yeni evim.

2.5K 115 19
                                    


Şarkı medyada.

Keyifli okumalar dilerimm.

(&)

Elimdeki ekmekleri ikiye böldükten sonra tezgah bıraktım ve mutfakta yüksek sesteki şarkıya eşlik ediyordum. Ocağa doğru ilerledim ve ocaktaki soslu makarnayı karıştırdım. Evet arkadaşlar hayatımda değişmeyen tek şey hala bildiğim tek yemeğin makarna oluşuydu. Soslu dediğime de bakmayın, salça ile kavuruyorum sadece.

Eve geldikten sonra Buğra'nın da evde olduğunu görmüştüm ve birlikte hızla eve yerleşmiştik. Daha doğrusu ben yerleştim çünkü kendisi zaten çoktan düzenini kurmuştu bile. Benimde odam hazırdı. Sadece kıyafetleri yerleştirdim ve birkaç eşyamı yerine koymuştum.

Odam , diğer evde olan odamdan farksızdı. Tamam bir tık daha küçük olabilirdi ama bu odayı daha bir benimsemiştim. Çok tatlı bir odaydı. Bol bol poster astım duvarlarıma. Tabi önceliğim Sibel hanımın tablosu oldu ve en güzel köşeye astım. Sonra sevdiğim dizi , filim karekterlerinin posterlerini astım. Böyle aman aman hayranı olduğum çok ünlü yoktu. Vardı bir kaç kişi , onları astım. Sonra kahve rengi ve beyazın hakim olduğu odamda birkaç değişiklik daha yaptım ve daha da düzenini bozmadım.

Buğra ise akşama az kaldığı için yandaki marketten alışveriş yapmaya gitti. Dolapta herşey vardı ancak o malzemeleri kullanacak aşçılar evde bulunamadığı için hazır birkaç şey almaya gitti. Ben dedim aslında özel soslu makarna yapacağım, boşuna masraf yapma diye ama bir ton dalga geçmiş ve gitmişti. İçecekte alacakmış.

Bende hızla üstüme rahat şeyler geçirdim ve canım makarna çektiği için yapmaya başlamıştım. Yanında da salata hazırlıyordum şuan. Yalnız çok hamarat bir kız oldum ilk günden. Mutfağa girmeler falan. Hamde biri kalk yap demeden. Kendimi şaştım iyice.

Elimdeki tahta kaşığı ağzıma dayadım ve Gülden Karaböcek 'in ' sen evlisin. ' şarkısına eşlik ediyordum.

" Kahrolmadan ikimiz ,
Bitmeli bu sevgimiz ,
Bu bizim kaderimiz
Dayan yüreğim dayan !
Unutma ki evlisin
Yuvana dönmelisin !
Sen artık gitmelisin ,
Vakit çok geç olmadan !"

Nakarat kısmında sesimi yüksetigim de hafif dertli dertli şarkıya eşlik ediyordum. Evet , arkadaşlar, asla şarkıyla bir anım veya yaşantım olmamasına rağmen, bur tür kederli şarkıları dinler ve dertlenirdim. İşin garip kısmı tüm listem bu tür şarkılardan oluşuyor. Hayır hayatında aşk falan istemeyen ben , makarna yaparken neyin derdine düşüyorum bilmiyorum.

Gerçi bu şarkıyı yaşamam için ablamın eşiyle kaçmam gerekiyor ama benim ablam yok. Bende  Buğra'nın eşiyle kaçarım, maksat Gülden ablayı anlamak.

Sonra neden etrafta küçük Emrah gibi dolaşıyorum ? Bu şarkılar bile beni üzüyordu. Üstelik hicbirşey yaşamama rağmen. Gerçi ben bu şarkıları dinlerken daha çok kendi dertlerimi hatırlıyorum. Hoş , unutuğum yok zaten ama.

Ocaktaki makarna pişince altını kaptım ve dolaptan iki tane beyaz , çukur tabak çıkarıp içine boşlatım. Biraz altı tutmuştu ama olsun. Ben böyle seviyordum zaten. Birkaç tanesini tezgaha düşüre düşüre tabağa boşaltım ve şarkıya güzel sesimle eşlik ede ede masaya bıraktım. Masayı hazırlamıştım zaten. Sadece makarna yapıyordum. Mutfak ve salon birbiryle birleşikti. Amerikan mutfak tarzıydı.

Elif Ada Alpaydın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin