33. Bölüm: BABA?

70 7 3
                                    


ASİLA SOYER

"Alo, evet...Tamam. Birazdan orada olacağım." Alper'in sesiyle gözlerimi yavaşça araladım. Telefonla konuşurken ceketini giyiyordu. Benim uyandığımı görünce telefonu kapatıp bana döndü. "Günaydın." Kocaman sırıttım. "Günaydın." Kaşlarımı çattım. "Nereye gidiyorsun?" Yanıma gelip yatağın kenarına oturdu. "Bir işim var. Hemen döneceğim." Yerimde doğruldum. "Ne işin var?" dedim uykulu sesimle. "Biri ile görüşeceğim." Esneyip konuştum. "Ben de gelebilir miyim?" "Hazırlanmak için beş dakikan var." Hemen ayaklandım ve banyoya koşturdum.

ALPER KAYALI

Asila'yı götürüp götürmeme konusunda emin değildim ancak kaçırıldığından beri onu yalnız bırakmak içimden gelmiyordu. Banyodan çıkınca hemen yanımda bitti. Gidip yedek kıyafetlerini aramaya koyuldu. Bende kaldığı zamanlarda yanına aldığı kıyafetlerden bazılarını burada bırakmıştı. Hemen kıyafetlerini alıp banyoya yöneldi. "Neden yanımda giyinmiyorsun güzelim?" dedim onu uyuz etmek için. Bana hareket çekip banyonun kapısını çarparak cevap verince güldüm. İki dakika sonra beyaz spor bir elbise ile geri döndü ve saçlarını topuz yapıp birkaç tutamı açıkta bıraktı. Dudaklarına ruj sürerken ona baktım. "Neden makyaj yapıyorsun ki?" dedim. Aynadan göz ucuyla bana bakıp konuştu. "Güzel olmak için." "Yeterince güzelsin." Utanarak önüne döndü ve bana cevap vermedi.

Sonuda Asila hazır olunca evden çıktık ve arabaya bindik. Yol boyunca Asila ile uğraştım ve onun sinir krizlerine güldüm. Leman Kafe'nin önünde durdum ve arabadan indik. Asila'nın elini tuttum ve kafeye girdik. Girişte garsonlar beni hemen tanıdı. "Hoş geldiniz Alper Bey!" Onlarla oyalanmayıp Asila'yı çekiştirmeye devam ettim. Kuytuda kalan bir masaya geçip oturduk ve içimden adamın bizi bulabilmesi için dua ettim. Asila'ya döndüm. "Bir şeyler ye." Omuz silkti. "Gerek yok." Onu takmadan menüyü alıp onun önüne koydum. "Bak." Oflayıp menüyü karıştırmaya başladı. Sonunda ona çay ve kruvasan, kendime de kahve sipariş ettim.

Yemeğini yedi ve garson boş tabaklarımızı topladı.Orhan denen adamın hala gelmemiş olması dikkatimi çekmişti. Onu aramaya karara verdim ve telefonumu çıkardım. Numarasına tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Alo?"

Karşı taraftan bir tıkırtı geldi.

"Alo?"

"Ben geldim."

"Tamam, hemen geliyorum. Beklettiğim için üzgünüm."

"Önemli değil. Bu arada kız arkadaşım da yanımda, sorun olur mu?"

"Hayır, aslında gelmesi iyi olmuş... Birazdan orada olacağım."

Telefon kapandı. "Aslında gelmesi iyi olmuş." derken neyden bahsediyordu? Konuşmak istediği şeyler Asila ile mi ilgiliydi? Ben kaşlarımı çatmış bunu düşünürken Asila konuştu. "Ne oldu?" "Yok bir şey."

Adam sonunda kapıdan girdi ve bizi görmesi için Asila ile ayağa kalktık. Asila eteğini düzeltiyordu ve adamı daha görmemişti. Adam sonunda bizi gördü ve bize doğru gelmeye başladı. Yanımıza ulaşınca elini sıktım. Asila da kafasını kaldırıp adama bakınca bir anda donakaldı...

ASİLA SOYER

Kafamı kaldırınca gördüğüm manzara ile donakaldım. Kalbim teklemeye başlarken kan beynime sıçradı sanki... Bacaklarım beni taşıyamaz bir hal alınca Alper'in kolunu tuttum. Beynim sanki vücudumu yönetmeyi bırakmıştı. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp gördüklerimin gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştım. Gerçekti, tam karşımda duruyordu. Gözlerim yanmaya, burnum sızlamaya başlamıştı. Kuruyan dudaklarımı araladım. "Baba?"


KARANLIK LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin