Beklenmedik

147 14 42
                                    

Demesiyle birlikte üzerime doğru hızlıca gelmesi bir oldu,bende yere bıraktığım bıçağa hızlıca atıldım.Şuan Doğan,benden bedenen çok daha güçlü ve kuvvetli.Ama şansımı deneyeceğim,şuan bıçak elimdeydi ve Doğan'a doğru tutuyordum...

Açelya:Benden uzak dur!

Doğan:Evet,arka ceplerinide kontrol etmeliydim.

Şuan kaçacak bir yerim yoktu,bu yüzden çığlıkların geldiği odaya hızlıca koştum.Hiç olmazsa sesin sahibi öğrenmeliydim,belki bi pencerede olabilir ve oradan kaçabilirim.Neyseki
kapı tahtadandı,ayağımla hızlı bir şekilde tek sefer de kırdım.Ve Doğan'ın burada tuttuğu adamı görmemle başımdan kaynar suların düşmesi bir oldu.

Bu aile fotoğrafında gördüğüm adamdı,Doğan'ın
abisi!ama nasıl.Bir insan abisini nasıl bağlar?
ve en önemlisi bu hale getirebilirmi?yapabilirmi?Ben hala şokun etkisindeyken Doğan'sa bundan faydalanıp daha ne ara masadan aldığını görmediğim sakinleştirici iğneyi arkamdan gelip koluma vurmuştu.

Vurmasıyla birlikte hızlıca geri çekildim,
gözlerimin önü yavaş yavaş kararmaya başlamıştı
Yavaşça gevşiyordum,artık kontrol bende değildi gibi.Ben geriye doğru çekilmemle tahta kulübenin duvarına çarpmıştım.Çok geçmeden dengemi kaybetmeme az bi mesafe kala Doğan ben düşmeden tutmuştu.

Bulanık gören gözlerimle,sesim çıkmıyordu bu yüzden fısıltıyla...

Açelya:Bırak

Doğan'sa bu söylediğime karşılık,kulağıma doğru eğlip ben bilincimi kaybederken...

Doğan:Biraz uyumanın bir zararı olmaz.

Ve çok geçmeden bilincimi kaybettim...

Merve'nin ağzından...

Uzun bir yürüyüşten sonra sonunda görüş açıma bir şeyler girmişti,çok geçmeden ağaçların arasından parlayan ışığa doğru ilerlemeye başlamıştım.Umarım bu düşündüğüm beyaz ışık değildir,daha çok gencim.Ve hayatımın aşkına kavuşmadan göçmek istemiyorum.Tamam neyse şakanın vakti değil.Şuan tam karşımda bir kulübe vardı.Ses çıkarmadan büyük adımlarla kulübeye doğru ilerledim.


Hem burada kulübenin ne işi var diye aklımdan geçiremeden edemedim.Şimdi Açelya burada olabilirde olmayabilirde,ama her şeye hazırlıklı olmalıyım.Kulübeden ses gelmiyordu ama ışıklar yanıyordu,hiç olmazsa içeriye gizlice bakmalıyım.
Bu yüzden kulübenin etrafında biraz gezindim, ama nafile bir pencere bile yoktu.Şuan amerika filmlerinde ölüme giden salaklar gibi hissediyor-
um.Daha fazla düşünmeden tekrardan bakınmaya başladım ve yerde çimenlere yakın bir delik gördüm.Son çare buradan bakmaktı,hadi bismillah diyerek yere yüz üstü uzandım.


Bir gözümü delikle aynı hizzaya getirdim ve elimden geldiğince içeriyi taramaya çalıştım.Çok
geçmeden gözüme bir şey çarpmıştı,iyide ben bu ayakkabıları tanıyorum.Daha Açelya buraya taşınmadan bir kaç gün önce kaybolan ayakkabı-
larım!.Ama nasıl ve ne zaman almıştı,dikkatimi
çeken bir diğer kısımsa aradan 2 yıl geçmesine rağmen hiç çizik almamışlar!tabi almaz sonuçta 2.500 liraya orjinalinden almıştım.İşim bittikten sonra bunuda hallederim.


Kızım bunu düşünmenin vaktimi!diyen iç sesime karşılık"bu normal bir konu değil bu bir ayakkabı
davası ve ben bu ayakkabılar için günlerce ağladım,ben nasıl Açelya'nın bu ayakkabıları çaldığını,yani aldığını anlayamadım"çok geçmeden elimle kafama vurup konunun ciddiyetine adapte olmaya başladım.Evet Açelya
şuan 2.500 liralık ayakkabılarımla birlikte içeride ve ayaklarındaki iplerden anladığım kadarıylada bağlı.


GÜÇLÜ OLAN KAZANSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin