Gözlerimi yavaşça araladım. Başımdaki feci ağrıyla yüzümü buruşturdum. Gözlerimi tamamen açtığımda gözüme vuran ışık beni neredeyse kör edecekti. Bu ışığın kaynağının bir sokak lambası olduğunu anladım.
Sonra ise uzandığım kaldırımda doğruldum. Sağıma baktığımda neredeyse çığlık atacaktım. Sesli bir küfür savurdum. Az önce beni kovalayan adam tam yanımdaydı. Hafifçe sırıtıp "Sonunda uyandın." dedi.
Tam uzaklaşacakken kolumdan tuttu. Çığlık atmak geldi aklıma. Var gücümle bağırdım ancak elini ağzımın üzerine örterek çığlığımı yarıda kesti. Nefes alamıyorum. Sadece çırpınıyordum. Konuşmaya başladı: "Bak, ben de senin gibi bir cinayete tanık oldum ancak sen o kadar malsın ki beni gördüğün anda katil damgası vurdun." Sesindeki öfkeyi hissettim. Bana kızmıştı, hem de çok kızmıştı. "Şimdi elimi çekiyorum ama bağırmayacaksın. Anladın mı?" Hızlıca başımı salladım. Elini yavaşça ağzımdan çektiğinde derin bir nefes aldım ve kendime gelmeye çalıştım.
Karşımdaki adamı daha detaylı inceledim. Uzun boyluydu, siyah dalgalı saçları dağınık olmasına rağmen ona hoş bir hava katmıştı. Gözleri ise koyu kahverengiydi ancak siyaha çok yakındı. Yüz hatları sivri idi ve bu ona çok yakışmıştı.
"Beni kesmeye devam mı edeceksin yoksa konuşacak mısın?" Konuşması ile ürktüm. "Ha? Ben mi? Yoo, seni niye keseyim ki?"
Sabır dilenir gibi havaya baktı ve ardından koyu renk gözlerini benim yeşil gözlerime kenetledi. "Siktir ya!" dedi kendi kendine. "Hem bir cesetle karşılaşıyorum hem de aptalın biri beni katil sanıp metrelerce koşup bir de üstüne küt diye düşüp bayılıyor. Şansımı sikeyim ya ben!" diyerek kendi kendine söylendi. "Aptal mı?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Bana gerçekten mi der gibi baktı. "He o kadar şeyin içinde sana aptal dememe mi takıldın?" Gözlerimi abartılı bir şekilde devirdim.
Bir dakika! Harbiden ceset mı görmüştüm lan ben az önce?
Kahretsin, saat kaçtı? Kararmış havaya baktım ve içimden sövdüm. Annem beni kaç kere aramıştı acaba? Hemen cebimden telefonumu çıkardım ve annemin 27 cevapsız aramasıyla bakıştım. Anneme bu akşam Alya'da kalacağıma dair bir mesaj attım. Karşımdaki adam da telefonuma tüm görgü kurallarını ihlal ederek bakıyordu.
Evet bu durumda eve gidemezdim. Üzerimde kan lekeleri vardı. Annem ise beni tekrar aradı. Bildiğim tüm duaları okuduktan sonra telefonu açtım. Annemin yüksek sesi kulağımı doldurdu. Yüzümü buruşturdum. Karşımdaki adam ise bana anlamsız bakışlar atıyordu. Annemi uzun bir süre iyi olduğuma ikna etmeye çalışım. Kadın bir yerde haklıydı. Bana markete gitmemi söyleyeli 3 buçuk saat olmuştu. Neredeyse karakola gideceğini ekledi ve telefonu sonunda kapattı.
"N'oldu?" diye sordu karşımdaki adam. "Annem merak etmiş." Anladığını belirtir gibi başını salladı.
Bir dakika, bu bana katil olmadığının garantisini verebilir miydi? Ben ona hemen inanmıştım. Ben aklımdan binbir türlü düşünce geçirirken konuşmaya başladı. "Gel seninle düzgün bir şekilde konuşalım. Ve ne yapacağımıza karar verelim. Tamam mı?"
Başımı salladım. Ayağa kalktı ve elini bana uzattı. Uzattığı ele önce kaşlarımı kaldırarak baksam da sonrasında o eli tuttum. Birlikte yürümeye başladık...
![](https://img.wattpad.com/cover/357460902-288-k523324.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK LEKE
Teen FictionAsila markette kendisinden yardım isteyen çocuğun peşinden giderken tüm kaderinin değişeceğini farkında değildir. Ölüme ilk defa tanık olan Asila, yeni bir başlangıca da imzasını atarken onu yakıp kül edecek duygularının peşinde sürüklenir... Tesadü...