ASİLA SOYER
Taburcu işlemlerimi halleden Alper'e minnetle baktım. Artık hastane resmen evim olmuştu! Hiç sevmiyordum hastane ortamını. Ama bu aralar pek sık gider olmuştuk. Hastaneden çıkınca Alper abaya kadar beni kucağında taşımıştı ve şimdi arabayı sürerken bana çok güzel bir şarkı mırıldanıyordu.
"Hüzünler başıma vurdu yine
Sevginin çıkmaz yollarında, senin dolaylarında
Sana dair hasretim yüzyıllardan kalma
Aklımı kaçırıyorum bu cinnet akşamlarında..."
Ona en içten gülümsememi sundum ve kadifemsi sesini dinlemeye devam ettim.
"Orada her kiminleysen, belki sevgilinleysen
Söyle kumralım, için sızlamaz mı?
Bilmem hatırlar mısın, gözlerim ne renkti
Söyle kumralım, benim adım neydi?"
Alper beni gerçekten mutlu eden tek insandı. En çok güldüren, en güzel seven, bana en çok güven veren... Onsuz bir hayatım olduğunu düşünemiyordum bile. Alper'siz bir hayat... Sanrım o olmasa ben de olmazdım. Sanki nefes almamı o sağlıyor gibiydi. Kısa bir süre görmesem özlüyordum. Sesini her duyduğumda huzur buluyordum. Dudaklarımı her hapsettiğinde dudakları, kalbim zirvelerde atıyordu. Nefesini tenimde hissetmek güzeldi. Bana yaşadığımı hatırlatıyordu, var olduğumu, ben olduğumu, her şeyimle Asila olduğumu... Çünkü o, beni ben olarak sevmişti. O; güzel bir kızı, neşeli bir kızı ya da onu güldüren bir kızı değil, Asila'yı sevmişti. Bu da gözlerimdeki parıltıyı arttırıyor, bana sevildiğimi iliklerime kadar hissettiriyordu. Hayatın bir anlamı vardı artık benim için...
Alper'in evinin önünde durduğumuzda Alper benim kapımı açtı ve dikkatlice indim.Tam beni kucağına alacakken ona engel oldum. "Biraz yürümek istiyorum. Yataktan ne zamandır kalkamıyorum baksana, yakında yürümeyi unutacağım!" Söylediğimle dudakları yukarı kıvrıldı ve başını salladı. Yavaş adımlarla yürürken arada bir karnıma ağrılar giriyordu ancak ben Alper'e belli etmemeye çalışıyordum.
Alper kapıyı açtı ve yavaşça içeri girdik. Salona baktığım an ağzım açık kaldı diyebilirim. Alya buradaydı! Alper de kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde aynı tepkiyi verdi. "Baran yine eve kız mı attın lan?" Bu sefer gözlerim yuvalarından çıkacakmışçasına açıldı ve Alper'e döndüm. Alya'nın öfkeli bakışları Alper'i bulurken Baran Alya'dan korktuğunu belli eden bakışlarını gönderdi. Tam Baran ağzını açmış "Hayır Alpe-" derken Alya elini uzatıp Baran'ın ağzını örttü. Baran'In gözleri kocaman açılınca gülmemek için yanaklarımı ısırdım. Alya'nın bakışları doğrudan Alper'e kilitlenmişti. Gözlerini kıstı ve oturduğu yerden yavaşça kalktı. Hasiktir, ben Alya'nın bu modunu tanıyorum! "Birazdan üzerine atlayıp saçlarını eline vereceğim!" moduna geçmişti. "Hey, Alya sakin ol..." diye mırıldansam da Alya dış dünyayla iletişimi kesmiş gibiydi. Panter gibi Alper'in üzerine atlayacaktı ve sadece buna odaklanmıştı!
"Ben," diye başladı Alya sözlerine. Allah'ım, sana geliyorum! "Oradan bakınca..." Yavaş adımlarla Alper'e doğru yürümeye başladı. Bu adımları bile tanıyordum ben, Allah'ım bu kız Alper'i çiğ çiğ yiyecek! "Sürtük gibi mi görünüyorum?" Sesi uyarıcı derecede kısılmıştı. Alper kaşlarını kaldırarak meydan okudu. "Buradan bakınca-" diye alay edecekken elimle ağzını kapattım. Alper gözlerini devirerek bana bakınca ben de boştaki elimle susması gerektiğini işaret ettim. Alya yaklaştı ve bana baktı. "Sevgiline sahip çık, tüm kick boks hünerlerimi sergilemeyeyim!" Hızlıca başımı salladım ve elimi Alper'in ağzından çektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK LEKE
Teen FictionAsila markette kendisinden yardım isteyen çocuğun peşinden giderken tüm kaderinin değişeceğini farkında değildir. Ölüme ilk defa tanık olan Asila, yeni bir başlangıca da imzasını atarken onu yakıp kül edecek duygularının peşinde sürüklenir... Tesadü...