık koparak "Bana o gözlerle bakmana dayanamıyorum. Ama şunu kabullenin artık Senar yok, öldü..." devamını getiremeden dudaklarını dişlerinin arasına kıstırarak çekip gitti.
Gözlerim benden izin almadan yumuldu, ellerim yumruk haline gelerek birkaç kez yere yumruk atar gibi sertçe vurdum.
Acıyan yumruklarım, ruhsal acımın üzerine fiziksel acıyı eklemeyi ihmal etmedi.
İçimdeki ruhsuzluk gittikçe artmaya devam edince yerden destek alarak ayağa kalktım ve her iki yana sarkmış kollarımla tekrar merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım.
Cebimdeki telefon çaldığında buğulu gözlerimle elimi cebime iliştirip çıkardım.
Annem arıyor....📞
Açtım ve kulağıma götürdüm telefonumu. Kelimeleri güçlükle ağzımdan yuvarlatarak çıkardım çünkü dilime yapışmış gibiydiler
Çökmüş omuzlarımla "Efendim anne" dedim ve akan burnumu çektim.
"Kenan, oğlum ne yapıyorsun bak hüseyin amcamla konuşacağım diye tutturdu..."
"Sonra anne, sonra" daha da uzatmadan telefonu yüzüne kapattım. Evimin olduğu kata yetiştiğimde, ellerimi ceplerime attım ama yoktu. Gözlerim sinirden kapandı. Yine aceleyle çıkarken evin anahtarlarını almayı ihmal etmiştim
Kapıya bir tekme savurup biraz olsun kendime geldim. Az önce beni ardında bırakan adam aklıma birden üşüşünce, hızlı adımlarla merdivenlerden ikişer üçer inerek kendimi dışarı attım. Etrafta onu göremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI YÜREK
Short Story( ASKERİ KURGU ) BXB "O katili bulacağım. Andım olsun ki bulacağım. Onu bulup kendi ellerimle gebertmeden bu dünyadan göçmeyeceğim, Allah şahidim olsun ki bulacağım ben o katili" dedi ve hızlıca ayağa kalktığı gibi koluyla gözyaşlarını sil...