karakol

592 29 6
                                    


Geç geldim biliyorum ama üst üste bölümler atıktan sonra duraksamam gereken durumlar oluştu. Üstelik biraz gidişatı düşündüm. Keyifli okumalar dilerim.

( Asaf'ın anlatımıyla...)

Parmaklarımın arasında duran sigara dalını dudaklarıma götürdüğüm sırada bakışlarım karakolun önünde gezindiğin de içerden başta sevgili kız kardeşim olmak üzere, babamla annemin çıkmasını bekliyordum. Derin bir nefes aldım sigaradan ardından yaşlandığım arabadan ayrıldım. Parmaklarımda ki sigarayı söndürmek adında yere atım üstüne bastım. Karakola doğru ilerlemek adına hareketlenecegim sırada içeriden Elif'in çıktığını gördüm. Durdum.

Buraya ne için düştü tam manasıyla bilmiyorum ama Turan aradığın da dediği tek şey , uyuşturucu kullandığıydı. Elbette buna ihtimal vermediğim gibi , böyle bir duruma düşecek ne halt yedi de , belki de eline almayacak o maddeyi kullanmakla suçlandı merak etmiştim. Sonra da önemli bir davette olmamıza rağmen kalktığımız gibi , soluğu burada almıştık.

Yerinde duramayan bir kız olduğunu düşünüyordum. Başına bela almak için çok fazla çaba sarf ediyordu. Bu durum çoğunlukla hoşuma gitmese de karşımda ki kızın nasıl inat bir kız olduğunun bilincindeydim. Bu nedenle sözümü dinleyecegini sanmıyordum. İşin aslı zoraki bir şekilde, kendisini yönetmek doğru da değildi. İstesem bunu yapabilirdim ama kardeşim beni böyle bilsin istemiyorum. Eğer bir yanlış yaparsa bile , bunu kendisi ogrenmeliydi.

Aklı başında bir kız olduğuna da eminim ki , bazen ne yaptığının pek farkında olmasa da ve beklenmedik sonuçlar doğursada, kendince haklı nedenleri olduğuna inanıyordum. Etrafında dönen olaylardan haberdar olması gerekiyor ve beliki bunu kendisi yapmayacağı taktirde, birşeyleri öğrenmenin güç olduğunu anlamıştı.

Haklıydı da , örneğin ben anlatmazdım. Mecbur kalmasam tek kelime etmezdim. Söz konusu kız kardeşimin caniysa yalan söylemek benim için zor değildi ve böyle de olması gerekiyordu. İlk baştan beri önceliğim Elif'i tüm bu olanlardan uzak tutmaktı çünkü öğrenirse rahat durmayacagini düşünüyordum. Nitekim öyle de oldu. Öğrenir öğrenmez Pınar'la iş birliği yapıp, operasyonun olduğu alana gelmişlerdi. Sonrası da malum olanlar.

İşte bu yüzden uzak durmasını istemiştim ama beni dinlemek yerine kendi bildiğini okumuştu. İçten içe ne kadar onu tanisamda bu burnuna dikine davranışı ile çok kızmıştım kendisne hata onunla bunu konuşmakta istiyordum. Ancak şuan üç gündür görmediğim kardeşimi görmek, sinirimin yerini koca bir özlem duygusuna bırakıyor.

Üç gündür görmüyordum kendisini ve iş nedeniyle kafamı kaldırıp, kendisine vakit ayiramamistim. Aslında bugün işten sonra yanına gidecektim ama hanımefendi de beni özlemiş olmalı ki , süreyi kısaltı. Yanıma geçtiğinde , mahçup mahçup bakıyordu. Dudaklarını sıkıca birbirine bastırmıştı.

" İyi akşamlar. " Diye mırıldandı seslice nefeslenerek. Ona baktım kısık gözlerle. Kestane renginde ki saçlarını arkadan ensesine toplayarak sıkıca at kuyruğu yapmıştı. Elini saçlarına atıp eliyle oynadı. " Bilmem kaçıncı karsilaşmamızın karakolda olması ne büyük tahlisizlik öyle değil mi? Neler yapıyorsun görüşmeyeli ? Nasılsın? " Diye konuştu.

Alayla baktım kendisine birkaç saniye. Karşımda bir başkası olsa yani bilmem kaç kere karakoldan topladığım Esir , Buğra ve Yiğit olsa canlarına okurdum ama karşımda olan kız yüzünden elim kolum bağlanıyor sanki.

Elif Ada Alpaydın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin