"BARAN!" Alper'in haykırışı kulağıma dolunca gözlerimi kapattım. Ağzımdan bir kıçkırık kaçtı. Baran vurulmuştu. Ellerim titrerken bacaklarım artık beni taşımıyordu. Alper Baran'ın yanına koşarken ben de titreyen bacaklarımla koşmaya çalıştım. Ağlamaktan nefes alamazken Alper'in Baran'ın nabzını yoklamasını izledim. Ben de çömleldim yanlarına. Korku dolu gözlerle Alper'e baktım. Alper derin bir nefes aldı. "Yaşıyor." diye fısıldadı. Elimi ağzıma götürdüm. Hala titriyordum ve deli gibi atan kalbim bedenime ağır geliyordu. Ruhum olanları kaldıramıyordu. "Ambulans çağırın!" diye bağırdı Alper gür sesiyle. Adamlarından birisi hemen telefonunu çıkarıp ambulans çağırdı. Olanların şokuyla ben de yere bıraktım kendimi. Gözlerim kapanmamak için mücadele veriyordu. Sanki kalbim taşıyamıyordu bütün bu olanları. Sonunda bilincimi yavaşça kaybettim...
ALPER KAYALI
Hastanede dört dönüyordum. Bir oraya bir buraya yürürken kendimi durduramıyordum. Bir yanda Baran vurulmuştu ve yoğun bakımda canı için mücadele ediyordu. Diğer yanda sevdiğim kadın bilincini kaybetmişti ve baygın yatıyordu. Ve bir de Kağan piçinin vurulduğunu farketmiştik. Baran onu vurunca onun adamları da Baran'ı vurmuştu. Cem gelip sırtımı sıvazlayınca gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. "İyileşecekler." dedi Cem destek olurcasına. Efe de oturduğu yerden kalkıp bize yaklaştı. "Hadi, Alper. Kendini toparla oğlum. Şu an güçlü olması gereken sensin."
Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Efe haklıydı. Güçlü olmalıydım ancak ben bu durumda güçlü kalamıyordum. Baran benim kardeşimdi, sırdaşımdı. Çocukluğumuz birlikte geçmişti. Birlikte gülmüş, birlikte ağlamıştık. Birimiz acı çekince diğerimizin de canı yanmıştı. Ona bir şey olursa ben kendimi asla affetmezdim. Kağan benim düşmanımdı ancak Baran da benim yanımda durmak için düşman edinmişti kendine. Kağan'ın ölmesini istemiyordum çünkü ondan tüm yaptıklarının intikamını almak istiyordum. Onun için ölmek bir kurtuluş olurdu. Benden ve ona yapacaklarımdan kurtulmuş olurdu ölürse. Ve eğer ölecekse de onu öldüren kurşun benim silahımdan çıkmalıydı. Öfkeyle saçlarımı karıştırdım. Gidip sırtımı duvara yasladım. Onlar da yerlerine oturdular.
Yirmi dakika sonra bir hemşire bize doğru gelmeye başladı. "Asila Soyer'in yakınları siz misiniz?" "O iyi mi?" diye sordu Cem ağlamaklı sesiyle. Ben de hemşirenin ağzından çıkacak kelimeleri merakla bekliyordum. Emre ve Efe de benden farksızdı. "İyi, epey darbe almış ancak hepsine müdahale ettik. Bilinci de yerine geldi." Titrek bir nefes verdim. Asila'nın iyi olması yüreğime su serpmişti. "Onu görebilir miyim?" diye sordum. "Tabii ki ancak kısa süreliğine. Hastayı yormayın lütfen." dedi ve uzaklaştı. Hemen Asila'nın olduğu odaya doğru ilerledim.
Kapıyı hafifçe tıklayıp içeri girdim. "Alper?" O güzel sesini duyunca yüzümde buruk bir tebessüm oluştu. Ona bir şey olacak diye o kadar korkmuştum ki... "Asila..." kapıyı ardımdan kapatarak yanına gittim ve yatağın yanındaki sandalyeye oturdum. Kolundaki seruma bakarken konuştu. "Baran," titrek bir nefes verdi. "İyi mi?" Dolu gözlerine baktım. Şu durumda bile kendini düşünmüyordu. Ve bu da ona olan hayranlığımı artırıyordu. "Yoğun bakımda." diye yanıtladım onu. Gözünden bir damla yaş süzüldü. Hemen baş parmağımla sildim onu. "Özür dilerim Asila." dedim. Dudaklarımı ıslattım. "Sana yaşattığım her şey için özür dilerim." Buruk bir gülümseme yerleşti yüzüne. "Teşekkür ederim Alper." Burnunu çekti. "Bana yaşattığın her an için teşekkür ederim." Söylediğiyle boğazıma büyük bir yumru oturdu. Bir kez daha aşık oldum karşımdaki bu cesur ve fedakar kıza. Asila'ya aşık olduğumu kendime itiraf etmem zor olmuştu. Ancak onu kaybetme eşiğine gelince hissettiklerim ona aşık olduğumun kanıtıydı. Ben aşık olmazdım ancak Asila benim zincirlerimi kırmış, duvarlarımı yıkmıştı. "İyi misin Asila?" Başını salladı. "İyiyim." "Sana yemin ederim, Kağan yaptıklarının bedelini ödeyecek. Senin canını yaktığı her an için..." duraksadım. Asila'ya vurduğu anlar gelince aklıma, ona olan nefretim daha da büyüdü. Ben Asila'ya dokunmaya kıyamazken o vurmuştu, canını yakmıştı. Derin bir nefes alıp devam ettim. "Onun canını kat ve kat yakacağım." gözlerime masumiyetle bakıyordu. Bir anda kapı açılınca kafamı hemen oraya çevirdim. "Siz ikiniz ne yapıyorsunuz burada?" Asila'nın abisi şüpheyle bir bana bir de Asila'ya bakıyordu. "Alper, beni Alper kurtardı abi." Asila abisine neden böyle bir açıklama yaptı bilmiyordum ancak abisinin bir anda bakışları yumuşadı. Bana yaklaşıp bir anda sarılınca ben de karşılık verdim. "Sağol." diye fısıldadı. Sesinde Asila'nın durumuna dair endişe ve kurtulduğu için de rahatlama sezdim. "Ben çıkayım." dedim ve çıkışa yöneldim. Asila'ya son kez baktım ve onları yalnız bıraktım.
ASİLA SOYER
Abim, Alper gidince bana döndü ve başını sağa eğdi. "Çok korktum..." derken bana yaklaştı ve kollarını bana sardı. Ben de yatakta hafifçe doğrulup kollarımı boynuna sardım. Benden uzaklaşınca yanımdaki sandalyeye oturdu ve elimi avcunun içine aldı. "Annem," dedim. "Haberi var mı?" Başını olumsuz anlamda salladı. "Arkadaşında kalacağını söyledim. Eğer öğrenseydi kadın kalpten giderdi." Kıkırdadım. Evet, annem gerçekten de epey endişelenirdi. "Müge Anlı'ya çıkardı." dediğimde kahkaha attı. Bir süre sonra gülmesi soldu ve ciddi bir ifadeye büründü. "Asila, aklımı kaçıracaktım. Polisim ama seni kurtaramadım, şaka gibi. Alper benim müdahale etmem sonucu sana zarar verebileceğini söyledi. Biz sadece dışarıda kapıda bekleyebildik." Abimin de orada olduğunu duyunca gözlerim büyüdü. "Canını çok acıttı mı?" diye sorarken kasıldığını farkettim. Kağan'ın bana vurması abimi epey sinirlendirmiş olmalıydı. "Hayır, abi. İnan ki ben sözlerimle onun canını daha çok acıttım." dediğimde sırıttı. "Kimin kardeşi?" Kıkırdadım. "Videoyu izledim. 'Helal lan Asila!' demeden edemedim." Evet, abim videoyu tabii ki izlemişti. Videoda Kağan'a adamlıkla ilgili ağır sözler söylemiştim. Ancak ne kadarı çıkmıştı videoda, onu bilmiyordum. "Seni bırakayım, biraz dinlen. Alper seni kurtardı ve biraz gözüme girdi ama hala pezevenk, bunu unutma." dedi ve göz kırpıp odadan çıktı. Yüzüme sıcacık bir gülümseme yerleşti. Hem abim hem de Alper'in benim için endişelenmesi beni gülümsetmişti. Gözlerimi kapatırken biraz olsun uyumak ve kabusları görmemeyi diledim...
ALPER KAYALI
Koridordaki koltuklardan birine otururken Derin'in sesini duydum. "Merhaba!" Hiç özlememiştim bu sürtüğü. "Asila iyi mi?" doğrudan beni muhatap alarak sorduğu soruya başımı sallayarak cevap verdim. Hay ben bu kıza haber verenin... "Başka yaralı var mı?" diye sordu. Benden cevap alamayacağını anlayınca diğerlerine döndü. Cem kısaca "Baran vuruldu." diyince dikkatle tepkisini izledim. Bir anda donakaldı. "Ne?" diye fısıldadı ancak bunu daha çok kendine soruyor gibiydi. Elindeki çanta yere düştü ve o da kendini tutamayıp düşecekken Murat onu son anda yakaladı. "Tamam, sakin ol." diyerek onu da bir sandalyeye oturttu Murat. "Baran iyi mi?" diye endişeyle sordu Derin. Gözleri hemen dolmuştu. "Yoğun bakımda." diyerek cevapladı onu Efe. Derin sonunda hıçkırarak ağlamaya başladı. Baran'ı sevdiğini anlamamak için kör olmak falan lazımdı ancak aynı şekilde Baran'ın onu sevmediği de barizdi. Baran'ı taciz gibi bir suçla iftira attığından beri bu kıza karşı soğuk tavrımı takınmıştım. Derin'de ona güvenmemi engelleyen bir şeyler vardı. Bana asla güven vermiyordu ve vermeyecekti. Bize doğru ilerleyen doktoru görünce hemen ayaklandık. "Baran Taşkın'ın yakınları siz misiniz?" diye sordu doktor. "Evet, biziz." diye yanıtladı Murat onu. "Baran Bey'in durumu artık hayati tehlike taşımıyor. Normal odaya alacağız. Uyandığında kısa süreli bir hafıza kaybı bekliyoruz ancak kesin değil." Rahatlıkla derin bir nefes verdim. Emre gelip bana sarıldı ve sırtıma birkaç kez vurdu. Derin ise Murat'a sarıldı. Hoppala, bunlar hayırdır? Derin'i sevmesem de Murat gerçekten iyi birisiydi. Asila'nın kaçırıldığını Kağan'ın gönderdiği konumdaki depoya girmeden önce ona haber vermiştik ve o da ekip yönlendirmişti. Bunun bir tuzak olduğunu öğrenince hemen geri dönmüştük ve ben Kağan'ı aramıştım. Kağan gıcıklığına telefonu açıp saçma sapan konuşurken Murat da sinyallerden konumu bulmuştu. Asila'ya gerçekten çok değer veriyordu ve iyi bir abiydi. Onu korumak için elinden gelenin fazlasını yapmıştı. Aynı benim yapamadığım gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK LEKE
Teen FictionAsila markette kendisinden yardım isteyen çocuğun peşinden giderken tüm kaderinin değişeceğini farkında değildir. Ölüme ilk defa tanık olan Asila, yeni bir başlangıca da imzasını atarken onu yakıp kül edecek duygularının peşinde sürüklenir... Tesadü...