28. Bölüm: BARANCIK TEHLİKEDE

115 6 15
                                    

YAZARIN AĞZINDAN

Derin, hastane odasında öylece Kağan'a bakıyordu. "Ne istiyorsun?" Kağan yerinde hafifçe doğruldu ve Derin'in tam gözlerinin içine baktı. "Gel, işbirliği yapalım. Sen Baran'dan al intikamını, ben de Alper'den." Derin önce Kağan'ın dediklerini idrak etmeye çalıştı ve uzun uzun düşündü. Baran'ı seviyordu ancak kimse onun duygularıyla oynayamazdı. Kimse onun gözyaşlarını akıtamazdı, kimse onu kıramazdı, kimse onun canını yakamazdı... Derin bir nefes aldı. Kağan ile işbirliği yapmalı mıydı? Bu düşünceyi kafasında tartarken Kağan tekrar konuştu. "Baran seninle bir oyuncak gibi oynadı. Senden yararlandı ve seni bir çöp gibi kenara attı. Şu an senin adını bile hatırlamıyordur, emin ol." Derin sinirle dişlerini sıktı. Yumruk yaptığı elini yavaşça çözdü ve Kağan'ın dediklerini düşündü. Haklı buldu Kağan'ı. Kağan yataktan kalktı ve Derin'in karşısına geçti. Derin oturduğu koltukta başını hafifçe kaldırdı ve Kağan'a baktı. Kağan'ın yüzünde keyifli bir gülümseme belirdi. Elini sıkması için Derin'e uzatırken sordu. "Benimle misin?" Derin'in dudakları intikam arzusuyla kıvrıldı. Şeytani bir gülümseme yüzünü esir alırken konuştu. "Seninleyim." Kağan'ın elini sıkarken içinde, intikam ateşinin söneceğine dair bir umut yeşerdi.

Kağan'ın odasından çıkarken ona son kez baktı. "Numaram sende var, iyi olunca ara. İntikamımızı alalım." Kağan sırıtarak onu onayladı ve elini kaldırıp yavaşça salladı. Derin hiç tepki vermeden odadan çıktı ve ardından kapıyı kapattı. Koridorda topuk sesleri yankılanırken Derin omuzlarını dikleştirdi. Kendinden emindi, bunu yapacaktı. Kimse onu kullanamazdı, birilerini kullanan taraf o olmalıydı.

ALPER KAYALI

"Baran yeter artık hatırla lan!" Asila cırlayınca yüzümü buruşturdum. Murat ve Derin evden çıkmışı ve ben de Asila'yı alıp hastaneye götürmüştüm. Sedat amca gelip Baran'ın çıkış işlemlerini halletmişti. Biz de Baran'ı almıştık ve eve götürmüştük. Ama bizi hala hatırlamıyordu pezevenk! Asila bana baktı ve yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirdi. Ben ona kaş göz yaparak ne olduğunu sorduğumda ise işaret parmağını dudağına götürdü ve bana susmamı söyledi. Merakla ne yapacağını beklemeye başladım. Asila bir anda Baran'ın göğsündeki yaraya elini bastırdı ve ona meydan okurcasına baktı. Baran acı içinde inledi ve Asila'yı itmeye çalıştı. Asila Baran'a bilmiş bir bakış atarak konuştu. "Yaran göğsünde, Baran. Bak, bunu da biliyorum. Haydi şimdi de söyle seni kandırdığımızı. Hadi yine inanma bakalım bize!" Asila'nın dudaklarındaki şeytani gülümseme bana da bulaştı. Baran ne diyeceğini bilemez bir şekile bize bakarken Asila'da çakmam için bir beşlik uzattı ancak ben ona gözlerimi devirdim ve "Kaç yaşındasın, Asila?" diyerek yakındım. O da somurttu ve havada kalan elini heyecanla Baran'a uzattı. Baran şüpheyle gözlerini kısarak bir Asila'ya bir de kaldırdığı eline baktı. Sonunda dayanamayıp onun eline çakınca Asila keyifle sırıttı. Baran da ona katılınca ensesine bir tane geçirdim. Baran bu hareketimle yakındı. "Iy, ben senden başka arkadaş bulamamış mıyım? Artık kankam Asila vallahi." Asila kahkaha atarken ona katıldım. "Sen bir de sarhoşken gör kankanı." dediğimde imayla, Asila gözlerini kocaman açtı ve utançla kızarmaya başladı. "Ya sus Alper!" diye cırlayıp omzuma bir tane geçirince gülerek geri çekildim. Eli de ağırmış yengenizin! Baran'a baktığımda gözlerini kısmıştı ve bir şeyleri hatırlamaya çalışır gibi bir hali vardı. Asila da onun bu halini farketmiş olacak ki anlamazca bana baktı. Biz birbirimize bakarken Baran bir anda koltuktan sıçradı. "Hatırladım! Alper, kardeşim! Asila, yengelerin gülü!" Sonunda hatırlamasının verdiği rahatlamayla sırtımı koltuğa daha da çok yasladım.

Ofladım, canım sıkılmıştı. Asila'yla mı uğraşsaydım acaba? "Asila, çok sıkıldım. Gel öpüşelim." Asila bana yan bir bakış atıp gözlerini devirdi. Ne var yani, fena fikir mi? Baran hayretle bize baktı. "Ulan siz hani gerçekten sevgili değildiniz! Vay amına koyayım, iki gün uyumuşuz bunlar yan odada..." Baran, kafasına bir tane geçirmemle susmak zorunda kaldı. Aklıma gelen ibnelikle sırıttım. Yüzümü ciddi bir ifadeye bürüyüp konuştum. "Baran," Baran bana döndü ve merakla beni dinlemeye başladı. "Hani sen ameliyata girdin ya," diye devam ederken inandırıcı olmak için gözlerimi kaçırıp bir süre sustum. Gülmemek için zor duruyordum. Baran merakla "Abi n'olmuş ameliyatta?" diye sorunca ona baktım ve konuştum. "Kardeşim, bunu sana söyleyeceğim ama üzülme tamam mı?" Baran endişelenmeye başlamış gibi görünüyordu. "Abi korkutma söyle işte!" diyince devam ettim. "Abi doktor seninkinin ucundan biraz aldı." dediğimde Baran mavi gözlerini korkuyla büyüttü. Asila bunun şaka olduğunu anlamış olacak ki gülmemek için yanaklarını ısırıyordu. "Abi ne diyorsun sen? Rızamı aldılar mı benim, ha? Benim evladımdı o, kahrolurum oğlum ben, biterim." dediğinde telaşla, kahkahalarımı yutmak için büyük bir mücadele verdim. "Abi azcık ya, valla bak çok almadılar. Doktor 'sünnet olmamış bu' dedi, biz de 'tamam siz halledersiniz' dedik." diye devam ettirdim şakayı. O sırada Baran acıların çocuğu gibi bir havaya bürünmüştü. "Vay anam, vay!" diye dert yanınca Asila kahkahasını bastırmak için ellerini yüzüne kapatmıştı. "Ah be Barancık, bu senin başına gelecek şey miydi?" diye bağırınca Baran, artık kahkahamı daha fazla tutmadım. Asila da kahkahalarıyla bana eşlik etti. Baran ağzını açıp bize salak salak bakmaya başladı. Sonra şaka olduğunu anlayınca gözlerini kıstı ve bana kötü bakışlar attı. "Bir dakika, Barancık iyi, değil mi?" diye sordu Baran teyit etmek ister gibi. Kahkahalarım durmazken zorlukla başımı salladım ve onu doğruladım. Baran rahat bir nefes aldı ve elini kalbine götürüp kendini koltuğa attı. Bu hareketine daha da çok güldük. "Hainler, kalpten gidiyordum burada!" Asila gülmelerinin arasından konuştu ve ellerini havaya kaldırdı. "Benim suçum yok, Baran. Alper'e kız." Elimi karnıma götürüp gülmemi zorlukla durdurdum.

Saat iyice geç olunca yatmaya karar verdik. Baran' a odasına gitmesi için destek olduk ve Asila da benim odama gitti. Ben ise battaniyemi alıp koltuğa yöneldim. Uyumak yerine Asila'yı düşündüm. Birbirimizi öptüğümüz tüm anlar gözümün önünden geçerken aptal aptal sırıtmaya başladım. Ben karanlık bir adamdım ama Asila beni bir ayda bambaşka bir adama dönüştürmüştü. Gülüşü aklıma gelince derin bir iç çektim. Çok güzel gülüyordu. Sesi, sesi de çok güzeldi. Asila'da birçok güzel şey sayabilirdim. Gülüşü, gözleri, sesi, dudakları, kalbi... Beni ona bağlayan şeyler tek tek aklımda canlanırken bu gece asla uyuyamayacağımı anladım...

KARANLIK LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin