Eve geldiğimde hemen anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım. Saat üç olmuştu. Odama girdim ve kıyafetlerimden kurtulup sıcak bir duş almak için odamın banyosuna ilerledim. Sıcak suyu ayarladım. Son birkaç günde yaşadıklarımı düşünürken sıcak suyun beni rahatlatmasını diledim. Gördüğüm kan gölünden beni sıyırmasını, içimdeki bu korkunç histen beni arındırmasını istedim. İlk defa görmüştüm ölümü. İlk defa kalbim bu kadar hızla çarpmıştı. İlk defa dizlerim beni taşıyamayacak kadar titremişti. Su sonunda tenimi yakmaya başladığında duştan çıktım ve bornozuma sıkı sıkı sarıldım. Yaşadıklarım ruhen beni etkilemişti. İlk başlarda hiçbir şey olmamış gibi devam etmiştim çünkü unutmak için bunun doğru olacağını düşünmüştüm. Ancak her gece rüyamda o küçük çocuğu, o ölen kızın mosmor tenini görmek unutmamı engelliyordu.
Odama girdim ve üzerime pembe ve beyaz renklerinde çizgili saten bir pijama takımı giydim. Saçlarımı kuruttum ve aynanın karşısına geçtim. Yeşil gözlerime baktım. İnsanlar gözlerimi beğenirdi. Benim için derin bir ormanı simgelerdi yeşilleri. Soluk ve koyu yeşil, uçsuz bucaksız bir ormanı andırıyordu ve ben bunu seviyordum. Mutlu olduğumda, güldüğümde veya heyecanlandığımda daha parlak bir yeşil sarmalardı bakışlarımı. Korku veya hüzün ise daha da soldururdu gözlerimi, o zaman elayı andırırdı gözlerim. Şu an da solmuş ve rengi koyulaşmışı gözlerimin. Hüzün hissediyordum. O çocuğun ablasını minik elleriyle "Ablam üşüyor." diyerek sarması içimi titretiyordu. Kimi zaman ağlıyor, kimi zamansa sadece titrek nefeslerle dizginlemeye çalışıyordum kendimi ağlamamak için.
Telefonuma gelen mesajla irkildim. Aynanın önünden çekildim ve telefonumu elime aldım. Saat 16.38 olmuştu. Duşta epey zaman harcadığımı anladım. Hemen mesaja tıkladım ve inceledim.
Gönderen: Malak
-"Asila, avukatımla konuştum. Tamamen halloldu şu taciz meselesi. Tekrar Allah senden razı olsun diyorum!"
Baran'ın mesajına sırıttım ve cevap yazmaya koyuldum.
-"Gözün aydın, Baran. Her ne kadar bana bu iyiliği zorla yaptırmış olsan da takılmıyorum ve ahiret tarafına bakıyorum." dedim ve telefonu kapattım.
Zaten bir daha ikisini de görmeyecektim. Kötü bir rastlantıydı tanışmamız. Bir daha ne Alper, ne de Baran ile bir işim yoktu.
Biraz kendi kendime düşüncelere dalmışken aklıma bu sene üniversite sınavına gireceğim gelince ders çalışmaya karar verdim. Çok parlak bir öğrenci değildim ancak bunu umursamazdım çünkü müzikten ilerleyecektim. Ancak annemin hala benden doktor olurmuş gibi umutları vardı. Abim polis olmuştu ve annem bunu hiç istememişti. Tehlikeli bir meslekti polislik. Şimdi bana dair umutları vardı ancak büyük ihtimalle hayal kırıklığına uğrayacaktı. Sonunda çalışma masamın önüne geldim ve sandalyeye oturdum. Evet, matematik zor değil! Açtığım matematik kitabına uzunca baktım. Ee, nerede sayılar? Ben matematik diye gelmiştim ama... Oflayarak soruları çözmeye -çözememeye- başladım. Her sorunun sonunda güzelce küfürler ediyordum. Evet, matematik zor! Kitabı kapattığım ve saate baktım. 1 saattir matematik çözmeye çalışıyordum. Ofladım ve yerimden kalktım. Salona doğru ilerledim. Annem koltuğa oturmuş, Televizyonda Müge Anlı açmış, bir yandan da fasulye ayıklıyordu. Yanına oturduğum anda bana döndü. "Kız, Alper ne iyi çocuk öyle!" Sabır dilenir gibi nefes verip anneme döndüm. "Anne, n'olur darlama beni ya. Hem biz sevgili değiliz, ibnelik yaptı Alper." Annem sıkıntılı bir nefes verdi ve önüne dönüp Müge Anlı-fasulye ikilisine devam etti. Ben de odama döndüm.
Bir anda ağzıma bir el örtülünce korkuyla debelenmeye başladım. Bir anda geriye döndüm ve kim olduğuna bakmadan bacak arasına sert bir tekme geçirdim. Acıyla inleyen Alper'e gözlerimi kocaman açarak baktım. "Gerizekalı ne işin var burada?" diye çıkıştığımda içeriden annemin sesi geldi. "Kızım n'oluyor?" Hemen kapıyı kilitledim ve Alper'e dik dik bakmaya başladım. O da iki büklüm olmuş sızlanıyordu ve küfürler yağdırıyordu. "Ulan," "İki korkutalım dedik, şeyimizden olduk ya!" diye bağırdığında elimle ağzını kapattım ve "şş!" diyerek susturdum onu. Yoksa annem Alper'i eve attığımı düşünüp önce beni döver sonra da Alper olduğu için sevinirdi. Alper'e "Sen buraya nasıl girdin?" diye sorduğumda çenesiyle açık camı gösterdi. Yatağımın üzerine oturduğunda ona sorarcasına baktım. Neden gelmişti ki şimdi? "Çok mu özledin beni?" dedim alayla. Güldü. "Pijamaların güzelmiş." Ben de güldüm. Beni pembe pijamala- rımla görmesi iyi olmamıştı tabii. "Teşekkürler." dediğimde alayla "Sana değil pijamaya iltifat ettim ben." dedi. Gülerek omzuna vurdum. "Eh, buraya pijamalarımı konuşmaya gelmedin herhalde." Omuz silkti. "Canım sıkıldı ve gelmek istedim." Ona şaşırmış bir şekilde baktım. Sonuçta biz arkadaş değildik ve tanışmamız da pek iyi bir yolla olmamıştı. Ben bir daha görüşmeyiz derken bu çocuk hangi akla hizmet evime geliyordu ki? "Alper, canın sıkıldı diye camdan odama giremezsin." Kaşlarını kaldırdı. "Bence beni misafir etmek senin için bir gurur olmalı. Baksana, görüp görebileceğin en yakışıklı adam karşında duruyor. Daha ne istiyorsun?" Söylediğine gözlerimi devirdim. Çok egoluydu, çok... Yanına oturdum. "Leonardo Dicaprio'nun yanında hiç şansın yok. Ayrıca tipim değilsin." Söylediğime kahkaha attı. Ne var ya, Leonardo Dicaprio fanı olmam çok mu garip! "Ben o herifi teklerim." dediğinde kahkaha atan taraf bendim. Yüzünü buruşturdu. "Gülüşün bile itici, Asila." Ona dil çıkardım. "Sen çok çekicisin." dedim alayla. "Biliyorum." dedi ve dişlerini göstererek sırıttı. Allah'ım, ben ne günah işledim de bununla tanıştım ya? "Neyse ben gideyim, sen daha da sıkıcısın." dedi ve cama yöneldi. Hemen aşağı atladı. Evimin ilk katta olmasına lanetler okudum. Arabasına bindiğini gördüm. Yani, son model arabasına demek istedim. Ben de gelen yorgunlukla biraz uyumaya karar verdim ve kendimi yatar pozisyona getirdim. Tek bir dileğim vardı: o kabusları görmemek...
![](https://img.wattpad.com/cover/357460902-288-k523324.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK LEKE
Teen FictionAsila markette kendisinden yardım isteyen çocuğun peşinden giderken tüm kaderinin değişeceğini farkında değildir. Ölüme ilk defa tanık olan Asila, yeni bir başlangıca da imzasını atarken onu yakıp kül edecek duygularının peşinde sürüklenir... Tesadü...